29. Bölüm

574 44 16
                                    

Ateşten..
İşler bitmek bilmiyordu, sanki ben evleniyorum.. Ne zormuş ya bu hazırlık aşaması.
Erkekler olarak Tuğrulun evindeydik, damatlığını giyip nasıl göründüğüne bakıyordu.
Tuğrul: oldu mu böyle bu?
Halil: Oldu
Tuğrul: şurası kötü durmuyor demi?
Salih: durmuyor abi durmuyor
Tuğrul: iyi oldu demi?
Ateş: oldu abi oldu..
Tuğrul kravatı çıkarıp yatağa attı
Tuğrul: papyon mu kullansam acaba
Salih: bunlar evlenene kadar biz öteki tarafa gideceğiz
Tuğrul: iyi tamam demedim bir şey, her şeyim hazır gibi zaten. Ateş sen evlenme teklifi işini ne yaptın
Ateş: aklıma hiçbir şey gelmiyor, direk gidip vericem yüzüğü
Çetin: saçmalama
Halil: yemeğe çıkar bari
Tuğrul: benim aklıma şahane bir şey geldi, ama ben gelmem
Ateş: Tamam anlat
Tuğrul: şimdi yapabileceğiniz bir şey
Ateş: Şimdi? Merak ettim anlat bakayım.
.
Tuğrul planı anlattıktan sonra, açık dükkan bulup kalpli bir balon aldık içine gül yaprakları ve yüzüğü koydurup ağzını bağlattık.
Ateş: bir şey olmaz demi?
Halil: yok yok olmaz, güzel oldu.
Gizemgilin arka bahçesine geldik.
Ateş: siz etrafa bakın ben tırmanıyorum
Çetin: düşme sakın
Ateş: denerim
Salih: dikkat et balona
Ateş: Tamam
Halil: dur dur notu unutma
Ateş: yapıştırdım onu
Çetin: acele ediyoruz ya
Ateş: geç bile kaldım ben
Dikkatli bir şeklide tırmanıp Gizemin odasına ulaştım perde kapalı olduğu için içeriyi göremiyordum, balonun ipini pencerenin altına bant ile yapıştırdım, böylece Gizem camı açar açmaz balonu görecekti.
Ateş: oldu mu?
Halil: Oldu, in hadi
Çetin: dikkat et
Aşağı dikkatli bir şekilde inip cama baktım
Ateş: sabah görür demi?
Salih: uyanıp camdan bakmazsa sabah görür
Çetin: ya ilk Seher teyze görürse
Salih: o zaman bittik
.
Gizemden..
Seher: Gizem gidiyorum ben kalk sende!
Kapı çarpma sesi ile kendime geldim, annem gitmişti.
Gizem: Of anne..
"Sabah uyanır uyanmaz cama bak"
Gizem: K9..
Yataktan fırlayıp perdeyi açtım, camın önünde kalpli bir balon vardı.
Gizem: Ya..
Camı açıp balonun üstünde ki notu okudum
"Balonu patlat ve beni ara, seni seviyorum."
Gizem: bende seni seviyorum..
Odamdaki küçük panodan iğne alıp balonu patlattım balondan gül yaprakları düştü aşağı
Gizem: Deli..
Telefonumu çıkarıp Ateşi aradım.
Ateş: Kelebek?
Gizem: Sen delisin biliyorsun değil mi?
Ateş: Evet
Gizem: Ya düşseydin
Ateş: Detaylara takılmayalım, beğendin mi?
Gizem: Çook çok beğendim, çok güzeldi
Ateş: O zaman cevabını bana buluşunca verirsin
Gizem: neyin cevabını
Ateş: işte balonun içindeki-
Gizem: ha! Evet gül yaprakları çok güzeldi
Ateş: Başka?
Gizem: nasıl başka?
Ateş: başka bir şey çıkmadı mı? Odaya şöyle bir bak belki kaymıştır
Gizem: Odaya mı? Ben onu dışarda patlattım
Ateş: ne?
Gizem: ne vardı içinde?
Ateş: Şey.. Gül yaprakları işte! Keşke saklasaydın diye şey ettim ben
Gizem: bir tanesini aldım merak etme, ve hadi tutma beni Minenin yanına gideceğim
Ateş: Tamam, görüşürüz.
.
Ateşten..
Ateş: Sizin vereceğiniz akla sıçayım!
Tuğrul: Niye ya beğenmedi mi?
Ateş: Görmemiş ki!
Halil: O kadar gül yaprağı koyarlarsa görmez tabi eliyle baksaydı bulurdu
Ateş: Bok bulurdu! Kız dışarda patlatmış! Dışarda.. Hass yüzük lan yüzük!
Mahalleden Gizemin evine gelene kadar depar attık diyebilirim.
Halil: Yoktur demi?
Ateş: Çıkmıştır hadi!
Arka bahçeye gider gitmez herkes bir yere dağıldı
Salih: Yapraklar burda
Ateş: Oğlum o yüzük bi kaybolsun!
Çetin: buluruz tamam
Ateş: Hayır ben niye sizi dinliyorum? Böyle evlenme teklifi mi olur!?
Halil: Kulağı hoş geldi kabul et
Ateş: Bu işin bi raconu vardır diz çökersin, kızın parmağına yüzüğü sen takarsın, biz naptık? Bir gazla içine ettik teklifin!
Salih: Buldum!
Salih kutuyu bana attı, içini açıp yüzüğü kontrol ettim.
Ateş: Oh!.. Oğlum varya on yılım gitti ya
Çetin: Napcaksın şimdi?
Ateş: Daha basit ve etkili bir fikri olan var mı?
Salih-Halil: Yok.
.
Gizemden..
Gizem: Ya inanamazsınız! Ateşten hiç beklemezdim
Mine: Vay be Ateşe bak, Tuğrul bir kere yapmadı bana şöyle bir şey
Mevsim: e durduk yere nerden esmiş?
Gizem: anlamadım ki, değişikti zaten bi
Mevsim: Allah Allah?
Mine: aman neyse hadi hepimize çay söylüyorum
Selin: Söyle
Mine garsona sipariş verirken kafeye Barış geldi yanına Kerem vardı
Gizem: Abi!
Barış: Hayırsız!
Barışa sarılıp güldüm
Barış: İnsan bi eve uğrar
Gizem: Ya inan vaktim yok
Barış: hep aynı bahane hep
Kerem: Selam kızlar!
Mine: Selam!
Barış: Erkekleri naptınız?
Selin: Öldürdük
Barış: Oo
Mevsim: Hayırdır buralara uğramazdınız?
Barış: Allah kardeşin de hayırlısını versin işte o gelmeyince ben geliyorum.
Gizem: Ya abi!
Kerem: takılıyor abin, bana geldik
Gizem: Sana?
Barış kulağıma eğilip fısıldadı
Barış: Ayçadan hoşlanıyor bu
Gizem: Ne?
Kerem: kız bağırma
Selin: biz niye burda üvey evlat muamelesi görüyoruz bizede söyleyin
Gizem: Kerem ile Ayça!
Barış: Gizem!
Selin: Ohaa
Mine: Yuh!
Mevsim: Valla yuh!
Selin: Kız Halil ne zaman açılacak sana, evde kalacaksın bu gidişle
Nil: arkadaşlar yalnız Ayça Ateşin kuzeni, bu duruma sizce nasıl tepki verir?
Mine: aa doğru, kızabilir
Kerem: yapmayın ya..
Gizem: koskoca kız canım! Ateşe noluyor
Mine: seninde canına millet tabi
Gizem: yani
Ayça: Selam herkese!
Nil: iyi insan geldi
Kerem: Ayça gel biz seninle dışarı çıkalım
Kerem Ayçayı bizle konuşturmadan çıkardı kafeden.
Gizem: bunlar hangi ara?
Barış: sence?
Gizem: Evde.. Vay be
.
Ateşten..
Tuğrulun terzisine gelmiştik, hepimiz tek tek kıyafetleri giyip eksiğini gidiğini ayarlatırıyorduk
Tuğrul: sizede aşk olsun, ben getirmesem gelmeyeceksiniz
Halil: oğlum ne gerek var ya, oluyor işte bize
Terzi: Kıpırdama!
Halil: pardon.
Çetin: yiyeceksin ha iğneyi
Ateş: ben bir süre iğne kelimesini duymak istemiyorum, sinirim tepeme çıkıyor
Çetin: abi bence romantik bir akşam yemeği, yani başka hiçbir ihtimal gelmiyor
Tuğrul: ne yaparsan yap elini çabuk tut evlenicem ben!
Ateş: sende bozuk plak gibi evlenicem evlenicem iyi evlen!
Halil: çıkın bu akşam yemeğe
Salih: aynen, boşver klasik olsun.
Ateş: kabul eder mi?
Halil: annesi izin verirse gelir
Ateş: lan onu değil
Halil: he, eder eder
Terziden çıkıp Gizemi aradım.
Ateş: Kelebek?
Gizem: Efendim?
Ateş: Biz uzun zamandır baş başa bir şeyler yapmıyoruz, acaba akşam yemeğe mi çıksak?
Gizem: İstersen bize gel, yada ben size geleyim boşa masraf olmasın
Ateş: Olmaz! Yani boşa masraf olmaz, daha iyi olur havamız değişir
Gizem: e iyi o zaman, sekizde al beni
Ateş: Anlaştık.
.
Gizemden..
Akşam olmuştu annemden izin alıp aşağı indim çok geçmeden Ateş geldi.
Ateş: Kelebek
Gizem: K9?
Ateş damat olmuş desem yeridir fazla şık giyinmişti
Gizem: Hayırdır k9 düğün bu gecede benim mi haberim yok
Ateş: yok ee yemeğe çıkıyoruz ya şık olayım dedim
Gizem: he?
Ateş: sizde her zamanki gibi çok şıksınız
Gizem: teşekkür ederim.
.
Ateşten..
Restoranta gelmiştik sonunda, Tuğrulun bir tanıdığının yeri mi neymiş.
Sipariş verip etrafa bakındım, gayet dolu bir mekandı.
Gizem: ee bu yemeğe neye borçluyuz?
Ateş: Seni özledim
Gizem: biz her gün beraberiz ama
Ateş: bu özlememe engel değil
Gizem: Sabah ki sürprizin çok güzeldi teşekkür ederim.. Güne çok güzel başladım
Ateş: rica ederim.
Siparişler geldikten sonra zaman sanki su gibi aktı gitti..
Ateş: Çocuk çok güzel bir şey değil mi?
(salak herif bu nasıl giriş)
Gizem: ne?
Ateş: şeye diyorum ya Selime, yaşına bakmadan sana yazıyor
Gizem: büyünce kız beğenmez bak o söyleyeyim
Ateş: bu kız isteme falan da çok güzel oluyor demi
(kapat dükkanı kapat, iyice saçmaladım..)
Gizem: Ateş sen iyi misin?
Ateş: İyim, yemek ağır geldi herhalde saçmalıyorum.
Nasıl gireceğim ben ya cümleye? Pat diye önüne eğilip evlen benimle mi desem, yok o çok abes olur, önce romantik bir konuşma yapmam gerek bu yazılmamış bir kuraldır..
Ateş: İki insan.. Burdaki iki insan biz oluyoruz senle ben, yani Ateşle Gizem..
Gizem: evet..
Gizem gülüyordu, anladı mı acaba..
Ateş: Şimdi insanlar doğuyor büyüyor yaşlanıyor.. Ama yaşlanmadan önce bir aşama oluyor büyüme aşamasında yani gençleşme aşamasında
Gizem: ne oluyor?
Ateş: insanlar birbirini seviyor, bir sevgililik dönemi oluyor demi?
Gizem: evet, biz gibi.
Ateş: heh işte biz gibi!
Çok güzel gidiyorsun Ateş bozma..
Elimi ceketin cebini sokup yüzüğü aradım
Ateş: nerde bu ya..
Gizem: ne nerde?
Ateş: Tatlı! Tatlısız yemek mi olur demi?
(Yüzük yüzük.. Yok.. Hass ya hayır ya.. Of..!)
Gizem: Ateş sen iyi misin?
Ateş: Masanın üstünde kaldı ya!
Gizem: Ne masanın üstünde kaldı? Ateş noluyor?
Ateş: Şey kaldı
Gizem: Ney?
Ateş: Cüzdan! Cüzdan kaldı, ben en iyisi bir koşu gidip alıp geleyim.
Gizem: saçmalama dur! Ben öderim
Ateş: Olmaz! Olamaz yani, ben hemen gidip gelirim iki dakika
Gizem: Ateş saçmalama, öderim nolcak.
.
Sabah..
Ateş: sizin vereceğiniz akla sıçayım! Hesabı da kız ödedi!
Çetin: oğlum bizim ne suçumuz var? Yüzüğü unutan sensin
Halil: hakketen Ateş, evlenme teklifi etmek için kızı yemeğe çıkarıyorsun, yüzüğü evde unutuyorsun yetmiyor hesabı da kıza ödetiyorsun
Ateş: yok abi! Anlaşıldı ben yapamayacağım beceremiyorum
Tuğrul: pes etmek yok! Bulucaz
Çetin: düğünde etsen?
Ateş: olmaz dedik ya ona
Tuğrul: olur aslında, bahçe var ya diğer tarafta götür oraya, bak ortam hazır müzikte var, böyle romantik romantik..
Halil: mantıklı
Ateş: Düğün diyorsunuz
Tuğrul: az kaldı zaten.
Ateş: iyi, birde öyle deneyelim o zaman
Çetin: yüzüğü unutma da yine
Ateş: Çetin!
Salih: Çetin haklı abi, hiç kızma
.
Gizemden..
Mine: yok artık!
Gizem: Kızlar Ateş gerçekten çok değişik davranıyor
Nil: evlenme teklifi falan mı edecek acaba?
Gizem: yok ya sanmam, Ateşe kalsa direk nikah masası
Mevsim: yani doğru, başka bir karın ağrısı var
Selin: ama ne?
Gizem: hastalığı ile ilgili olmasından korkuyorum, inşallah başka bir şeydir
Selin: yok ya değildir
Mine: ay neyse! Bakın düğüne az kaldı eksik bir şeyiniz yok değil mi?
Selin: yok Mine yok.
.
.
Ve büyük gün geldi çattı..
Mine sabaha kadar uymadı ve uyutmadı o kadar heyecanlıydı ki
Ateşten öğrendiğime göre erkeklerde durum farksız değilmiş Tuğrul ne uymuş ne uyutmuş.
Bütün bu karışıklığın içinde babamı unutmuştum bu yüzden kahvaltı yapar yapmaz önce onlarla gittim, Ateşte oradaydı.
Tarık: Valla damat senden daha çok geliyor, değiştirsem mi acaba sizi?
Gizem: Napıyım baba ya koşturmadan, gelemedim, ama söz daha sık geleceğim.
Hatice: Aç mısın?
Gizem: Yok hayır kahvaltı yaptım ben
Barış: üvey kardeş işte, Allah üvey kardeşin bile hayırlısı versin.
Hatice: o ne biçim laf öyle, çıkarırım bak terliği
Tarık: hadi hadi düğün var bu gün hazırlanın
.
Babamlardan çıktıktan sonra Ateşle ayrıldık ayrıldık diyorum çünkü o erkeklerin bende kızların yanına gittim yani kuaföre.
Gizem: Selam
Mine: Ay nerde kaldın!
Gizem: Geldim işte
Selin: Elbiseler içerideki odada
Gizem: Tamam Büşra nerde?
Büşra: burdayım
Büşra masanın üstündeki dergilere bakıyordu, yanına gidip onu kucağıma aldım.
Gizem: Napıyosun bakayım sen
Büşra: gelin olcam
Gizem: gelin mi olcan sen, abin biliyor mu peki?
Büşra: biliyor.
Mine: Büşra önce ben evleneceğim
Büşra: Hayır ben
Mevsim: kız sen bu yaşta ne evliliği
Büşra: büyüdüm ben
Mevsim: bak ya
Nil: Hi! Kızlar!
Selin: noldu?
Mine: ay ne unuttuk!?
Nil: Parti..
Gizem: Parti mi?
Nil: Bekarlığa veda partisi..
Mine: hii! Biz kına gecesi yaparken bunlar naptı?
Gizem: ay napcaklar canım, kendi kendilerine eğlenmişlerdir
Selin: Kızlar! Sizi bilmem ama şuan benim gözümün önüne dansöze para takan Salih geliyor
Nil: onu bende görüyorum
Gizem: Kızlar! Kızlar saçmalamayın.
Mine: Yok Tuğrul yapmaz, hem kendi istedi yapmaz yapmaz, öyle basit bir partidir
Gizem: Ateşte yapmaz..
Büşra: abim yapmaz
Gizem: yapmaz demi aşkım
Büşra: yapmaz
.
Ateşten..
Ateş: hayırlı işler gençler!
Tuğrul: nerdesin ya?
Ateş: geldim geldim
Tuğrul ve Çetin koltuğa oturmuş berberi bekliyordu.
Çetin: git giyin hadi
Ateş: tamam ya durun bi soluklanayım
Halil: hass-
Ateş: Lan!
Halil: Sana demedim! Valla! Aklıma bir şey geldi
Salih: ne geldi yine?
Halil: biz neyi unuttuk?
Tuğrul: ne unuttuk?
Halil: Parti
Ateş: yaptık ya
Halil: bekarlığa veda partisi..
Salih: anaa
Halil: biz salak salak takıldık ya lan
Tuğrul: napacaktık başka?
Halil: Siz ölmüşsünüz ya!
.
Gizemden..
Mine: Saçım nasıl
Selin: şurası biraz yamuk olmuş
Mine: ay neresi!
Mevsim: dur halledeceğim.
Nil: ben nasıl oldum
Mevsim: gayet iyi
Gizem: nerde kaldı bunlar? Nikaha geç kalacağız?
Mine: ay deme!
Mevsim: şu kıza telaş yaptırmayın!
Kuaförde işimiz bittikten sonra kız evine geri döndük, birkaç saat içinde damat tarafı gelin almaya geldi, evin önünde biraz oynadıktan sonra Tuğrul Mineyi almak için içeri geldi.
Selin: odaya gir odaya
Tuğrul: Kızlar, çok şıksınız
Selin Minenin odasının kapısını sıkı sıkı tutuyordu.
Tuğrul: Gelinimi alabilir miyim?
Selin: Kapı açılmıyor enişte
Tuğrul: Sıkıştı mı? Çekil bakayım bi
Halil: Öhüm!
Ateş: Para vereceksin kardeşim
Tuğrul: ha
Selin: alayım
Tuğrul: ne kadar istiyorsun?
Selin: kapıyı açacak kadar
Tuğrul elli lira çıkarıp verdi
Selin: bir tane daha alayım
Tuğrul: yuh
Tuğrul bir elli daha verince Selin gülüp kapıdan çekildi, Tuğrul Mineyi görünce nutku tutuldu
Tuğrul: Çok güzelsin..
Mine ve Tuğrul alkışlar eşliğinde arabaya bindi
Bizde hemen arkalarından babamın arabası ile gidiyorduk, Tuğrul çok geçmeden durup arabadan indi.
Gizem: noldu?
Ateş: para
Gizem: ne?
Ateşle beraber arabadan indik, Tuğrulun arabasının önünde bir araba vardı yolu kapatmış, Tuğrul para verince yoldan çekildi.
Gizem: Tuğrul bu gidişle batacak
Ateş: bitti artık korkma
Gizem: İyi bari
.
Damat tarafı ile kız tarafı nikah salonunda birleşti, onların geleneklerine göre gündüz nikah akşam düğün olurmuş, yani Mine böyle söyledi bende anlamadım.
Ateş Tuğrulun nikah şahidiydi bende Minenin.
Ateş: Şahit olmamı istediğine emin misin?
Mine: Siz olacaksınız!
Gizem: Tamam Mine sakin
Tuğrul: Abicim söylenenlere göre, nikah şahitleri evli olan insanlardan ve ilişkisi güzel giden insanlardan seçilirmiş, şimdi Akif hocaya arayamıyorum o yüzden siz olacaksınız.
Ateş: sevdim ben bunu
Gizem: evet derken ayağına basayım mı?
Ateş: hiç fena olmaz
Nikah memuru gelmişti sonunda, yerine oturup mersime başladı, önce klasik sözlerle bir konuşma yaptı daha sonra asıl yere geldi.
Nikah Memuru: Siz Ahmet oğlu Tuğrul Özdilek Osman kızı Mineyi eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Tuğçe: EVET!
Nikah memuru: Osman kızı Mine, Ahmet oğlu Tuğrulu eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?
Mine: EVEET!
Nikah Memuru: Sizlerde şahitlik ediyor musunuz?
Gizem-Ateş: Evet.
Nikah memuru: öyleyse bende belediye başkanının bana verdiği yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum, Allah mutlu etsin
Nikah memuru imzalamamız için defteri bizlere uzattı onu imzalarken bir an için Ateşle evleniyor gibi hissettim.
Nikah mersimi bittikten sonra, kornalar eşliğinde şehri turladık ve sonunda düğün salonuna geldik.
.
Ateşten..
Salih ve Çetin ile dışarda hava alıyorduk.
Ateş: Öldüm ben he
Çetin: Evlenmek istiyordun birde
Ateş: Hala istiyorum
Salih: O zaman birazdan edeceksin
Ateş: Bir aksilik çıkmazsa evet
Çetin: Yüzüğü unutma da
Ateş: Gözüm gibi koruyorum
Biraz hava aldıktan sonra içeri girdik ilk dans başlamış bile.
Bizimkiler kızları dansa kaldırırken gözüm Gizemi aradı, yoktu, dans edenlerin arasına baktım babası ile dans ediyordu, bende bir kıyak geçip Hatice annenin yanına gittim.
Ateş: bu dansı bana lütfeder misiniz?
Hatice: deli oğlan, ederim tabi
Hatice anneyi dansa kaldırıp Gizemlere yaklaştım.
Tarık: eşler değişti he!
Hatice: kocamız kaldırmayınca oğlanlarım kaldırıyor işte
Tarık: ayıp ediyorsun Haticem, gel bak ben nasıl dans ediyorum
Hatice anne ve Gizem yer değiştirdi, aslında bakarsanız benimde istediğim buydu.
Gizem: Ateş bey
Ateş: Gizem hanım
Gizemle her dans ettiğimde kendimi bulutların üstünde hissediyorum, gerçi onunla geçirdiğim her an bambaşka her an kıymetli.
Gizem: Sonunda evleniyorlar
Ateş: Mutlu son
Gizem: Son varsa mutluluk yoktur..
Ateş: O zaman mutlu sonsuz
Gizem: Sonsuz..
Ateş: birazdan bir yere kaybolma olur mu?
Gizem: neden?
Ateş: sana söylemek istediğim bir şey var
Gizem: Ateş korktuma beni
Ateş: korkulacak bir şey değil Güzelim, korkma
Birisi bacağımı çekiştiriyordu.
Ateş: Selim?
Selim: İzin verir misin lütfen?
Gizem gülüp Selime baktı
Ateş: Allah Allah ne için?
Selim: Gizemle dans etmek için tabiki
Ateş: Gizem dans için sana biraz büyük değil mi?
Selim: Hayır!
Gizem kahkaha atmamak için kendini zor tutuyordu.
Gizem: Tamam biz dans edelim, sende artık ya annemi kaldır ya Büşrayı
Ateş: henüz o kadar canıma susamadım
Gizem Selimi kucağına aldı
Gizem: böyle daha rahat dans ederiz, ne dersin?
Selim: bende abim gibi uzayacağım o zaman daha rahat ederiz
Ateş: bana bak kardeş mardeş dinlemem döverim seni ha
Selim: dövemezsin
Gülmemek için kendimi tutup Selimi öptüm
Ateş: iyi danslar size.
Yerime oturup Büşraya baktım, o çoktan yaşıtlarını bulmuş ordan oraya koşuyordu.
Barış: kaptırmışsın Gizemi
Ateş: sorma ya
Barış: hayırlısı olsun diyelim bari
Ateş: diyelim anasını satayım.. Seher teyze nerde?
Barış: Minenin annesiyle bir şeyler konuşuyordu, napcan dansa mı kaldırcan?
Ateş: yoo
Saate bakıp, kendimi toparladım.
Ateş: ben gittikten sonra Gizemi bahçeye göndersene
Barış: Tamam
.
Bahçeye çıkıp derin derin nefes alıp verdim
Ateş: Olay çok basit, Gizem gelecek, ellerini tutacağım önce diz çökeceğim sonra elini tutacağım, sonra direk seni seviyorum evlen benle deyip kurtulcam. Yok buda çok abes oldu.
Gizem: Ateş..
Arkamı dönüp Gizeme baktım, sanki ilk kez görüyorum.. Bir an için daldım
Gizem: İyi misin?
Ateş: Evet, evet.
Gizem: Ateş noluyor, bak ben artık korkuyorum
Ateş: Korkma, bak gerçekten iyim, hastalık ile alakası yok.
Gizem: Noldu o zaman
Gizeme yaklaşıp ellerini tuttum.
Ateş: Ben seni çok seviyorum.. Ve bazı şeyler için geç kaldığımı düşünüyorum, artık buna-
Kerem: OLDUK BE!
Gizem: Hii!
Ateş: Lan!
Kerem gülerek bize bakıyordu, yanımıza gelip Gizeme sarıldı
Kerem: Çakma sevgili! Sevgilin sevgili buldu!
Ateş: Arkadaşım!
Keremi geri çekip bileğinden tuttum
Ateş: napıyorsun?
Gizem: Ateş..
Kerem: Ya Ateş, çok mutluyum lan
Kerem bana sarılıp gülmeye başladı, sonra ciddi olup geri çekildi
Kerem: galiba yanlış kişiye veriyorum bu haberi.. Ama ilk sizi gördüm napıyım!
Gizem: tebrikler size..
Ateş: Kim senin sevgilin ya?
Ayça: Ben!
Ateş: Yok artık!
Ayça yanımıza gelip Keremin elinden tuttu
Ayça: Şu yazlık ev sizden çok bize yaradı valla
Ateş: maşallah kuzen.
Gizem: Allah mutlu etsin..
Ateş: Evet Allah mutlu etsin hadi gidin artık hadi!
Gizem: Ateş?
Ateş: bir şey konuşuyoruz
Ayça: aa rahatsız etmeyelim sizi o zaman
Kerem: görüşürüz
Ayça bize el sallayıp Kerem ile birlikte gitti.
Ateş: Gelen sevgili yapıyor giden sevgili yapıyor ya
Gizem: Tamam neyse boşver sen onları, bir şey diyordun
Ateş: he, şimdi.. Ben çok düşündüm.. Gerçekten çok düşündüm, hayatıma sensiz devam etmek-

Sevenleri sevdiğine vermediler vermediler
Güzel gözlüm seni bana çok gördüler

Ateş: bu ne ya!?
Gizem: roman havası, Minenin kuzeni çok seviyormuşta..
Gel şimdi bu şarkıda romantik konuşma yap..
Allahım beni mi sınıyorsun yarabbim..
Gizem: Evet ben seni dinliyorum..
Ateş: Gizem..

Abe kaynana naptın, bizede naptın bize
Biz birbirimizi çok sevdik, kaçıyoruz bize
Kaçıyoz yarimle

Ateş: Of!
Gizem: Ateş.. Tamam duyma müziği unut onu
Ateş: duyulmayacak gibi değil ki!

Ablan star bebeğim gel bir selfie çekeyim!
Elalemin gözü bizde kıskançlık krizinde!

Ateş: hey Allahım ya! Şeytan diyor git o-
Gizem: Ateş! Ateş.. Ben dinliyorum seni sadece seni dinliyorum hadi
Ateş: Gizem.. Ben çok-

Karabiberim! Vur kadehleri hadi içelim!

Ateş: Ya kalın bir şarkıda! Bu nedir!
Gizem: Ateş! Sakin olur musun? Düğündeyiz tabiki şarkı değişecek
Ateş: Yok, olmayacak yani burda olmayacak
Gizem: hayati önem taşıyor mu? Yada sağlık ile ilgili bir sorun mu?
Ateş: Yokta-
Gizem: o zaman yarın söyle sevgilim, hadi gel girelim içeri
Ateş: of!
Salona girer girmez kızlar Gizemi aldı.
Halil: noldu ettin mi?
Ateş: he ettim! Sizin açacağınız şarkıya ben..
Salih: sen bu gidişle teklif meklif edemezsin.
Ateş: edecem lan, size inat edeceğim.
Düğün bittikten sonra, herkes evlere dağıldı sonunda biz bize kalmıştık.
Tuğrul: o zaman gidiyoruz!
Ateş: nereye?
Tuğrul: eğlenmeye, ama önce biz üstümüzü değişelim
Mevsim: o zaman!
Nil: dans!
Selin: renk!
.
Tuğrul küçük bir bara getirdi bizi.
Ateş: vay vay..
Tuğrul: bu gece kapalı burası, yani sizin anlayacağınız sadece biz varız
Çetin: oo
Halil: Daha önce seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiş miydim?
Selin: EĞLENCE BAŞLASIN!
Mevsim: BAŞLASIN!
Başlayan müzik ile beraber herkes deli gibi dans ediyordu.
Ateş: alkol yok demi lan?
Tuğrul: Ateş! Çık şu baba rolunden
Mine: evlendik biz evlendik!
Tuğrul: sonunda be!
İlerleyen saatlerde hepsinin kafası uçtu uçtu diyorum çünkü onlar kadar içmedim.
Parti bittikten sonra Gizemi bize getirdim.
Gizem: eve gidicem ben
Ateş: he git eve bu alkolle
Gizem: sarhoş değilim ben
Ateş: içme dedim sana dinlemiyorsun ki
Gizem: sarhoş değilim ben
Ateş: he değilsin
Gizem: sende içtin
Ateş: senin bünyen ile benim bünyem bir mi güzelim?
Gizemi yavaşca yatağıma yatırdım
Gizem: Sen ne söyleyecektin bana
Ateş: uzun zamandır aklımda olan bir şeyi..
Gizemin gözler çoktaan gitti, sızdı.
.
Gizemden..
İnanılmaz bir baş ağrısı ile uyandım. Ateşin yatağındaydım..
Ateş: Gizem!
Gizem: uyandım.
Yataktan kalkıp salona gittim.
Gizem: başım çok fena!
Ateş: az bile sana
Koltuğa oturup başımı tuttum
Gizem: annenler nerde?
Ateş: Ayça götürdü onları
Televizyonu açıp Ateşe baktım.
Gizem: nereye götürdü?
Ateş kahvaltı hazırlıyordu, çaydanlığı masaya koydu
Ateş: annemin doktor işi varya hafta sonu
Gizem: ee
Ateş: bücürleride Ayça aldı işte
Gizem: Of! Benim başım ağrıyor..
Ateş: niye acaba?
.
Ateşten..
Nasıl cesaret ettim bilmiyorum, cesaret etmedim aslında hatta aklımda bile yoktu böyle bir şey.. Gizem sürekli kanal değiştiriyordu yanına oturup bende televizyon bakmaya başladım.
Ateş: aç bi müzik kanalı da kahvaltı yapalım artık hadi
Gizem: tamam.
İşte tamda bu an.. Bi cesaret derler ya aynen öyle işte.. Bir anda çıkıverdi ağzımdan.
Ateş: Gizem?
Gizem: tamam açıyorum.
Ateş: Yok başka bir şey dicem
Gizem: de
Ateş: biz evlenelim mi?
Gizem: olur.
Birkaç saniye sessizlik.. Ben ne dediğimi sorgularken Gizemde ne duyduğunu sorguluyordu, kumandayı bırakıp bana döndü.
Gizem: Ne?

Ateşin Kelebeği. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin