18. Bölüm

782 49 28
                                    

Gizem: Gelme.. Gelme!
Kapının açılması ile çığlık atmam bir oldu
Gizem: Yaklaşma!
Dışardan içeriye yansıyan farın ışığı ile kapı tekrar kapandı, korkuyla dışarı baktığımda Barışı gördüm, azda olsa rahatlamıştım.
Gizem: K-Kimsin sen! Kimsin!
Açılıp kapanan bir sesi daha duydum. Camdan dışarı baktığımda Barışın motordan yeni indiğini gördüm, gitmişti..
Elimdeki telefonu masaya koyup kendimi yere bıraktım.
Gizem: Yeter artık.. Yeter.. Yeter.
Tekrar kapı açılmıştı.
Barış: Gizem! Gizem evde misin?
Barış kapıyı açıp bana baktı, telefonun feneri sayesinde oda aydınlıktı.
Barış: Gizem..
Titriyordum.. Zangır zangır titriyordum..
Gizem: Geldi.. Geldi.. Geldi.
Barış koşup yanıma geldi.
Barış: Gizem.. Gizem sakin ol.
Barış etrafına bakıp söylendi.
Barış: niye kesik bu elektrikler!?
Ağzımı açsam ağlamaktan konuşamayacak gibiydim, kendimde değildim sanki.
Barış: Gizem.. Gizem sakin ol, kim geldi? Kim geldi güzelim söyle hadi.
Gizem: Bilmiyorum.. Bilmiyorum.. Geldi.. Geldi.
Barış ne yapacağını bilemez bi halde yanıma oturup, bana sarıldı.
Barış: Tamam sakin.. Yok kimse.. Yok.
.
Ateşten..
Ateş: Tamam sakin ol, ben aşağı bakıp geleceğim tamam mı?
Tuğçe: Ateş gitme. Yalvarırım gitme, çok korkuyorum.
Ateş: Korkma, bak hemen gidip geleceğim.
Tuğçe: Dikkat et.
Ateş: çıkma odadan.
Tuğçe: tamam..
Odadan çıkıp aşağı indim, titreyen telefonuma baktım Barış arıyordu
Ateş: hiç sırası değil.
Telefonu sessize alıp, temkinli bir şekilde odaları gezmeye başladım.
.
Gizemden..
Barış sigortaya bakıp elektrikleri açtı.
Barış: sigorta atmış.
Barış bana su verip yanıma oturdu. Titreyen elimi zar zor tutup suyu içtim, Barış bardağı elimden alıp masaya koydu.
Barış: kimi gördün sen?
Gizem: Bilmiyorum.. Biri geldi.. Biri geldi Barış.. Açtı kapıyı, açtı.. Sen gelmesen.. Sen gelmesen ne olacaktı? Ne olacaktı..
Barış: şş tamam tamam..
Barış beni sakinleştirmek için elinden gelen her şeyi yapıyordu.
Barış: Ateşi aradım ama açmadı.
Gizem: Gelmeye kalkar şimdi, duymasın.
Barış göz yaşlarımı silip elimi tuttu.
Barış: Korkma tamam mı? Babamlar gelsin, gideriz polise.
Gizem: Tamam..
.
Ateşten..
Bütün evi iki kere turladım, Tuğçenin odasına geri gittim.
Tuğçe: ne oldu?
Ateş: yok kimse
Tuğçe: Ateş ben korkuyorum..
Ateş: Polis çağırayım istersen?
Tuğçe: Hayır, babam gelsin bakarız duruma göre, ama sabah gelecek onlar.
Ateş: o zaman gideyim ben.
Tuğçe: Ateş gitme! Gitme lütfen.. Lütfen. Yalnız bırakma beni lütfen.
Ateş: Tuğçe.
Tuğçe: yalnız kalamam çok korkuyorum.
Ateş: Peki, ama sabah erkenden gitmek zorundayım.
Tuğçe: Tamam..
Tuğçe yatağına oturup sağına soluna baktı.
Tuğçe: koltukta uyuyabilirsin. Yada istersen ya-
Ateş: koltuk okey.
Işığı kapatıp koltuğa oturdum, Tuğçe gece lambasını yakıp yatağına uzandı.
Tuğçe: iyi ki geldin.
Ateş: Kim olsa gelirdi.
Tuğçe: ben sadece sen gel isterdim. Eskisi gibi.
Gözlerimi kaçırıp, cebimden telefonumu çıkardım, Barışı geri arayacaktım ama saat çok geç olmuştu.
Tuğçe: Gizem mi arayacaksın?
Ateş: Hayır, mümkünse bunu bilmesin.
Tuğçe hiçbir şey söylemeden kapattı gözlerini.
.
Gizemden..
Barış babamla konuşup telefonu kapattı.
Barış: Gelirken uğrayacaklar karakola.
Gizem: Tamam.
Barış: daha iyi misin?
Gizem: Değilim.. Ben artık gerçekten korkuyorum abi.
Barış: Merak etme, bu işin arkasında kimin olduğunu bulacağım, kimse benim kardeşimi bu denli üzemez.
Barış yanağımdan süzülen göz yaşını sildi.
Barış: Ağlama artık.
Gizem: Babamın iyi ki senin gibi bir oğlu var.
Barış: Kıskanma sonra.
Zoraki de olsa gülümsedim.
Gizem: Teşekkür ederim.
Barış beni anlımdan öpüp kapıya yöneldi
Barış: Yemek yapayım mı sana?
Gizem: Olur.
Barış: Yardıma gel ama
Gizem: Tamam. Ateşi aramak istiyorum ama önce, en azından sesini duyayım.
.
Ateşten..
Tuğçe karışmda uyuyordu daha doğrusu uyuyor numarası yapıyordu.
"Uyudun mu K9?"
"Hayır Kelebek"
Bileğimde ki tokaya baktım.
"Seni düşünüyorum."
"Arayım mı seni? Sesini duymak istiyorum."
"Bir sorun mu var?"
"Sadece sesini duymak istiyorum."
Kafamı kaldırıp Tuğçeye baktım bana bakıyordu.
Tuğçe: Seviyorsun onu.. Seviyorsun.
Tuğçeye cevap vermeden Gizeme yazdım.
"Yarın konuşsak kelebek, müsait değilim"
"Tamam."
Telefonu cebime koyup, rahat bir şekilde oturdum.
Tuğçe: Neden seviyorsun onu?
Kızmadan, imada bulunmadan soruyordu bunu.
Ateş: İnsan sebep bularak sevmez ki. Sevdikçe daha çok sevmek için sebepleri olur.
Tuğçe kafa sallayıp, yatağın içinde oturdu.
Tuğçe: Nasıl etkiledi seni? Kendine nasıl aşık etti? Nasıl bu kadar bağladı?
Ateş: Tuğçe seninle bunları konuşmak istemiyorum.
Tuğçe: Ama ben bilmek istiyorum.
Ateş: Tuğçe lütfen..
Tuğçe: Beni niye hiç sevmedin?
Ateş: Olmadı Tuğçe.. Yapamadım yani. Olmadı.
Tuğçe doğrulup bana baktı.
Ateş: Sende biliyorsun, zorladık bir şeyleri sadece uğraştık ama olmadı.
Tuğçe kafa sallayıp ağlamaya başladı.
Sinir oluyorum böyle olduğu zaman, birinin benim yüzümden ağlaması sinir ediyor beni. Ayağa kalkıp Tuğçenin yanına oturdum.
Ateş: Tamam, ağlama, en azından benim yüzümden, hoşuma gitmiyor.
Tuğçe kafa sallayıp ağlamaya devam etti.
Tuğçe: her şeye rağmen, buraya gelmen, bana gelmen o kadar güzel ki.. Sen gelmeseydin ben ne yapardım bilmiyorum.. Korkudan kafayı yerdim herhalde.
Ateş: Geldim işte, Faik abiye sözüm var zaten..
Tuğçe: Doğru.
Tuğçe göz yaşlarını silip saçını arkaya attı.
Tuğçe: Teşekkür ederim.
Tuğçe elini yüzüme koyup gözlerime baktı.
Tuğçe: Senin kalbin o kadar güzel ki..
Gözlerimi kaçırıp, yüzümü çevirmek istedim, ama Tuğçe buna izin vermedi, bir anda öpmeye başladı beni, kendimi geri çekmeye çalışsam da izin vermedi, anlık bir refleksle ayağa kalkıp kolumla ağzımı sildim.
Ateş: Yapma! Yapma bunu.
Tuğçe: İstiyorsun.. Sende istiyorsun kaçma.
Ateş: Saçma sapan konuşma Tuğçe.
Tuğçe ayağa kalkıp yanıma geldi.
Tuğçe: Deneyebiliriz.. Ateş kaçma.
Ateş: Tuğçe yeter!
Tuğçe ellerimden tutup gözlerime baktı.
Tuğçe: İstiyorsun biliyorum.
Ateş: saçmalıyorsun.
Tuğçe: Ateş..
Elimi çekip koltuğa oturdum.
Ateş: Eğer derdin buysa giderim, yat uyu!
Tuğçe hiçbir şey söylemeden girdi yatağına.
.
Gizemden..
Sadece uymak istiyordum, ama yalnız uymak istemiyordum, bu yüzden Barışın odasına gitmiştim Ateşin yatağında yatıyordum.
Barış: kokusuyla uyursun artık.
Gizem: uyurum.
Barış: Korkma tamam mı? Korkma. Ben seni yalnız bırakmam, gerekirse bizim çocuklarda girer işin içine.
Gizem: teşekkür ederim..
Barış: geç bulduğum bir kardeşi erken kaybetmek istemiyorum.
Gülümseyip kapattım gözlerimi, ama uyuyamıyordum, gözümün önüne sürkeli o kapının açılma anı geliyordu, aniden kalkıp yatağın içinde oturdum.
Barış: noldu?
Gizem: Uyuyamıyorum.. Uyuyamıyorum korkuyorum ben.. Korkuyorum..
Barış kalkıp yanıma geldi.
Gizem: gözümü kapattığımda tekrar tekrar yaşıyorum o anı..
Barış: Tamam bak şöyle yapalım, sen babamla yat bu gün bende annemle.
Kafa sallayıp durumu onayladım, Barış odadan çıkıp bir iki dakika sonra annesi ile geldi.
Hatice: kızım..
Hatice abla yanıma oturup bana sarıldı.
Hatice: korkma kızım, hepimiz burdayız. Hadi sen git babanın yanına.
Kafa sallayıp, yatak odasına gittim, babam yatağın bir ucuna oturmuş beni bekliyordu.
Tarık: gel bakalım.
Babamın yanına oturup, sakin olmaya çalıştım.
Tarık: korkuyor mu benim güzel kızım? Ben varken kim ne yapabilir sana? Ben adamın feleğini şaşırtırım, korkma, baban her zaman yanında. Ve sana söz veriyorum bulacağım o adamı mahvedeceğim, kızımı hiç kimse böyle korkutup üzemez.
Babama sarılıp gözlerimi kapattım.
Tarık: Güzel kızım benim.. Güzelim..
Babam saçımdan öpüp sımsıkı sarıldı bana.
Tarık: ne diyordu Ateş oğlan sana tırtıl mı?
Gizem: Kelebek..
Tarık: Kelebek.
.
Ateşten..
Ne bitmez geceymiş bu.. Gizemle olan ilk gecemiz hızlıca geçmişti halbuki.
Neden bilmiyorum garip bi sıkıntı var içimde, Tuğçe beni öptüğü için mi yoksa Gizeme yeniden yalan söylediğim için mi bilmiyorum.
Bileğimde ki tokayı çıkarıp elime aldım, Gizemi koklar gibi koklayıp gözlerimi kapattım.
.
Gizemden..
Sabah olduğunda gözümü zar zor açıyordum, bütün gece korkudan uyuyamadım, babama sarılmasam sanki biri beni tutup çekecekti.
Tarık: Günaydın çirkin kızım.
Gizem: Günaydın..
Tarık: uyuyamadın mı?
Gizem: uyudum..
Tarık: gel.
Babamın göğsüne yatıp sıkı sıkı sarıldım.
Tarık: Korkmak yok tamam mı? Hiçbir şey olmaz sana, izin vermem.
Gizem: Tamam..
Tarık: Barış bırakır seni, gözünün önünden ayrılma onun tamam mı?
Gizem: tamam baba
Kapı çaldı gelen Barıştı.
Barış: ohoo kalkın artık ya
Tarık: sen niye erken kalktın eşek sıpası
Barış: baba ben annemle uyudum nasıl geç kalkabilirim.
Tarık: doğru, saat 7 oldu mu başlıyor söylenmeye.
Gizem: gerçekten mi?
Tarık: gerçekten tabi, her gün aynı saate kalkar kaldırır.
Barış: Baba?
Tarık: gel gel.
Babam biraz benden tarafa kayınca Barışta geldi, babam ikimize birden sarılıp öptü.
Tarık: sizi verene kurban olurum ben be.
Hatice: Hadi kalkın artık!
Hatice abla odaya girip bizi görünce güldü.
Hatice: e aferim, oğlum ben seni uyandır diye gönderiyorum, sen yatıyorsun.
Tarık: Gel sende yat istersen Hatice.
Hatice: deli deli konuşma, hadi kahvaltıya hadi.
Gizem: ben kalkayım daha üstümü değiştiricem
.
Ateşten..
Uyandığımda Tuğçe yoktu, gözümü ovuşturup etrafa baktım.
Ateş: Tuğçe?
Tuğçe elinde küçük bir tepsi ile geldi kahvaltılık şeyler vardı.
Tuğçe: Günaydın, sana kahvaltı hazırladım.
Ateş: Zahmet etmişsin.
Tuğçe: sevdiğin şeyleri koymaya çalıştım, ye öyle git bence.
Kafa sallayıp telefonuma baktım.
"Ateş nerdesin oğlum sen? Anneni bıraktım eve seni bulamayınca yardımcıyı erken yolladım, kardeşlerin de bizde, her nerdeysen eve git annen merak etti seni göremeyince."
Nasıl unuttum ben bunu ya.. Adama yeterince yük oluyorum zaten.
Ateş: Kahvaltı için teşekkür ederim Tuğçe ama gitmem lazım.
Tuğçe: çıkışta gelecek misin?
Ateş: gelicem.
.
Gizemden..
Kahvaltı yaptıktan sonra Barış ile beraber motorun yanına gittik, Barış motoru şöyle bir süzüp gülmeye başladı.
Gizem: noldu?
Barış: freni kesmişler.
Gizem: bir bakışta mı anladın bunu?
Barış: evet.
Gizem: peki.
Barış kısa bir telefon görüşmesi yapıp güldü.
Barış: bizim çocuklar gelecek, onlarla gideriz.
Gizem: Tamam..
15 Dakika oldu olmadı, iki motorcu çocuk geldi. Bunlar gerçekten motorcuydu, havalı..
Barış: geç geldiniz.
Barış gülüp el sıkıştı çocuklarla.
Barış: bak bu Kerem buda Kerim, isimlerden anlayacağın üzere kardeşler.
Gizem: Memnun oldum.
Kerem: meşhur kız kardeş sensin demek.
Barışı kendime çekip fısıldadım.
Gizem: beni bunlardan biriyle göndermeyeceksin değil mi?
Barış: saçmalama.
Adının Kerem olduğunu öğrendiğim çocuk, öndeki çocuğun yani Kerimin arkasına bindi.
Barış: Hadi bakalım, gidiyoruz.
.
Okulun yakınlarında durup motordan indik.
Barış: Bir şey olursa ara tamam mı?
Gizem: Tamam.
Selin: Günaydın!
Selin ve Mevsim gelmişti.
Barış: Günaydın.
Mevsim: oha bunlar kim ya!
Gizem: öhöm öhöm
Mevsim: Şey günaydın.
Kerem: merhaba ve hoşça kalın kızlar, Barışın sevdiceği daha fazla beklemesin.
Selin: ne?
Abimler gittikten sonra Selin kızgın kızgın bana bakıyordu.
Selin: Hani yoktu sevgilisi?
Yoktu.. Yani en son yoktu, sevdiceği kim ya?
Gizem: Bilmiyorum.
Selin: Gitti gül gibi çocuk.
.
Ateşten..
Eve uğradıktan sonra, doğru okula geldim, çoktan ilk ders bitmiş, sınıfa girdiğimde Gizem uyuyordu, diğer herkes kendi halinde takılıyordu, yerime oturup Gizemi yavaşca dürttüm
Ateş: Kelebek?
Gizem kafasını kaldırıp bana baktı.
Gizem: Ateş.. Nerdesin sen?
Ateş: uyanamadım.
Gizem: Arka bahçeye gidelim mi?
Ateş: bir şey mi oldu?
Gizem: Gidelim anlatacağım.
Sınıftakilere bizi yok yazdırmayın diye tembihleyip arka bahçeye gittik.
Ateş: Anlat bakalım.
Gizem etrafa göz gezdirip bana sarıldı, öyle bir sarılmaydı ki bu.. İçinde ki korkuyu hissetim.
Ateş: Gizem..
Gizem: Sana ihtiyacım var..
Ateş: Burdayım.. Burdayım.
Gizemi kendimden uzaklaştırıp ellerini tuttum. Amacım yüzünü görmekti.
Ateş: Rüya mı gördün?
Gizem: Dün akşam, eve biri geldi Ateş..
Ateş: Nasıl yani?
Gizem dayanamayıp ağlamaya başladı.
Gizem: Dün babamlar evde yoktu, odamda otururken bir anda elektrikler kesildi..
Gizem kafa sallayıp ellerini çekti, göz yaşlarını silip sakinleşmeye çalışıyordu.
Gizem: sonra bi ses duydum, içeri biri girmişti.. Ayak seslerini duydum, odamın kapısını açtı, korkudan gözlerimi kapatıp çığlık attım, sonra Barış geldi onun sesini duydum.. Sesle birlikte çıktı evden..
Ateş: Gizem..
Gizem: Ateş ben.. Ben artık gerçekten korkuyorum, korkuyorum..
Gizeme sarılıp sakinleştirmeye çalıştım..
Ne yani o bunları yaşarken ben.. Ben Tuğçenin yanındaydım, onun yanında uyudum.. Ben ne yaptım..
Ateş: Neden haber vermedin bana? Koşarak gelirdim.
Gizem: Barış aramış seni açmamışsın.. Hem zaten bende istemedim, korkacaktın aklın bende kalacaktı.
Salak kafam salak.. İçimi pişmanlık duygusu kaplamıştı hatta hapsettmişti.
Ateş: İyi misin peki sen?
Gizemin yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
Ateş: Bak bana.. İyi misin?
Gizem sadece kafa salladı.
Gizem: Bitsin istiyorum..
Ateş: Bitecek.. Söz veriyorum bitecek.
.
Günün geri kalanında Gizemden gözümü bir dakika bile ayırmadım, okul çıkışı Barış gelene kadar onunla beklemeyi tercih ettim işin garibi Selin ve Mevsim de bekliyordu bizle, Barış bu sefer geç gelmişti.
Barış: Kusura bakma ya beklettim.
Gizem: Sorun değil, motoru yaptırmışsın?
Barış: evet, göz bebeğim o benim.
Selin: sevdiceğin kızmasın göz bebeğine? Kıskanmasın sonra
Mevsim: Selin!
Selin: ne?
Gizem: Sahi Abi, kim bu sevdicek?
Barış gülüp motoru gösterdi, motorun üstünde küçük harflerle sevdicek yazıyordu.
Selin: sevdicek motosiklet mi?
Barış: Evet.
Gizem: Sevgilin yok yani?
Barış: saçmalama.
Ateş: sevdicek ne ya?
Barış: Aman boşverin, hadi gitmiyor muyuz?
Tuğçe: Ateş!
Tuğçe, İsmetin arabasından inip yanımıza geldi.
Tuğçe: Kusura bakmayın rahatsız ettim.
Gizem: Evet ettin.
Tuğçe Gizeme bakıp güldü.
Tuğçe: sizin için geldim aslında
Gizem: nasıl yani?
Tuğçe: Ateş öncelikle dün gece için çok teşekkür ederim.. Sen olmasan koskoca evde nasıl kalırdım tek başıma bilmiyorum.
Gizem neye uğradığına şaşırmış bir şekilde bana baktı.
Tuğçe: Sabaha kadar yanımda oldun, uyudun. Sana minnettarım, ve seni artık huzursuz etmek istemiyorum, sabah evden çıkarken yakalayamadım seni, koltukta düşürmüşsün.
Tuğçe cebinden Gizemin tokası çıkardı.
Tuğçe: senin için önemli olmalı.
Gizem çıkmak için can atan göz yaşlarını içine hapsettip, kafasını çevridi.
Tuğçe: Dün gece için tekrar çok teşekkür ederim, yanımda kalman benim için çok anlamlıydı, her anı çok anlamlıydı.
Tuğçenin elinde tuttuğu tokayı aldım, ben alır almaz gülümseyip gitti.
Ateş: Gizem..
Gizem: Sakın! Sakın tek kelime Ateş..
Gizem Barışın arkasına binip yüzüme bile bakmadan gitti.
Mevsim: pes sana!
Selin: kızın evinde kalmak ne?
Ateş: sandığınız gibi bir şey yok ortada!
Mevsim: Valla orasını bilemeyiz, Tuğçenin ağzı kulaklarında!
Selin: Ah Ateş ah! Her mazlumu masum sanarsan, sen daha çook yanarsın!
Ateş: Ya tamam gelmeyin üstüme!
Selin: Gelicem ben senin üstüne! Sen bu kızı tanımıyor gibi nasıl evine gidersin? Sabaha kadar orda kalmak ne?
Mevsim: birlikte mi oldunuz?
Ateş: Ya salak salak konuşmayın! Elimi bile sürmedim! Korkuyordu yanında kaldım bu kadar hepsi bu!
Selin: İnşallah canım inşallah!
Selin ve Mevsim yanımdan gider gitmez, bir tane geçirmiştim duvara.
Ateş: SALAK HERİF!
.
Gizemden..
Eve gelir gelmez odama girip kapıyı çarptım. Çantam dahil her şeyi yere fırlattım.
Gizem: Yalancı! Yalancı!
Barış: Gizem.
Gizem: ne var!
Barış: sakin mi olsan acaba?
Gizem: ne sakini ya!? Ne sakini!
Barış kapıyı kapatıp etrafa baktı.
Gizem: Bakma öyle! Camı çerçeveyi indiresim var!
Barış: tamam sakin.
Gizem: Sakin? Barış sen dün geceyi hatırlamıyorsun galiba? Ben burda korkudan ölürken benim sevdiğim adam eski sevgilisinin evinde kaldı! Orda uyudu! Bana yalan söyledi!
Barış: tamam anlıyorum seni.
Gizem: Anlamıyorsun! Anlayamazsın!
Barış: Gizem, bak acele karar veriyorsun, sinirlisin, sakinleş önce
Gizem: Anlamıyorsun..
Masamdaki sandalyeye oturdum.
Gizem: Ateş bana söz verdi, yalan yoktu. Ya tamam söylesin.. Söylesin.. Ama o kız geldiği günden beri bana sadece o kız için yalan söylüyor.. Ne zaman arkamı dönsem onun yanında.. Onun evinde.. Ve bana tek kelime etmiyor, tek kelime söylemiyor.. Tuğçe gelmese öğrenmeyecektim, ya her şeyi geçtim! O toka o bilekten neden çıkıyor!?
Barış: Ateşi dinlemeden acele karar verme.
Gizem: Ben artık Ateşi dinlemek istemiyorum..
Barış: Gizem..
Gizem: Ben artık Ateşe güvenmiyorum.
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim.
Gizem: Eski sevgilisi için bana bu kadar yalan söyleyen bir adama güvenemem..
Barış: Yapma Gizem, neler yaşadınız yaşıyorsunuz.
Gizem: Ben hiçbir şey yapmıyorum.. Yapmadığım için böyle zaten.
Barış: ne yapacaksın?
Gizem: Tuğçe için bana daha fazla yalan söylemesin diye ona bir kolaylık yapıcam.
Barış: Gizem saçmalama.
Gizem: Bitti.
Barış: Gizem.
Gizem: Beni yalnız bırakır mısın?
Barış kafa sallayıp çıktı odadan.
Dayanamıyorum.. Dayanamıyorum artık o kıza.
En kötüsü de dediğini yaptı, eskisi gibi olamıyoruz, olamadık ve olamayacağız.
.
Ateşten..
Herkes işinin başına gitmişti ve maalesef bende.
Tuğçe alışveriş yapıyor bende peşinde kuyruk gibi geziyordum.
Tuğçe: Canın mı sıkkın senin?
Ateş: Sence? Sence Tuğçe?
Tuğçe: Ben bir şey yapmadım sadece durumu açıkladım.
Ateş: Sana Gizem öğrenmesin demiştim.
Tuğçe: Bir an boş bulundum, hem sen niye bu kadar takıyorsun? Sana güvenmiyor mu bu kız?
Ateş: Sayende artık güvenmiyor.
Tuğçe: Gerçekten sevseydi güvenirdi.
Ateş: Başlama yine.
Tuğçe: Bence o kızın sorunu senle veya benle değil, o kız seni çoktan bitirmiş kafasında sadece bir bahaneye ihtiyaçı varmış ve ben gelmişim, üvey abisine dikkat et bence.
Ateş: ne demek istiyorsun sen?
Tuğçe: Çok açık değil mi? Babası bir evlilik yapmış ortada boylu poslu bir abi var, üstelik öz değil ve bu ikisi aynı evde hatta bazen aynı odada kalıyor, sürekli beraberler, her dakika Gizemin yanında, aralarında hiçbir bağ olmadan abi kardeş olmaları sanada abes gelmiyor mu?
Ateş: Saçmalıyorsun.
Tuğçe: Bence aralarında bir şey var, bu çok açık. Kimse kimseyi bu kadar sahiplenmez. Gizem açısından bir şey yok belki ama Barış kesinlikle ondan hoşlanıyor. Hatta belki Gizemde hatta sırf bu yüzden beni bahane ederek seni bırakacak.
Ateş: Salak salak konuşma.
Tuğçe: Kör etmiş bu kız seni. Her fırsatta seni bırakan biri için fazla iddialısın fazla güveniyorsun, yanlış yapıyorsun.
.
Gizemden..
Bu kız gerçekten tam bir bela! Sarı bela!
"Sence yatakta başlayan bu öpüşmenin sonu nereye gitmiştir?"
Gizem: Ne?
WhatsApptan tanımadığım bir numara yazmıştı, ne oluyor demeye kalmadan Ateş ve Tuğçenin fotoğrafını gönderdi.
Gizem: Ateş..
Tuğçe yatağın içinde Ateş yatağın bir ucunda Tuğçenin elleri Ateşin yüzünde.. Öpüşüyorlardı. Tuğçenin Ateşin yüzüne koyduğu eli Ateşin tepkisini görmemi engelliyordu.
"O tokanın o bilekten nasıl çıktığı belli oldu"
Gizem: Kimsin sen?
Numarayı arar aramaz hat düştü, tekrar aradığım da, böyle bir numara kullanılmamaktadır demeye başladı.
Gizem: Nası ya! Nası ya!
Sinirden telefonu fırlatmak istedim ama yapmadım, uzun uzun baktım o fotoğrafa..
Gizem: Neden bana yalan söyledin..
Dayanamayıp yere fırlattım telefonu.
Gizem: Yeter artık.. Yeter.. Yeter dayanmıyorum yeter.. Yeter!
Barış: Gizem?
Barış kapıyı açıp içeri girdi.
Gizem: Benim canım yanıyor.. Abi benim canım çok yanıyor..
Barış hiçbir söylemeden bana sarılıp sakinleştirmeye çalıştı.
Barış: Tamam geçecek..
Gizem: Geçmiyor.. Ateşi kaybediyorum.. Gün geçtikçe Ateşi kaybediyorum..
Barış: Hayır, hayır kaybetmeyeceksin.. Ateş seni bırakmaz.
Barış göz yaşlarımı sildi.
Barış: Ateş seni çok seviyor.. Kimse için seni bırakmaz, bak ne Burak nede annen ayıramadı sizi, Ateş seni bırakmak isteseydi anneni bahane edip çoktan bırakırdı.
Gizem: O zaman neden sürkeli bana o kız için yalan söylüyor.. Dün gece..
Devam edemedim.. Yere fırlattığım telefonu alıp Barışa verdim, Barış mesajları okudu.
Gizem: Ben yapamıyorum.. Yapamıyorum artık.
Barış ağzının içinde bir şeyler mırıldanarak ayağa kalktı.
Barış: Ben gidiyorum, sen daha fazla üzülme, söz veriyorum halledeceğim bu mevzuyu.
Barış beni anlımdan öpüp, odadan çıktı çıkar çıkmaz birini aradı, ama duyamadım.
.
Ateşten..
Tuğçe beni alışveriş merkezinde bir kafeye getirmişti, sürekli bir konu açma çabası içindeydi.
Tuğçe: sen niye hiç konuşmuyorsun?
Ateş: Tuğçe! Biz sevgili değiliz. Ben sadece görevimi yapıyorum. Konuşmak istemiyorum.
Tuğçe: Bu kadar mı nefret ediyorsun benden?
Ateş: Etmiyorum, ama zorlama artık, yapma.
Tuğçe: Peki.. Git o zaman. Ben babamla konuşurum.
Ateş: Yok artık!
Gülmüştüm, geldiği günden beri türlü oyunlar yapmaya çalışan kız bana git diyordu.
Tuğçe: Ciddiyim. İstersen gidebilirsin.
Ateş: ne yapmaya çalışıyorsun?
Tuğçe: Akışına bırakıyorum. Belki dönersin.
"O gece evde olan davetsiz misafirin çektiği fotoğraf bence çok konuşulur"
Ateş: bu ne ya?
Telefonuma gelen mesaja baktım, bir fotoğraf geldi, Tuğçe beni öperken çekilmiş bir fotoğraf..
"O gece evde yalnız değildiniz, hatta hiçbir yerde yalnız değilsiniz."
Ateş: senin ben..
"Bu fotoğrafı gören Gizemin tepkisi ne olur sence? Yada şöyle sorayım.. Yatakta başlayan bir öpüşme tam olarak nerde biter?"
Tuğçe: ters bi durum mu var?
Ateş: Var Tuğçe! Sayende var!
Tuğçeyi arkamda bırakıp gittim.
"Sona yaklaşıyoruz"
Ateş: Seni bulacağım lan! Seni bulup geberticem! Geberticem seni!
"Etrafına bak Ateş, ben her yerdeyim"
Etrafımda bir sürü insan vardı, çoğu zaten telefon ile uğraşıyordu..
"Kelebeğin Ateşe değme vakti geldi"
Ateş: Yapma! Yapma Allahın belası.. Yapma.
Etrafımdaki insanlara uzun uzun baktım, hepsi elinde telefon bir şeyler yapıyor kimisi telefon ile konuşuyor kimisi oyun oynuyor.. Burda olsa bile onu bulmam çok zor.
Ateş: Kimsin sen.. Kimsin..
.
Gizemden..
Şarkıda da dediği gibi "Belki de biz sevmemeliyiz" olmadı işte olmuyor.. Biz yapamıyoruz.. Ne ayrı kalabiliyoruz ne beraber olabiliyoruz.
Ben eminim.. O öpüşmenin devamı olmadı.. Ateş itti onu çekildi kenara.. O zaman neden eve dönmedi.. O kadar inanmak istiyorum ki sana Ateş.. Ama yapamıyorum.. Yapamıyorum.
Hava almak için biraz bahçeye çıkıp etrafa göz gezdirdim, bahçeden çıkıp kaldırımda yürümeye başladım, nefes alamıyorum sanki.. Boğuluyorum.. Çok zor geliyor artık.
X: Pardon bakar mısınız?
yanımda duran siyah arabaya baktım.
Gizem: evet?
Adam cebinden bir not çıkarıp bana doğru tuttu
X: Buraya nasıl gidebilirim?
"Yolun Sonu."
Gizem: Ne?
Tek hatırladığım şey.. Gözümün kararmasıydı.


.
Artık olaylar biraz hızlı akacak ve bir iş karışmazsa 20. Bölüm sezon finali olacak. Merak etmeyin çok ara vermeyi düşünmüyorum en fazla 1-2 Gün.
Sezon Finali olduktan sonra daha çok seveceğinizi düşünüyorum. Görmek istediğiniz sahneler olacak çünkü artık.
Ve daha komedi ve mutlu bir tur olacak ikinci sezon 😝😂Umarım seversiniz ❤️
Hepinize teşekkür ederim ❤️

Ateşin Kelebeği. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin