24. Bölüm

708 50 13
                                    

Bitti mi yani? Gerçekten bitirdi mi beni.. Vazgeçti mi benden..
Tokayı avcumun içine alıp elimi sıkıca kapattım
Gizem: Vazgeçti benden.. Vazgeçti..
Nefesim kesildi sanki, bağırsam bağıramam sussam susamam.
Aşağı inip evden dışarı çıktım, arka bahçeye gidip fiskeyi açtım, sanki bir yağmurda ıslanır gibi ıslanıyordum.. Yere oturup dizlerimi kendime çektim, elimdeki tokayı fırlatıp dizlerime kapandım. Her su damlasında irkiliyordum.
Islanıyorum.. Ama bu iyi bir şeydi.. En azından içimden geldiği gibi hıçkıra hıçkıra ağlayabiliyordum..
O toka bana geri geldiğinde içimdeki son umut parçasını söküp aldı benden.. İnanmak istemediğim her şeye inanır oldum. Ateşin benden vazgeçtiğine inandım..
Bir anda belimde bir el hissettim beni ayağa kaldırdı, döndüğümde onu gördüm Ateşi..
Ateş: Ne yapıyorsun!
Yüzünde korku vardı, benimle birlikte ıslanıyordu.
Ateş: Yürü içeri giriyoruz!
Gizem: Bırak beni!
Elimi çekip bir iki adım geriledim.
Ateş: Gizem hasta olacaksın!
Farkında değildi belki ama oda sırılsıklam oldu.
Gizem: Vazgeçtin benden..
Ateş: Gizem..
Gizem: Gittim diye vazgeçtin benden..
Ateş: Hasta olacaksın, içeride konuşalım.
Gizem: Geri geleceğimi biliyordun.. Sana annem için gittiğimi söyledim, yorulduğumu söyledim..
Ateş: Gizem tamam! İçeride konuşalım lütfen!
Gizem: Neden.. Sadece gittiğim için benden vazgeçtiğine inanmıyorum! Neden!
Ateş: Çünkü öyle olması gerekiyordu!
Gizem: Gerekmiyordu! Seni benden vazgeçiren ne?
Ateş: Gizem sırılsıklamsın.
Gizem: Aşık mı oldun..
Çaresizce sormuştum bu soruyu boğazım düğümlenerek.
Gizem: O kıza..
Ateş: Hayır.. Hayır Gizem saçmalama!
Gizem: O zaman ne! Bir şey söyle bana! Mantıklı tek bir şey söyle! Gittiğim günden beri ağlıyorum ben! Sana ulaşmaya çalışıyorum! Her yerden sildin beni kendi hayatından bile!
Ateş: YORULDUM! tıpkı senin gibi..
Gizem: Hani benden başkası giremezdi kalbine? Hani kimseyi sevemezdin ben gibi? ÜÇ BEŞ AYDA MI UNUTTUN BENİ!
Ben ne kadar sinirliysem Ateş o kadar sakindi.
Ateş: ne hale gelirsek gelelim, gitme demiştim sana, gittin.
Gizem: Annem için.. Seni aldatmışım gibi konuşma benimle.
Ateş: Bir kere gittin ve bundan sonra gitmen için hep bir bahanen olacak.
Gizem: Bu kadar basit değil.. Gider gitmez sildin beni!
Ateş cevap vermedi, fıskiyeyi kapatıp susmayı tercih etti.
Gizem: Seven insan beklerdi.
Ateş: Seven insan gitmezdi.
Kafa sallayıp gittim yanından, eve girdim odama çıkmak yerine mutfağa gittim.
Gizem: SEVEN İNSAN GİTMEZDİ!
Tezgahın üstüne duran tabakları elimin tersiyle fırlattım yere, hepsi parçalandı.
Gizem: Sizinde benim kalbimden farklı kalır yanınız yok.
Olduğum yere bıraktım kendimi.
Gizem: Duramam.. Duramam artık burda duramam.. Gitmem lazım.
Kendimi toparlayıp ayağa kalktım.
Gizem: Gitmem lazım, duramam.. Gitmem lazım. Gitmem lazım..
Üzerime hiçbir şey almayıp çıktım evden.
Ateş: Gizem! Gizem nereye!
Cevap vermeden hızlı adımlarla kaçıyordum ondan. Yüzleşmeye cesaretim yok.. Bununla yüzleşmeye cesaretim yok.. Ateşin benden vazgeçtiğine inanmak istemiyorum hayır.. Hayır inanmak istemiyorum.
Ateş: Gizem! Gizem!
Gizem: Gelme.. Gelme.
Ateş: Üstün ıslak! hava soğuk! Gizem!
Hava gerçekten soğuktu ve üşüyordum, ama bunu umursamayacak kadar çok yanıyordu içim.. Günlerdir inkar ettiğim şeye inanmak üzereydim..
Ateş: Gizem!
Ateş yakalamıştı kolumdan.
Ateş: Hasta olacaksın nereye gidiyorsun!?
Gizem: Bırak beni!
Ateş sakince çekti elini.
Gizem: Neden.. Neden inandırdın o zaman.. O Allahın cezası tokayı neden çıkarmadın! Neden vazgeçtin benden.. O Allahın belası toka neden ben gelince çıktı bileğinden!
Ateş sadece susuyordu ve bu beni daha çok sinirlendiriyordu.
Gizem: SUSMA! Susma Allahın cezası susma! Bu kadar kolay mı? KOLAY MI!? Hani nefes alamıyordun sen benim kokum olmadan! Hani şarttı kokum!
Ateş: Sen gittikten sonra ben nefes aldım mı sanıyorsun..
Gizem: O ZAMAN NEDEN! Neden bir başkasının elini tutuyorsun.. Benim ihtiyacım var sana..
Ateş: Gizem çok soğuk üşüyeceksin lütfen hadi
Gizem: Ya ben günlerdir uğraşıyorum.. İçimde şu kadar umut bıraksaydın uğraşmaya devam ederdim.. O kızı sevmiyorsun ama bendende vazgeçiyorsun ben bunu anlamıyorum.. Anlamıyorum Ateş.
Ateş: Gizem lütfen.. Lütfen.
Gizem: Gittim diye bu kadar mı nefret ettin benden? Bu kadar mı kızdın..
Ateş: Gizem lütfen! Lütfen!
Gizem: Ya sen ne kadar kolay kurtuldun benden! Ne kadar kolay unuttun! Ben yapamıyorum! Ben senin kadar kolay yapamıyorum!
Ateş kafa sallayıp sustu.
Gizem: SUSMA! susma artık! Gittin de! Gittiğin için senden nefret ettim de! Seni sevmiyorum de! Seni sevmedim de! Bir şeyler de artık! Bir şeyler söyle.. Söyle.
Gözlerim kararmıştı kendimi çok halsiz hissediyordum.
Ateş: Gizem.
Tutacak bir şey aradı ellerim, sonrası yok.. Ateşin yanıma gelip beni yerden kaldırdığını hatırlıyorum.
Ateş: Ah be kelebek..
.
Ateşten..
Gizemi odasına çıkarıp yatağına yatırdım.
Ateş: Gizem yanıyorsun sen..
Gizem: Senden nefret ediyorum..
Gizem yarı baygın yarı kendinde konuşuyordu benimle.
Ateş: Tamam nefret et benden üstünü değiştirelim önce.
Gizem: Hayır, bırak beni.
Dolaptan kıyafet ve iç çamaşırı bulup Gizeme uzattım.
Ateş: Arkamı dönüyorum, giyin.
Gizem zar zor ayakta duruyordu elimde ki kıyafetleri aldı.
Gizem: Bakma.
Ateş: Bakmıyorum.
Gizem giyindikten sonra dönmem için omzuma dokundu.
Ateş: tamam, yat hadi biraz.
Gizem: üşüyorum..
Ateş: Dur, senin yatağın ıslak diğer yatağa yat.
Gizem benden destek alarak diğer yatağa oturdu.
Ateş: Bekle, hemen geliyorum.
Alelacele odadan çıkıp kendi odama gittim üstümü değiştirip geri döndüm, Gizem battaniyeyi kafasına kadar çekmiş iki büklüm yatıyordu.
Ateş: Gizem ne yapıyorsun?
Gizem: Üşüyorum..
Ateş: Üşürsün tabi, ateşin var.
Gizem: Yok benim ateşim falan!
Ateş: Islandın salak salak, sonra o halde dışarı çıktın
Gizem: Sensin salak.
Battaniyeyi açıp yere attım.
Gizem: ya napıyorsun!
Ateş: yanıyorsun Gizem.
Gizem: iyim ben.
Ateş: Gizem
Gizem: Üşüyorum.. Çok üşüyorum ben.
Ateş: Doktora gidelim
Gizem: Işınlanarak mı?
Ateş: Doğru araba yok..
Gizem: Isınayım geçer şimdi.
Ateş: Yanıyorsun zaten, bak bekle beni uyuma tamam mı?
Gizem: Tamam.
Mutfağa gidip bir bez parçası ve su aldım.
Ateş: Uyumuyorsun demi?
Gizem: Hayır.
Odaya geri geldiğimde Gizem oturuyordu.
Gizem: uykum var..
Ateş: gel, uzan şimdi.
Gizem tekrar yattı, ama üşüyordu.
Gizem: Sen niye ilgileniyorsun benle?
Ateş: Ölme diye.
Gizem: Hı! Sağol.
Bezi ıslatıp Gizemin anlına koydum.
Gizem: soğuk..
Ateş: geçer şimdi, ateşin biraz düşsün uyursun.
Gizem: Ateşim düşmez benim.
Ateş: düşer şimdi.
Gizem: Düşmez düşmez.
Ateş: Gizem.
Gizem: Ne
Ateş: senin bünyende maşallah baya güçlü.
Gizem: Ateş hastayım ben, uğraşma..
Ateş: Düşecek şimdi.
Kapı sesi duyuldu Kerem ve Ayça gelmişti.
Ateş: Geldiler, hadi kalk doktora gidelim.
Gizem: Hayır, gitmek istemiyorum.
Ateş: Gizem saçmalama
Odanın kapısı açıldı Ayça gelmişti.
Ayça: Biz geldik! Ateş?
Ateş: Gelmeseydiniz?
Kerem: Herkes nerde!?
Keremde gelmişti.
Kerem: oo herkes burda.
Ateş: Gidiyoruz, arabayı hazırla.
Kerem: niye noldu?
Ateş: Gizemin Ateşi var.
Kerem: he ateşi var..
Ateş: Hasta!
Kerem: Ha! Tamam, tamam iniyorum ben.
Gizemi kucaklayıp aşağı indim.
Ayça: bende kendi arabamla geliyorum, düzelttik arabayı.
Ateş: Tamam.
Kerem arka kapıyı açtı, Gizemi koltuğa oturtup kapıyı kapattım.
Ateş: Arkaya biniyorum ben.
Kerem: Tamam.
.
Kerem: Nasıl oldu bu? Sabah sapasağlamdı.
Gizemin başı omzuma düştü.
Ateş: Gizem.. Gizem uymaman lazım.
Gizem: Uykum var.
Kerem hızı biraz artırıp soruyu tekrarladı.
Kerem: nasıl oldu bu?
Ateş: bilmiyorum.
Kerem: Gizem? Gizem iyi misin?
Gizem: İyiyim.
Gizem koluma girip bana iyice sokuldu.
Gizem: Çok üşüyorum.
Ateş: Geçecek..
Gizemin kokusunu içime çektim refleks olmuştu bu artık, bulduğum her fırsatta yapıyordum bunu.
Hastaneye gelmiştik sonunda Gizemi acile alıp serum taktılar.
Kerem: Ben eve haber vereyim
Kerem dışarı çıkar çıkmaz Ayça yanıma geldi.
Ayça: Noluyor Ateş?
Ateş: Hiç.
Ayça: Ateş
Ateş: Olan biten yok, hasta oldu işte.
Ayça: ikiniz de ıslaksınız.
Ateş: Ben bu gün tokayı Gizeme geri verdim.
Ayça: Neden yaptın bunu?
Ateş: Ondan vazgeçtiğime inansın diye..
Ayça: Oda yıkıldı tabi.
Ateş: Böyle olması gerekiyordu
Ayça: Keşke buna Gizem karar verseydi.
Ateş: Vazgeçti işte, en azından inandı.
Ayça: Ne olacak peki böyle?
Ateş: Gizem geri gidecek.
Ayça: Gitmeyecek.. Ateş Gizem gitmeyecek.
Ateş: Ayça yorma beni
Ayça: Peki.. Ne olacak peki böyle? Kerem..
Ateş: Keremden bi halt olmaz sevgili falan değiller.
Ayça: Nasıl anladın?
Ateş: Kerem Barışın arkadaşı, bi ara basket maçı yapmıştık Gizeme kardeş falan diyordu
Ayça: Buna rağmen ondan rahatsız oldun.. Peki şimdi ne olacak? Gizemin hayatına illaki biri girecek gerçek biri.. Onu gerçekten seven biri o zaman ne yapacaksın? Nasıl dayanacaksın? Ateş bu saçma şey yüzünden-
Ateş: Ayça yeter.
Ayça: Tamam susuyorum yine susuyorum.
Ateş: Bende düşünüyorum bunları.. Ama elimden bir şey gelmiyor, böyle olmak zorunda
Ayça: Eve gidiyorum ben, gelirsin.
Ateş: Tamam, şey annem nasıl?
Ayça: Hepsi iyi merak etme, haberleri yok.
Ateş: Tamam
Ayça: görüşürüz
Ayça giderken bende Gizemin yanına girdim.
Gizem: Ateş?
Ateş: Nasılsın?
Gizem: daha iyiyim
Ateş: Sevindim.
Gizemin yanına gidip sandalyeye oturdum.
Ateş: Kerem ailene haber verdi, gelirler şimdi.
Gizem: Tamam. Ayça gitti mi?
Ateş: Gitti, geçmiş olsun dileklerini iletmemi istedi
Gizem: Keşke.. Keremde en az Ayça kadar gerçek olsaydı.
Ateş: Üzgünüm.
Gizem: Kazanmak isterken kaybetmek böyle bir şey herhalde, hata üstüne hata yapıyorum.
Ateş: Belki sende yeniden seversin.. Ben gibi..
Gizem: Belki..
Gizem başını çevirip sustu.
Gizem: Bensiz mutluysan hep öyle kal.
Çaresizce kafa salladım.
Bunu söylediğim için kendimden nefret ediyorum.
.
Gizemden..
Babam beni eve getirmişti, Hatice abla yine o meşhur çorbasını yapmış zorla içerdi bana.
Hatice: Şifa olsun kızıma
Barış: Nasıl üşüttün sen ben anlamadım.
Gizem: Konuşmak istemiyorum.
Tarık: Kötü mü geçti?
Gizem: Uymak istiyorum, özür dilerim.
Salondan çıkıp odama geldim kapıyı kilitledim.
Bitmiş miydi? Biz bu hale nasıl geldik.. Gittiğim için kendimden nefret ediyorum...
Barış: Gizem? Konuşalım mı?
Gizem: İstemiyorum.
Barış: Bende içine atmanı istemiyorum.
Kapıyı açıp yatağıma geri geldim.
Barış: Noldu anlat hadi
Gizem: Bitti
Sanki bu kelime için beklemiş göz yaşlarım, bir anda akmaya başladı.
Barış: Gizem.
Barış göz yaşlarımı silip bana sarıldı.
Barış: Ağla, sonra konuşalım, dök içini.
Gizem: Ateş benden vazgeçti.
.
Ateşten..
Gizem geldiğinden beri allak bullak hissediyorum, hata üstüne hata yapıyorum.
Ayça: Ateş?
Ayça odadan çıkıp yanıma geldi.
Ayça: İyi misin?
Ateş: Hayır.
Ayça: Yarın gitmek zorundasın.
Ateş: Biliyorum.
Ayça: Ateş belki de hata yapıyorsun, Gizeme ihtiyaçın var.
Ateş: Onu böyle bir şeye sürüklemek istemiyorum, ne olacağı belli değil ki.
Ayça: evet değil, ama morel-
Ateş: sırf morelim düzelecek diye Gizemi üzemem ben.
Ayça: Ah Ateş! Ne diyim sana!
Ateş: Deme bir şey Ayça, deme.
Ayça yanımdan kalkıp odama gitti kısa bir süre sonra geri geldi elinde Gizemin fotoğrafı vardı.
Ateş: ne yapıyorsun? Ver onu!
Ayça: Bu fotoğrafta ki kim Ateş?
Ateş: ne?
Ayça: Kim bu? Kim?
Ateş: Gizem.
Ayça: Peki senin günlerdir terslediğin yok saymaya çalıştığın kız kim?
Ateş: Gizem..
Ayça: Bana arada ki farkı söyle Ateş! Her gün bir fotoğrafa gülümseyen adam, neden şimdi böyle yapıyor?
Ayağa kalktım, ama iyi hissetmiyordum.
Ateş: Yeter ver şu fotoğrafı!
Ayça: Yetmez!
Ateş: Ayça ver şu fotora-
Ayça: Ateş!
Koltuğa geri düşmüştüm, başım dönüyordu.
Ayça: Ateş! Ateş iyi misin?
Ateş: Başım.. Kendimi iyi hissetmiyorum.
Ayça camları açıp yanıma geldi.
Ayça: Tamam! Tamam dur ambulansı arıyorum.
.
Gözümü bir hastane odasında açtım.
Ayça: İyi misin?
Filiz: Evet! Ateş bey?
Doktor Filiz gelmişti odaya, raporuma bakıp Ayçaya döndü.
Filiz: Ateş sanırım bu işi senin kadar ciddiye almıyor.
Ateş: İyiyim ben
Filiz hanım gelen çağrı ile odadan apar topar çıkmak zorunda kaldı geri geleceğini ve konuşacağımızı özellikle belirtti.
Ayça: Nasılsın?
Ateş: İyi, iyim.
Ayça: Üzerine fazla geldim sanırım.
Ateş: Seninle alakalı değil.
Ayça: Ateş benim kafam allak bullak.
Ateş: Özür dilerim, benim yüzümden uğraştığın şeylere bak
Ayça: saçmalama, kuzeniz biz.
Ateş: sevgili?
Ayça: aa evet, aşkım!
Ateş: güldürme Ayça ağrım var.
Ayça: Gizem gözleri ile öldürdü beni.
Ateş: Fark ettim. Ayça?
Ayça: efendim?
Ateş: ben galiba -
Ayça: Hayır, hayır Ateş, basit bir hastalık. Islandın üşüttün, bu kadar.
Kafa sallayıp sustum.
Ayça: düzelecek her şey.
Ateş: düzelmeyecek, mahvettim kızı..
Ayça: Onunla konuşmamı ister misin?
Ateş: he seni dinler kesin
Ayça: gerçeği anlatırsam dinler.
Ateş: Hayır, Ayça söz verdin.
Ayça: Tamam Ateş tamam. Bu arada kelebek gerçekten çok güzel.
Ateş: demi?
Ayça: da ben bu K9 muhabbetini pek idrak edemedim.
Ateş: koku..
Ayça: hı?
.
Gizemden..
Sabah olmuştu.. Barışın dizinde uyuya kalmışım Barış sırtını duvara yaslamış rahatsız bir şekilde uyuyordu, kalkıp Barışı yavaşça dürttüm.
Gizem: Barış..
Barış: Hı
Gizem: Düzgün yat hadi.
Barış kafa sallayıp yatağa girdi.
"Gizem konuşmamız lazım"
Gizem: Bu kim ya?
Odadan çıkıp mesaj atan numarayı aradım.
Gizem: Alo?
Ayça: Gizem.
Gizem: Ayça?
Ayça: Konuşmamız gerek.
Gizem: Ateş hakkında mı yine?
Ayça: Evet.
Gizem: Ayça bak ben-
Ayça: Gizem sana mesaj attığım yere gel lütfen.
Ayça telefonu suratıma kapatıp mesaj attı.
Gizem: e hastane bu.. Konuşmanın sonu hastanede bitecek de tedbir mi alıyor bu kız?
Tarık: Günaydın?
Babam elinde yarım ekmek ile gelmişti salona.
Gizem: Günaydın.
Tarık: Durum nasıl? İyi misin? Ateş nasıl?
Gizem: Bilmem, bunu birazdan anlayacağım.
Tarık: Ne?
Gizem: Yok bir şey çıkıyorum baba ben.
Tarık: nereye?
Gizem: işim var.
Babam daha fazla soru sormasın diye kaçmıştım odama.
.
Hastaneye gelmiştim, kokusu bile insanı rahatsız ediyordu, çalışanlardan birine kantini sorup gittim, rastgele bir masaya oturup beklemeye başladım çok geçmeden Ayça da gelmişti..
Ayça: Günaydın! Aç mısın? Kahvaltı yaptın mı?
Gizem: Ayça ne işimiz var burda?
Ayça: Peki lafı uzatmıyorum.
Gizem: Evet.
Ayça: Gizem sen benim kim olduğumu bilmiyorsun ama ben senin kim olduğunu biliyorum, şimdi yapacağımız konuşma aramızda kalmalı, ve asla ama asla Ateş bilmemeli, eğer öğrenirse ikimiz de onu kaybederiz.
Gizem: Daha açık olur musun? Mesela kimim ben? Kimsin sen?
Ayça: Ateşin eski sevgilisi olduğunu biliyorum. Kelebek sensin.
Gizem: Evet.. Peki sen sevgilinin eski sevgilisi ile aynı ortamda aynı evde nasıl durdun? Bizi nasıl baş başa bıraktın?
Ayça: Çünkü Gizem biz Ateşle sevgili değiliz.
Gizem: Ne? Nesiniz?
Ayça: Ateş benim kuzenim..
İşte tam olarak bu an.. Hayatımın şokunu yaşadım.. Ateş bunu niye yaptı..
Ayça: Senin geleceğini öğrenince böyle bir yalana başvurmak zorunda kaldık. Ateş benden iki yaş küçük üstelik, yani uzun lafın kısası ben sadece ona yardım ettim.
Gizem: Neden.. Neden? Ayça neden!? Ne saklıyor Ateş benden?
Ayça: Bunu sana söyleyemem, Ateşe söz verdim
Gizem: Niye çağırdın o zaman beni!? Ya dalga mı geçiyorsun!
Ayça: Bunları sana söyleyemem ama sen öğrenebilirsin. Gizem, Ateş burda.
Gizem: Ne? Ne işi var ya Ateşin burda!? İyi mi Ateş ne oldu?
Ayça: Sakin ol. Odası 402 numara. Git ve gerçeği kendin gör. Ve lütfen Ateşe kendini gösterme.
Gizem: Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama-
Ayça: Ben gidiyorum, kısa bir süre sonra gel.
Ayça masadan kalkıp gitti, korkuyordum.. Ya kötü bir şeyse ya Ateş.. Hayır, belki de hasta dün bende hasta oldum.
Birkaç dakika daha bekleyip yukarı çıktım. Oda numaralarına bakıp hızlı adamlarla gittim, sonunda bulmuştum odayı ama korkuyordum. Kapı aralıktı, yaklaşıp içeriye baktım, Ateş yatıyordu ve yanında doktor vardı konuşuyorlardı.
Filiz: Bu gördüğün senin beynin Ateş, burda bir anevrizma var.
Ateş: Zaten vardı, hatta anjiyo yaptınız.
Filiz: travmaya bağlı olarak sonradan gelişen ikinci bir durum bu
Ateş: Tehlike durumu? Yani beni nasıl etkiler.
Filiz: Beyni besleyen atar damarlardan birinde baloncuk benzeri bir yapı oluştuğundan bahsediyorum, ciddiye almamız gerek. Bu bölgede ki anevrizma sizin için hayati önem taşıyor. Bu bölgede hareket kabiliyetinin yanı sıra kişilik, algılama, hafıza gibi görevleri üstlenen bir yapı, dolayısıyla tansiyonda ki ani artışlar yırtılmaya sebep olabilir.
Ateş: Peki yırtılma olursa?
Filiz: Beyin kanaması.
Titreyen elimle kapıyı kapatıp oracıkta kalıverdim.
Keşke ne hissettiğimi anlatabilsem şuan.. İçimden geçenleri kelimelere dökebilsem.. Nefes alabiliyor muyum şuan..
Koridor boyunca zihnimde canlanan ses.. Ateş.. Ateş hasta mı.. Ne zaman.. Ne zamandır.. En kötüsü de neden.. Neden..
Yalan olmasını istiyorum.. Hayır hayır.. Gerçek değil.. Olamaz olamaz ki.. Ateş hasta olamaz.. Hayır, iyi o..
Hiçbir şey hissetmiyorum.. Sanki bir buzdolabının içinde gibiyim, ağlamak istiyorum.. O kadar soğuk ki içim ağlayamıyorum.. Bağırmak istiyorum.. Sesim çıkmıyor.. Ateşe gidip sarılmak istiyorum.. Gücüm yok.. Bir çıkmazın içinde kaybolmuş gibiyim..
Ne hissetmem gerekiyor.. Ne yapacağım.. Ben ne yapacağım.. Ben onu, ben onu bıraktım.. Bıraktım ben onu bıraktım..
Ölecek miydi Ateş.. Gidecek miydi.. Bu yüzden.. Bu yüzden mi yaptı bunları ondan vazgeçeyim diye mi..
Hayır.. Hayır iyi olacak.. Vazgeçmek yok.. Ateş vazgeçmez zaten.. Vazgeçemez hayalleri var.. Hayalleri var.. Atacağı basketler var.. Kazanacağı kupalar var, gidemez.. Gidemez ki..
Duvara tutunup durdum.
Ayaklarım gitmiyordu, geri dön.. Geri dön ve Ateşe sıkı sıkı sarıl diyordu bana.. Yapamıyorum.. Bunu yapamıyorum ben hiçbir şey yapamıyorum..
Ne zamandır.. Ne zamandır boğuşuyor bununla. Ne zamandır saklıyor benden.. Neden kimse yok yanında.. Neden kimse tek kelime etmiyor bana..
Kendimi toplamaya çalışıp yürümeye devam ettim
Her adımda sanki vücudum daha ağır basıyordu, ayaklarım taşımıyordu artık beni..
Gizem: Ben sensiz bir hiçmişim..
Biranda nasıl değişti bütün duygularım hayatım. Kaybetmek.. İşte bu korku insana her şeyi yaptırıyor.. Her şeyi değiştiriyor..
Ateşi kaybetmeyeceğim değil mi? K9 gitmeyecek.. Gitmeyecek.
Ayaklarım geri geri gitmek istiyor.. Geri gidip Ateşi sarsamak istiyorum böyle bir şeyi benden nasıl saklar.. Yanında olmama nasıl izin vermez.. Neler düşündüm ben ama hiçbiri bu ihtimallerin arasında yoktu, yoktu..
Ben ne yapacağım ben nasıl düzelteceğim.. Ben onu nasıl.. Nasıl kurtarıcam.. Neden elimden hiçbir şey gelmiyor neden..
Yanında nasıl olacağım.. Elini nasıl tutacağım.. Ben Ateşi nasıl.. Nasıl kurtaracağım..
Hastaneden çıkmıştım ama bitkin haldeydim.
Gökyüzünde çevirdiğim yüzüm yanıyordu gözlerimi açamıyordum.
Bir gün.. Bir saat.. Bir dakika.. Hatta bir saniye.. Bir saniye de nasıl bu hale geldim.. Ateş nasıl o halde geldi.. Beni benden çok düşünen adam nasıl o hale geldi.. Bu yüzden mi kaçtı benden.. Bu yüzden mi vazgeçmek istedi.. İstemiyorum. Hiçbir istemiyorum ben sadece Ateşi istiyorum.. Elini tutmak istiyorum.. Yanındayım demek istiyorum.. Gitme demek istiyorum.. Ateş gitme.. Bırakma beni.. İzin ver bana. 
.
Ateşten..
İkinci kez.. İkinci kez yakalandım bu duruma.. Belki de benim hatam bilmiyorum.. Bir şeyleri yanlış yapıyorum yada yanlış biliyorum. İyileşiyordum.. Bitiyordu ama içimde de hep bir korku vardı ve oldu. Yeniden aynı şeyleri kaldıracak gücüm mü var mı bilmiyorum. Ama ne annemin nede Gizemin beni böyle görmesini üzülmesini istemiyorum.. Hatta hiç kimsenin.. Hiç kimsenin hayatında bir yara olarak kalmak istemiyorum.
Ayça: Ateş?
Ayça odaya göz gezdirip yanıma geldi.
Ayça: Gitti mi Filiz hanım?
Ateş: Gitti.
Ayça: Neyin varmış..
Oda korkarak sormuştu bu soruyu.
Ayça: Gerçeği söyle.
Ateş: Baloncuktan bahsettiler.. Tehlikeliymiş.
Ayça: Hayır, Ateş hayır.
Ateş: Özür dilerim..
.
Gizemden..
Ne yapıyorum ben.. Ne yapmıyorum?
Sınıftan içeri her girdiğinde ilk baktığı göz olmak.. Herkese aslanken bana kedi olması.. Kokuma aşık bir K9 olması.. Gözleri.. Gülen gözleri.. Sert bakmaya çalışıp becerememesi.. Hayır bu adam gitmemeli ben bu adamı kaybedemem hayır.. Hayır! Hayır..
Bir insanın çaresiz kaldığı şey bu olmamalı.. Her şeye hazırdım ama buna değil.. Ben onu kaybetmeye onu bu şekilde kaybetmeye hazır değilim. Değilim..
Ben buna hiç hazır değilim..

Ateşin Kelebeği. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin