2. Bölüm

1.9K 81 9
                                    

Selin: upss bunu beklemiyordum..
Sınıfta uğultular başlamıştı herkes bir şeyler söylüyordu
Burak: hadi Gizem seni bekliyorum.
Yerimden kalkıp Burakın yanına gittim
Gizem: Burak ne yapıyorsun
Burak: cesaret.
Gizem: bak bu çok-
Burak: çok ne romantik?
Gizem: hızlı.. Burak seni tanımıyorum bile. O yüzden üzgünüm.. Kabul edemem.
Burak: bu beni üzmez, beni tanıyıp güvenmeni bekleyebilirim.
Ateş sinirini masadan çıkarmış olacak ki pat diye bir sesle irkildim arkamı döndüğümde gördüğüm tek şey Ateşin sınıftan çıktığı ve Zeynep hocanın gelişiydi, ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibi bakıyordu
Zeynep: çocuklar? Noluyor? Ateş neden gitti?
Gizem: hocam özür dilerim, çıkabilir miyim?
Zeynep: ne oluyor Gizem?
Gizem: hocam.. Neyse çıkmak istemiyorum.
Yerime geçip yarım saat boyunca dersi dinliyor gibi yaptım oysa aklımda olan tek şey Ateşti..
Sonuna zil çalmıştı Zeynep hoca sınıftan çıkar çıkmaz Halil Burakın yanında aldı soluğu
Halil: lan biz senle ne konuştuk!?
Tuğrul: hasta mısın lan sen?
Mine: Tuğrul noluyor?
Burak: kız bir şey demiyor size noluyor?
Halil: ya Gizem delirtme beni! Bir şey desene!
Selin: ay ne diyecek acaba? Sizin arkadaşınız bir şey diyor mu?
Gizem: ben..
Mine: arkadaşlar üzgünüm ama Ateş haksız.
.
Ateşten..
Söz verdin Ateş hocana söz verdin.. Kavga yok kavga yok.. Kavga yok.. Kavga var kavga var! Allahın belası herif!
Kendimi duvarı yumruklarken buldum sinirimden canımın acısını hissetmiyordum..
Nazlı: yavaş! Ne yapıyorsun?
Nazlının sesiyle irkilip durdum
Nazlı: iyi misin sen? Biraz daha zorlasan kendine zarar vereceksin, yüzünü bana döner misin? Duvarla konuşuyor gibi hissediyorum.
Arkamı dönüp olduğum yere bıraktım kendimi
Nazlı: kaç saattir yumrukluyorsun duvarı
Ateş: Dakika tutmadım.
Nazlı: durum o kadar vahim yani.
Ateş: beni yalnız bırakır mısın?
Nazlı: yalnızlık sana iyi gelmez.
Tuğrul: yalnız değil zaten!
Tuğrul, Halil ve Salih gelmişti, eminim hepsinin bir teselli cümlesi vardır ama işe yaramıyor..
Halil: bu kim ya?
Nazlı: Nazlı ben!
Halil: tamam Nazlı bundan sonrası bizde
Nazlı anlamadığım bir şekilde göz kırpıp gitti..
Salih: bu kim oğlum?
Ateş: ne bileyim ya? Geldi yapıştı.
Tuğrul: şş iyimisin?
Ateş: İyiyim.
Halil: oğlum kız reddetti takma işte
Ateş: ne fark eder..
Halil: ne demek ne fark eder?
Ateş: olmuyor lan işte! Onunla olmuyor! Onsuz olmuyor!
Tuğrul: sen bu ellere ne yaptın ya? Ah be Ateş
Salih: şş video çekelim istersen
Salihin kinayesi hem güldürdü hem düşündürdü
Ateş: çok hata yaptım ben
Tuğrul: aştık oğlum bunları, sil baştan yaptık. Ya herkes ödedi bedelini, yüklenme artık kendine.
Salih: evet oğlum kaç ay geçti, ya Gizem unuttu bunları taktığı şeyler bunlar değil
Halil: ya ben sevgili bulamıyorum! Sen sevmene rağmen kavuşamıyorsun
Tuğrul: Ateş gözünü seveyim susma artık ya! Bak bu Burak takmış Gizeme kaybedeceksin.
Ateş: kazandığım var sanki de
Duvardan destek alıp ayağa kalktım ellerimi çırpıp, sınıfa geri gittim.
Zeynep: Ateş!
Ateş: hocam? Hocam özür dilerim yani derse girsem de pek yararı olmazdı
Zeynep: sınıfa girmeden konuşalım mı?
Ateş: konuşacak bir şey yok hocam. Teşekkür ederim.
Sınıfa girip yerime oturdum Gizem yoktu
Selin: ay prens gelmiş, noldu canım? Prenses gelmedi mi?
Ateş: Selin git işine ya
Selin: salaksın oğlum sen kullan şu aklını artık kullan ki ülkece rahatlayalım
Burak: tabi o konuşana kadar ortada bir prenses kalırsa..
Gizem Mine ile beraber sınıfa girdi çok tedirgin duruyordu elini kolunu nereye koyacağını bilemedi, eski sırasının önünde durdu
Mine: kızım gelsene
Gizem: gelirim git sen.
Selin: takılma Gizo, erkek milleti kısa özeti işte.
Gizem benle göz göze gelmeye korkarak çaktırmadan bakıyordu, dayanamayıp çıktı sınıftan.
Mine: kızım yangına kürekle gitmesene
Selin: ay yalan mı?
Sınıftan bir hışımla çıktım ama Gizemi koridorda görmeyi düşünmüyordum, duvara yaslanmış bekliyordu
Gizem: geçmedi galiba sinirin?
Ateş: sinirli değilim, stres.
Gizem: doğru neden sinirli olasın ki? Nazlı seni teselli etmiştir
Ateş: ne?
Gizem: yok bir şey boşver.
Ateş: reddetmeseydin Burakı? Çocuk ilk görüşte aşık olmuş, cesurda.
Gizem duvardan ayrılıp yanıma geldi
Gizem: öyle mi?
Ateş: öyle.
Gizem: aptalsın sen Ateş.. Gerçeği görmek istemeyen bir aptal
Ateş: neymiş gerçek? Kim gerçek?
Gizem: bu gerçek!
Gizem sesinin yükseldiğini fark edip etrafına baktı, daha alçak bir ses tonu kullandı.
Gizem: bu an gerçek.. Takılıp durduğun geçmiş bitti Ateş, Rüya defteri kapandı Sur çetesi yakalandı, annen gün geçtikçe iyileşiyor, her şey bu kadar iyi giderken senin geçmişe takılman gerçek değil, basketbola başladın eski hayatına dönüyorsun hatalarını anladın.. Yapma bunu kendini lütfen yapma.
Bazen Gizemin çizgi film karakteri gibi küçültüp beynime girdiğini düşünüyorum bir insan bir insanı bu kadar göremez tanıyamaz.
Gizem: öfkeni unutup geçmişi unutup gerçeği görsen.. Etrafına baksan.. Çok başka olacak her şey..
Sen sus ben konuyu biliyorum diyor resmen.. Yapma işte bunu yapma.. Uzak kalamıyorum zaten yapma.. Gözlerimi kaçırıp bir iki adım geriledim, Gizem derin bir nefes alıp verdi hiçbir şey söylemeden sınıfa geri girdi.
.
Gizemden..
Sonunda okul bitti.. Hiçbir sorun yokmuş gibi birde Burak çıktı başımıza gerçi Nazlıda var o nerden çıktı hiç anlamadım kız her fırsatta Ateşin yanında, delirmemek elde değil.
Burak: Gizem!
Okulun bahçesinde Buraka yakalanmaktan daha kötü bir şey varsa oda Ateşin orda oluşudur.
Gizem: efendim.
Bir yandan cevap verip bir yandan ordan uzaklaşma derdindeydim ama Burak kolumdan tutup beni durdurdu
Burak: konuşabilir miyiz?
Elimi çekip Ateşe baktım.. Gözlerini kaçırdı.
Gizem: dinliyorum.
Burak: yanlış bir şey mi yaptım? Bak ben senden çok hoşlandım gerçekten hoşlandım sen çok güzelsin.
Gizem: Burak.. Bak seni anlamaya çalışıyorum ama dün bir bu gün iki çok saçma bir durum değil mi?
Burak: seni gördüğümden beri aklımdan çıkmıyorsun, bu saçma değil bu aşk
Gizem: Burak.. Üzgünüm ama bende hislerinin karşılığı yok, olmayacakta.
Burak: Ateş mi?
Gizem: ne fark eder ki? O yada başkası..
Burak: anlıyorum, ama bence sende anla en azından düşün. Senin yerinde olsam cesur olanı seçerdim seni düşüneni seveni..
Gizem: Burak lütfen.
Burak: sadece düşün Gizem.
Burak omzuma hafifçe vurup gitti. Ateşe bakmamaya özen gösterip okuldan çıktım peşimden geldiğini hissediyordum
Ateş: ne söyledi sana?
Gizem: sanane!
Ateş: rahatsız ediyor demi?
Gizem: SANANE
Ateş: GİZEM
Ateş kolumdan tutup beni kenara çekti sırtımın duvara çarpmaması için elini koydu
Ateş: ne diyor o herif sana? Rahatsız mı ediyor?
Gizem: neden soruyorsun verdiğin sözler mi aklına geldi?
Ateş: Gizem.
Gizem: senin bu saçma sapan korumalarından bıktım! Bırak ya! Bırak kim ne yapıyorsa yapsın bana! Kim ne diyorsa desin! Korumak zorunda değilsin! Çık artık şu kafadan!
Ateş: öyle mi?
Gizem: Ateş çekil
Gitmek için hamle yaptığım da Ateş elini sırtımdan çekip duvara koydu
Gizem: Ateş bırak!
Ateş: sen ne düşünüyorsun? gerçekten ne düşünüyorsun?
Gizem: hiçbir şey düşünmüyorum çekil!
Ateş: Gizem!
Gizem: Ateş çekil!
Ateş elini çeker çekmez gitmek istedim
Ateş: bırakayım mı seni?
Gizem: manyak mısın sen?
Ateş: soru soruyorum
Ay piskopat gibi gülüyor birde, çokta güzel gülüyor..
Gizem: bırakma.
Ateş: gözlerin bırak der gibi gibi..
Nazlı: Ateş!
Buda gereksiz sansür gibi her yerden çıkıyor...
Nazlı: selam, napıyorsunuz
Gizem: gözlerim kal der gibi gibi
Gitmek için bir adım attığımda Ateş kolumu tuttu.
Ateş: bekle beraber gidelim.
Nazlı: rahatsız ettim galiba
Ateş: yok canım estağfurullah
Gizem: canım.. Canım?
Nazlı: oldu o zaman yarın görüşürüz Ateş.
Yirin girişiriz itiş tipe bak biri bitmeden biri geliyo ya kurtulamayacak mıyım ben bunlardan.
Ateş: gidelim mi?
Gizem: gidelim.
.
Ateşten..
Eve geldiğimiz de karanlık olmak üzereydi, ne çabuk bitiyor bu yol.
Gizem: git istersen
Ateş: kovuyor musun
Gizem: hayır, geri döneceksin daha o yüzden.
Ateş: Gizem
Gizem: efendim
Ateş: ben bir şeyleri düzeltmek için çabalıyorum deniyorum inan deniyorum.. Ama seni görünce olmuyor, yaptığım hiçbir plan işe yaramıyor bütün her şey alt üst oluyor aylarca kafamda bir şeyler kurdum seni görünce hepsi uçtu gitti.
Gizem: sen şuan iyi bir şey mi söyledin? Kötü bir şey mi?
Ateş: iyi bir şey söyledim galiba
Gizem: Ateş.. Git.. Git artık hadi.
Ateş: gidiyorum.
Gizem: git..
Ateş: sen gir önce
Gizem: Ateş kapı şurası git hadi
Ateş: akşam.. Cama çıkar mısın? Yani hava almak için falan
Gizem: Ateş, hava soğuk zaten git hadi.
Ateş: soruma cevap ver gidicem, akşam antrenman yapıcam dönüşte belki-
Gizem: gelme. Görüşürüz, bıraktığın için teşekkür ederim.
.
Ateşten..
Son basketten sonra bir alkış sesi duydum, Tuğrul gelmiş
Ateş: ne zamandır oradasın?
Tuğrul: yeni geldim
Kenarda duran havlu ile terimi silip Tuğrulun yanına gittim
Ateş: duş alıp geliyorum ben fena terledim
Tuğrul: tamam beklerim ben
Ateş: oğlum sen hayırdır bu saate?
Tuğrul: sanada ne yapsak yaranılmıyor, seni görmeye geldim
Ateş: Mine ile kavga mı ettiniz
Tuğrul: aman! Aman abi ağzını hayrı aç!
Ateş: iyi geliyorum ben bekle
***
Tuğrul: sabah gelseydin?
Ateş: geldik işte
Tuğrul: anlat bakalım, noluyor? Gizo ile son durum ne?
Ateş: çıkışta düzelttik sanki bir şeyleri, değişmek istiyorum ben. Gizemi kaybetmek istemiyorum bu sefer.
Tuğrul: ne yapacaksın peki?
Ateş: bilmiyorum.. Kafam da kurup gidiyorum Gizemi bir görüyorum hepsi uçuyor, sersemliyorum, saçmalıyorum ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyorum.
Tuğrul: aşk oğlum bu çarpıyor adamı
Ateş: Gizem çok hassas.. Onu kırmaktan korkuyorum.. Geçen sene neler yaşadık, ağzımı açamadım kıza. Bilmiyorum şimdi ne yapacağım.
Tuğrul: kendini geri çekme, git gidebildiğin yere kadar.
Ateş: kırarsam?
Tuğrul: kır. Sen sanıyor musun biz Mine ile güllük gülistanlık geçiniyoruz kırıyoruz ediyoruz ama sevgi üstesinden geliyor her şeyin.
Ateş: mahvedersem her şeyi
Tuğrul: et ne olacak? Ne olabilir en fazla? Abi dene en azından, deneyin.
Ateş: gazlıyor musun sen beni? Öyle hissetim
Tuğrul: hee başardım mı?
Ateş: sen varya, çok fena oldun..
Tuğrul ile ayrıldıktan sonra, kendimi yine Gizemin penceresine bakarken buldum.. Belki görürüm umudu ile bekledim ama yoktu ışıkta açık değildi, bir süre daha bekleyip eve gittim.
.
Gizemden..
Okula çabuk uyum sağladım, zaten değişen pek bir şey yoktu.. Her şey aynıydı.
Sınıfa geldiğimde Ateşe bakmamaya özen göstererek yerime oturdum.
Ateş: günaydın
Gizem: günaydın.
Halil: Mevsim!
Mevsim: efendim
Halil: sen fazla sessiz duruyorsun sanki?
Mevsim: sabah sabah afyonum patlamadı.
Selin: biz sabah kadar oturduk
Mine: e pes size
Selin: ne yapalım kızım uykumuz gelmedi dedikodu yaptık
Halil: zabaa kadar mı?
Mevsim: evet Halil zabaha kadar.
Halil: benden konuştunuz mu?
Mevsim: ay zevzek zevzek konuşma! Sen niye konuşalım
Halil: yani şimdi yakışıklıyım, komik bir kişiliğe sahibim
Selin: sen? Yakışıklı? Komik?
Halil: evet
Tuğrul: gömecekler seni sus abi..
Halil: hissetim..
Nil: Ya bakın ne diyorum okul çıkışı Akif hocaya mı gitsek?
Ateş: benim aklımda valla, gidelim bence
Tuğrul: bana uyar
Mine: o zaman çıkışta gidiyoruz
Ateş: pasta almak gerek
Halil: pasta mı?
Ateş: bu gün doğum günü Akif hocanın.
Ateş bunu nerden biliyor? Ne kadar inkar etse de hepimizden çok seviyor Akif hocayı.
Tuğrul: aa evet
Selin: alırız alırız! Bence hocayı kafeye çağıralım buluşma mabında sonra sürpriz yaparız
Mine: evet bu daha mantıklı
Çetin: hediye almak gerek
Halil: valla hocaya en güzel hediye benim bence, o yüzden ben almıyım
Tuğrul: uyanığa bak
Mine: biz ne alsak acaba?
Salih: buluruz ya bir şeyler
Selin: yalnız bana bakın! Ben hayatta okul kıyafetim ile gitmem!
Halil: desenize doğum gününü gece kutlayacağız
Mevsim: ay zevzek!
Sınıfa Burak geldi, oldukça güler yüzlüydü
Burak: Günaydın Gizem.
Deyip yerine oturdu
Ateş: hayırdır bize günaydın yok mu?
Burak: ilgi alanıma girmiyorsan demek.
Ateş: senin ilgin alanına ben..
Halil: biip!
Mine: hoca nerde kaldı ya?
Tuğrul: 10 dakika var daha, erken geldik biz
Mine: hadi ya..
Mevsim: ee Burak sen geliyor musun bizle?
Mine: Mevsim!
Mevsim: ne? Oda artık bu sınıftan!
Burak: nereye gidiyorsunuz?
Mevsim: eski bir hocamız var Akif hoca duymuşsundur onun doğum gününü kutlayacağız
Burak: bütün sınıf mı?
Mevsim: Gizem geliyor merak etme.
Gizem: Mevsim!
Burak: olur, gelirim o zaman
Halil alkış yapıp güldü
Halil: aferin Mevsim.
Ateş kulağıma eğilip bir şeyler söyledi
Ateş: ben bu çocuğu dövsem. Sende rahat edersin bende
Gizem: Ateş sakın..
Ateş: merak etme, tutuyorum kendimi, ama az kaldı onu bil.
Gizem: Ateş..
.
Ateşten..
Fısıldamak için kulağına eğildiğimde şampuanının kokusu burnuma geldi, kendimi kaptırmamak için geri çekildim.
Sonunda hoca gelmişti ve gelmesiyle derse başlaması bir oldu insan günaydın falan der zaten zar zor okuyorum.
Ders bittikten sonra sınıfın yarısı bahçeye yarısı kantine gitti.
Burak: kantine gidiyorum ben gelmek ister misim Gizem?
Ateş: birader senin ayakların yok mu? Yolu bilmiyor musun?
Gizem: Ateş..
Burak sanki beni duymamış gibi Gizeme bakmaya devam etti
Gizem: şey ben gelmiyim sana afiyet olsun.
Burak gülümseyip sınıftan çıktı, gram samimi gelmiyor bu çocuk bana fazla sinsi.
Selin: akşam ne giysek acaba?
Mevsim: benim aklımda var bir şeyler
Mine: valla benimkini önce Tuğrul beyin görmesi gerekiyor beş gün kavga ediyoruz sonra
Tuğrul: ya ben kıskanç biri değilim sadece tedbirli biriyim
Mine: he evet evet
Tuğrul: Mine!
Mine: yalan mı?
Nil: valla bende kafamda bir kombin hazırladım Gizem sen düşündün mü?
Gizem: yok valla, eve gidince bakıcam
Selin: bak bulamazsan bana mesaj at ben elbiselerim ile uçarım oraya
Gizemin kulağına eğilip fısıldadım
Ateş: bence sen boşver Selinin elbiselerini çuval giy.. En güzeli
Gizem beklemediğim bir hamle yapıp bacağımı cimcikledi
Ateş: ah! Ne yapıyorsun ya?
Gizem: kaşınma Ateş. Ay neyse ben bahçeye çıkıyorum gelen var mı?
Selin: gelirim ben
Ateş: ben geleyim mi?
Selin: buda iyice yavru köpek oldu
Selin Gizemin koluna girip onu kaçırır gibi sınıftan çıkardı.
Tuğrul: şş akşam ne yapcan?
Ateş: ne yapcan derken?
Tuğrul: ya Gizoyu diyorum
Mine: sen alsana evden.
Ateş: siz çift olarak çöpçatanlık mı yapıyorsunuz?
Mine: hayır, sen Gizemi kaybetme diye uğraşıyoruz
Halil: valla sen böyle yaparsan bu Burak zaten gözleri ile yiyor kızı bide-
Tuğrul: ÖHÖ öhö ne yapıyorsun Halil? Ya sen bakma buna
Mine: bu gece bence çok güzel olacak
Tuğrul: sen gibi yani?
Mine: ya..
.
Gizemden..
Selin akşam neler yapacağını ne giyeceğini anlata anlata bitiremedi banada onu dinlemesi kaldı
Nazlı: Selam.
Bu kızda kesin radar var...
Nazlı: naber Gizem
Gizem: iyi sen? (seni görene kadar iyiydim)
Nazlı: ya ben seninle bir şey konuşmak istiyorum, mümkünse yalnız.
Selin onay almak için bana baktı..
Gizem: git sen geliyorum bende
Selin gider gitmez Nazlı konuya girdi.
Nazlı: ya böyle şeylerde hiç iyi değilim aslında, yapmam da normalde, Gizem seni gözlemlediğim kadarıyla Ateşin yakın arkadaşısın, çünkü bildiğim kadarıyla aranızda bir şey yok doğru mu?
Gizem: e-evet yok.
Nazlı: ya ben Ateşten hoşlanıyorum! Onu daha yakından tanımak istiyorum. Bizim aramızı yapar mısın? Bana yardım eder misin? Seni dinliyor gibi? Beni övsen biraz ona?
Gizem: şey ben..
Nazlı: ya lütfen.. Lütfen yardım et bana..
Gizem: edemem.
Nazlı: ne? Ama neden?
Gizem: Ateş.. Başkasını seviyor.
Nazlı: kimi peki? O kızda seviyor mu onu?
Gizem: bunları Ateşe sor Nazlı, bana değil.
Nazlı: iyi peki.. Teşekkür ederim.
Nazlı yanımdan giderken başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor gibi hissettim, kız resmen sevdiğim adamı istedi benden
Burak: Gizem!
"arkadaşlar lütfen herkes sıraya geçin" diye anons yapıyor resmen iç sesim
Burak: nasılsın?
Gizem: iyiyim sen?
Burak: iyiyim. Şey dicektim akşam beraber gidelim mi? Bende yabancılık çekmemiş olurum ne dersin?
Gizem: çok isterdim ama, büyük ihtimalle-
Burak: Ateşle gideceksin..
Gizem: şey ben gelmeyebilirim onu söyleyecektim aslında.
Burak: neden? Ateş var diye mi?
Gizem: yok hayır, annem izin vermeyebilir.
Burak: bak ne diyeceğim, bu gün seni ben bırakıyım hem annenden izin almış olurum ne dersin?
Gizem: Burak aslında -
Burak: tamam anlaştık o zaman!
Burak konuşmama fırsat vermeden kaçar gibi gitti, bir bi bu eksikti.. İnşallah annem izin vermez.. Yoksa çok saçma sapan bir pozisyonun içine düşeceğim.
Sınıfa girer girmez yerime oturup defter karalamaya başladım. Ateş, Halil ve Salih ile hararetli hararetli bir şeyler konuşuyordu, Halil arada gülüyor Salihi dürtüyordu.
Burak sınıfa yine aşırı mutlu girdi yerine geçerken bana göz kırpmayı ihmal etmedi, tabiki görmemiş gibi yaptım.
Yine bir gün daha bitmişti, sınıfta bizimkiler hariç kimse yoktu
Mine: akşam geç kalmayın.
Selin: organizasyon bende
Nil: hediyeler de bizde.
Mine: o zaman şöyle yapalım Tuğrul beni alıyor bizde Mevsim ve Halil alıyoruz, Ateş sende Gizemi alırsın evden.
Tuğrul: tamam harika.
Gizem: şey ama -
Halil: ya alsın işte çocuk seni, daha rahat gelirsin
Tuğrul: aynen hadi gidelim.
Konuşmama izin vermeden herkes kaçar gibi gitti belli ki planlanmış bir şeydi
Ateş: seni almam rahatsız mi etti?
Gizem: hayır.. Ama Burak..
Ateş: Burak?
Gizem: şey
Ben lafa girmeden kapıda Burak belirdi
Burak: haydi prenses, anneni bekletmeyelim
Ateşin gözlerinde ki hayal kırıklığını gördüm.. Ne kadar sinir olduğunu üzüldüğünü hissettim
Gizem: Ateş..
Ateş: siz beraber mi gidiyorsunuz?
Burak: dııt yanlış cevap, beraber geliyoruz.
Gizem: Ateş..
Ateş hiçbir söylemeden sınıftan çıktı peşinden gitmek için bir iki adım atıp durdum.
Gizem: bunu benden duymalıydı senden değil.
Burak: ne fark eder ki?
Gizem: gelmiyorum ben, gidebilirsin.
Burak: anlamadım?
Gizem: gelmiyorum diyorum nesini anlamadın? Seninle de gelmiyorum. Partiye de gelmiyorum.
Burakı sınıfta bırakıp çıktım, çantamdan telefonu çıkarıp Ateşi aradım, zaten açacağına umudum yoktu.. Açmadı.
.
Ateşten..
Ya ben katil olucam yada kafayı yicem! Odamda bir sağa bir sola döne döne akşamı etmiştim, çalan telefona bakmak yapmak istediğim en son şeydi, ama o kadar ısrarla çaldı ki açmak zorunda kalmıştım.
Tuğrul: nerdesin?
Ateş: gelmiyorum ben!
Tuğrul: saçmalama oğlum Zeynep hoca bile geldi
Ateş: gelmiyorum!
Tuğrul: Ateş noluyor? Gizem de yok zaten.
Ateş: yok mu? Burak orda mı?
Tuğrul: süs bitkisi gibi oturuyor bir köşede..
Ateş: tamam.. Tamam geliyorum ben
Telefonu kapatıp alelacele üstümü değiştirdim, anneme haber verip evden çıktım, cebimde ki telefonu çıkarıp Gizemi aramak üzereydim ama onun sesini duydum
Gizem: bence arama.
Arkamı dönüp baktığımda Gizemi gördüm beyaz uzun elbisesi maşalı saçları ve hafif makyajı ile bana bakıyordu
Ateş: Gizem?
Çok güzel olmuştu.. Peri gibi.. Gerçek bir peri gibi.. Beyaz elbise gözlerinin rengini iyice belirgin hale getirmiş yeşil yeşil bakıyordu bana
Ateş: senin ne işin var burda?
Gizem: beraber gideriz diye düşündüm.
Ateş: ç-çok güzel olmuşsun
Gizem bana bir iki adım atıp iyice yaklaştı parfümün kokusu çoktan içime dolmuştu
Ateş: s-sen Burakla gitmiyor muydun?
Kekeliyor muyum ben? Heycan yaptım.. Sakin ol Ateş.. Sakin..
Gizem: Burakla gitmiş gibi bir halim mi var?
Ateş: neden peki? Yani neden gitmedin?
Gizem: tekliften çok emrivaki yaptı bende reddettim diyelim. Artık gidebilir miyiz?
.
Gizemden..
Nasıl dondu kaldı ama oh olsun sana, yargısız infaz yaparsan bana böyle olur.
Partiye geldiğimizde herkes aşırı eğleniyordu tek bir kişi hariç.. Burak beni Ateşle görünce biraz sinir olmuş olsa gerek biz gelince çıktı kafeden
Tuğrul: oo ağır misafirler
Zeynep: hoşgeldiniz
Gizem: hoşbulduk hocam Akif hoca yok mu
Zeynep: yolda geliyor.
Sandalye çekip Selinin yanına oturdum
Halil: Gizem sen niye beyaz giydin? Altan altan gelinlik mesajı mı veriyorsun Ateşe
Tuğrul Halilin kafasına vurdu
Tuğrul: salak salak konuşma! Minede beyaz giymiş.
Mine: ee? Ne var bunda? Gelinlik imasıysa ne olmuş?
Tuğrul: yani şimdi.. YAŞ yaşımız küçük daha
Mine: ufalda cebime gir.
Çetin koşarak içeri geldi
Çetin: Akif hoca geliyor!
Akif hoca içeri girer girmez herkes alkışlamaya başladı
"iyi ki doğdun Akif iyi ki doğdun Akif"
Zeynep hoca Akif hocaya koşup sarıldı
Zeynep: iyi ki doğdun..
Akif: Zeynep.
Halil: hocam iyi ki doğdunuz! Valla Akif hocam diye tezahürat yapacaktık ama Zeynep hocanın varlığını düşünerek Akif dedik
Akif: anladım Halil anladım.
Gizem: doğum gününüz kutlu olsun hocam
Akif: teşekkür ederim.. Beni çok mutlu ettiniz.
Çok sürmeden pasta geldi
Çetin: hocam dilek tutun
Selin: evet hocam dilek önemli.
Akif hoca Zeynep hocaya bakıp gülümsedi
Akif: benim dilediğim yanımda
Zeynep hocanın elinden tutup mumları öyle üfledi
Halil: bravo! BRAVO!
ıslıklar ve alkışlar havada uçuştu..
Pasta kesilip dağıtıldıktan sonra slow şarkılar çalmaya başladı.
Tuğrul: dans edelim mi?
Mine: edelim.
Çetin: Nil?
Nil: olur.
Halil: alkış alkış!
Halil alkışlayınca bizde ona eşlik ettik.
Akif: Zeynep hocam?
Zeynep: Akif hocam?
Akif: benimle dans etmek ister misin?
Zeynep: isterim..
Halil sağına soluna bakıp dans edenlere baktı
Halil: herkes çift herkes sevgili!
Kendini önündeki yiyeceklere vurup dans edenleri izlemeye başladı
Selin: biri beni dansa kaldırabilir mi? Patladım burda!
Kimseden ses gelmeyince, etrafına bakmaya başladı
Selin: Ateş?
Ateş: ben?
Selin: ay yok vazgeçtim, Salih?
Salih: ben?
Selin: seni seçtim! Kaldır hadi beni!
Salih: hey Allahım ya
Selin: hadi!
Salih gönülsüz de olsa Selini dansa kaldırdı
Mevsim: az ye az
Halil: sapım ben dokunma bana
Mevsim: ne olmuş sapsan? Şş
Halil: ne var kızım ya
Mevsim: hadi dansa kaldır beni canım çekti
Halil: cips mi bu? Çikolata mı bu? Ne canın çekti?
Mevsim: Halil 3 saniyen var!
Halil hemen ayağa kalkıp üstünü başını düzeltti
Halil: hadi edelim.
Mevsim: Allahım nelere kimlere kaldım..
İki gönülsüz daha dansa kalkmıştı..  Ateş bana iyice yaklaşıp kulağıma eğildi
Ateş: seninde canın dans çekti mi?
Gizem: hayır.
Ateş: zaten bana hiçbir kuvvet burda dans ettirmez dans yani, bide herkesin içinde
Gizem: evlenince ne yapacaksın?
Ateş: evlenince?
Hiii ne dedim ben? Topla kızım topla.
Gizem: şey yani, ilk dans yapılıyor ya.. Neyse canım onu evleneceğin kız düşünsün banane.
Ateş: hı hı sanane.
Salaksın kızım sen salak! Ne güzel başlamıştı gece bi tutamadın şu çeneni! Kaç Gizem kaç
Gizem: ben hava alayım biraz, sıcak bastı.
.. Dışarı çekip derin bir nefes alıp verdim
Gizem: ay ne dedim ben ya..
Burak: gelmeyeceğim dedin
İrkilip sağıma baktım Burak oradaydı
Gizem: Burak?
Burak: keşke bana Ateş ile geleceğini söyleseydin.
Gizem: fırsat vermedin ki
Burak: hayır Gizem, sen anneni bahane olarak kullandın.
Gizem: ben..
Burak: sen seni sevdiğini söylemekten korkan, sadece kendini düşünen bencil bir adamı seviyorsun. Yada sevdiğini sanıyorsun bilmiyorum, o kadar kilitlenmişsin ki ona etrafına bakmıyorsun görmüyorsun
Gizem: Bakıyorum.. Görüyorum.. Ama onuda görüyorum, ben Ateşi görüyorum, onu seviyorum evet. Belki hiçbir zaman biz olmayacağız ama ben sırf bu yüzden ondan vazgeçmeyeceğim, ben onu gördüm.. Hata yaparken yalan söylerken gülerken ağlarken..  içini gördüm neden böyle olduğunu neden böyle olmak istediğini gördüm. Ateş bencil biri değil, sadece kendini düşünen biri hiç değil aksine sadece kendini düşünmediği için bu halde, çıkarsız hesapsız kitapsız.. Ben onda gördüklerimi bir başkasında görebileceğimi sanmıyorum, onunla kurduğum hayalleride başka biriyle yaşayacak cesaretim yok.
Burak: onu bu kadar sevdiğini bilmiyordum.
Gizem: bende.. Özür dilerim Burak ama seni sevmem senin istediğin hayal ettiğin şey olamaz bizim aramızda.
Burak: sana yol göründü diyorsun.. Ama şunu sormak istiyorum, ya Ateş göründüğü gibi biriyse ya sen onu görmek istediğin için öyle görüyorsan
Gizem: ne fark eder ki ben onu öyle görüyorsam.
Burak: seni üzecek, gerçek yüzünü göreceksin onun
Gizem: tanımadığın biri hakkında çok kesin konuşuyorsun
Burak: sende tanıdığını sandığın adam hakkında.
Burak arkasına bile bakmadan gitti, kafamı karıştırmak istiyordu ama bu imkansız.
Ateş: Gizem?
Gizem: hiii!
Duydu mu? Ne olur duymamış olsun.. Arkamı dönüp Ateşe baktım.
Ateş: üşüteceksin gel artık
Ohh duymamış..
Gizem: geliyorum.
Biz içeri girer girmez bir alkış patladı
Halil: sona kalan dona kalır, cezalısınız dans edeceksiniz!
Gizem: ne?
Halil: çal çal ver müziği
Halil bizim konuşmamıza izin vermeden bizi sanki küçük çocukmuşuz gibi dans pozisyonuna getirdi.
Halil: utanmasın çocuklar diğer çiftlerimizi de dansa davet ediyorum.
Mine ve Tuğrul, Çetin ve Nil sanki bu anı bekliyormuş gibi dansa kalktı
Halil: ve müzik!
Durum ne kadar garibime gitsede Ateşle dans ediyor olmak beni mutlu etmişti.
Gizem: hani seni hiçbir kuvvet burda dans ettirmezdi?
Ateş: Halili atlamışım ben.
Gülüp gözlerinin içine baktım, kaybolmak istediğim yere.. Tam böyle anlarda "seni seviyorum" denir değil mi? Korkmadan planlamadan böyle pat diye..
Gizem: şikayetçi misin?
Ateş: Hayır.. Sen peki?
Gizem: değilim.. Olmak istediğim yerdeyim..
Ateş: o zaman bizde diğerleri gibi kendimizi müziğe bırakalım, ne dersin?
Kafa sallayıp gülümsedim, sanki o an orda hiç kimse yokmuş gibi sadece Ateşe baktım.. Müziğin sözleri ise çok manidardı..

Ateşin Kelebeği. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin