(15)

1K 87 46
                                    

Bu bölüm tamamen geçmiş olacak. Keyifli okumalar~

-yaş 18-

Jeno sahneye oturup ayaklarını aşağıya doğru sarkıttı. Boş olduğu zamanlarda tiyatro salonlarını daha çok seviyordu sanki. Kafasını toplamak ve Johnny hyungu ile biraz olsun vakit geçirmek için gelmişti lakin Johnny hyung son bir temizlik yaptığı için onu yalnız bırakmıştı ve Jeno'nun kafasıdaki sesle ve görüntüler sakinleşmek yerine daha da hareketlenmişlerdi.

Jaemin'in alnından bir ter damlası süzülüyordu, saçları dağınık ve yanakları pembeydi, boynunu tıpkı Jeno'nun boynunda olanlar gibi küçük kızarıklıklar süslüyordu...dudakları ise, Jeno onları tekrar öpmek istiyordu.

Bundan tam 2 hafta önce ilk kez sevişmişlerdi. Ilk kez birbirlerine dokunmamışlardı belki ama ilk defa her şeyin anlamını bilerek dokunmuşlardı birbirlerine, en derinlerine.

Jeno şu iki hafta boyunca her saniyesinde o anları tekrar, tekrar ve tekrar canlandırmıştı kafasında. Öyle hisler ile boğuşuyorduki sanki hem ilk defa ait olduğu yeri bulmuş hem de zaten hep oraya aitmiş gibi hissediyordu.

Jaemin'in gülüşüne, gözlerine, sözlerine, dokunuşlarına aitti. Jeno, Jaemin'in onu sevişine çok aitti.

Bu hislerin varlığının uzun zamandır farkındaydı ama her şeyi tam olarak kavraması iki hafta önceki o değerli anlar ile olmuştu.

Bitkilerin arasındaki o loş ortamda, çarşaf katmanlarının arasında birbirlerini her zamankinden de çok sevmişlerdi.

Jeno bu zamana kadar hasretini çektiğini bile bilmediği noktalarına öpücükler kondurmuştü Jaemin'in. Gencin küt küt atan kalbini dinlemiş, orada olduğunu hissetmişti.

Hep böyle hissetmek istiyordu, Jaemin onu tam kalbinden öpsün istiyordu, ona 'seni seviyorum' demesini çok ama çok istiyordu.

Konuşmaları lazımdı, ona hislerini anlatması ve kabul etmesi için yalvarması lazımdı.

Tüm hayatı Na Jaemin olmuşken daha fazla 'arkadaşım' diyemezdi ki, 'sevgilim' demek istiyordu.

İki haftadır oynadıkları bu köşe kapmacaya son vermesi lazımdı, hem Jaemin'in yüzünü bir saniye daha görmezse cidden kafayı yiyecekti.

"Jeno-yah!" Genç adan hyungunun seslenmesi ile  sağa sola sallayarak düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı.

"Efendim hyung?"

Johnny elinde şıngırdatıp durduğu anahtarlıkla gelip Jeno'nun yanına kuruldu.

"Veda zamanı geldi, artık burayı kapatıyoruz."

Jeno üzgün gözlerini önce hyungunda daha sonra ise salonda gezdirdi bir süre.

Alkış yankılanmalarını hala duyabiliyordu.

Hayatının şu ana kadar olan kısmını hep bu sahne üzerine oyunlar oynayarak geçirmişti.

Bu tiyatro salonu Johnny'nin ailesine aitti ve Jeno tiyatro klübünde aktif rol oynamaya başladığı zaman şans eseri tanışmıştı onlarla.

Johnny hyungun annesi klübün burada oyunlar sergileme isteğine pozitif karşılık vermiş ve onlara yardımcı olması için de oğlunu görevlendirmişti.

O zamandan beri bu salon Jeno için hep ikinci bir ev olmuştu.

Lakin artık Johnny hyungun üniversitesi bitmişti ve iş aramaya başlamıştı bu nedenle de taşınma kararı aldığından salonla ilgilenecek kimse yoktu. Zaten klüpteki diğer üyeler de farkı şehirlerdeki ümiversitelere gitmişlerdi, sona kalan Jeno ise bu ay içinde kasabadan ayrılacak ve üniversiteye yakın bir yere yerleşecekti.

||When You Call My Name|| [Nomin /Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin