36. Bölüm

502 27 10
                                    

Ateşten..
Nerdeyse akşam olmak üzereydi ve Gizemden hiçbir haber yoktu..
Ateş: Baba bir şey yap gözünü seveyim.
Tarık: Polise gidiyorum ben
Seher: Git tabi, bu kız ne zaman senin yanında kalsa bu halde oluyor! Başı hep dertte!
Hatice: Seher hanım lütfen.
Fırat gelmişti arabadan inip bize baktı.
Fırat: Gelseniz iyi olur.
Ateş: Gizem!
Fırat arka kapıyı açtı Gizem uyuyordu, hepimiz koşarak gittik yanına.
Ateş: Gizem.. Gizem, ne oldu? Ne oldu ona?
Fırat: Anlatacağım.
Gizemi kucaklayıp içeri götürdüm, yatağına yatırdım.
Gizem: Hayır.. Yapma.. Hayır.
Ateş: Gizem..
Gizemi öylece bırakıp dışarı çıktım, Fıratın yakasına yapıştım.
Ateş: Ne yaptın lan Gizeme! Neden bu halde Gizem! Gebertirim seni! Duydun mu!?
Tarık: Oğlum oğlum dur!
Tarık baba bizi ayırdı.
Tarık: O yakaya benimde yapışmamı istemiyorsan, konuş!
Fırat: siz gittikten sonra Gizem aradı beni hemen arkanızdan çıktım, bir yere çağırdı beni bağırdı çağırdı iyi değildi, benden kaçmaya başladı sonrada bayıldı bende buraya getirdim, bu gün sizin söylediklerinizden sonra korktum.
Ateş: Gizem niye seni çağırsın!
Fırat: İnanmıyorsan bak
Fırat telefonunu açıp son görüşmeleri gösterdi.
Fırat: Ben sadece yardım ettim, o kadar.
Tarık: Tamam koçum tamam..
Seher: Ne oldu benim yavruma.. Ne oldu..
Fırat: Ben gitsem iyi olacak, kusura bakmayın.
Ateş: Sen kusura bakma
Fırat: Olur mu estağfurullah.
Fırat arabasına binip gitti.
Barış: Baba noluyor ya!?
Tarık: Bilmiyorum, bilmiyorum oğlum.
Ateş: Geberticem o Özgürü!
Barış: Ateş.
Ateş: Ya niye! Niye birden bu hale geldi Gizem!
Seher: Sana sormak lazım! Bir gün rahat durdun mu?
Ateş: Seher hanım.
Seher: mahvettim kızımı, hayatını mahvettin, el birliğiyle bitirdiniz kızımı!
Hatice: Seher hanım o nasıl laf
Seher: yalan mı?
Tarık: Seher
Seher: Kızımı size bırakmam ben! Ya ne hale geldi görmüyor musunuz?
Tarık: Seher yeter, senin kızınsa benimde kızım!
Onlar tartışırken bende içeri girdim.
Gizem: Yapma..
Gizemin odasına girip baş ucuna oturdum.
Gizem: Hayır, yapma.
Ateş: Geçti.. Geçti Gizem..
Gizem: Ateş.. Ateş!
Gizem soluk soluğa uyandı.
Gizem: Yeter..
Ateş: Gizem.
Gizemin yanına geldim, bana bakıp sarıldı.
Gizem: Ateş! Ateş..
Ateş: Geçti.. İyisin buradasın, burdayım..
Gizem kendini geri çekip ağlamaya başladı.
Gizem: Kulübeye gittim ben, Fırat.. Fırat götürdü beni.. Rüya mıydı bilmiyorum ama çok gerçekçiydi, ordaydım, o uçurumun kenarında..
Ateş: Geçti.. Geçti
Gizeme sarılıp sakinleştirdim.
Fıratın o yeri bilmesi imkansız.. Kabuslar görüyordu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyor..
Ateş: Özür dilerim.. Özür dilerim..
Gizem: Ateş lütfen gitme.. Gitme lütfen..
Ateş: Gitmem, gitmem sen istesende gitmem..
Gizem: Bırakma beni..
Ateş: Bırakmam..
Seher teyze ve Tarık baba bize bakıyordu, Tarık baba kafa sallayıp kapıyı kapattı.
Gizemi yavaşca yatırıp yanına uzandım, Gizem başını göğsüme koyup sarıldı bana.
Gizem: Gitme ne olur...
Ateş: Gitmem..
Gizemi öpüp kokladım.
Ateş: Sana söz veriyorum geçecek..
Gizem: Ne olursa yanımda olur musun?
Ateş: İstemesen de olacağım.
Gizem: Ateş..
.
Sabah olduğunda ilk uyanan ben oldum, Gizem uyuyordu, yavaşca saçını okşadım.
Ateş: Eskisi gibi olacaksın..
Gizem: Yapma..
Ateş: Gizem..
Gizem gözlerini açtı.
Gizem: Ateş..
Ateş: Günaydın kelebek.
Gizem: Günaydın K9.
Gizem bana sokulup gözlerini kapattı.
Ateş: İçimde kelebekler uçuştu.
Gizem: ya, pislik..
Ateş: Merak etme ben bir tanesine aşığım.
Gizem: Bende aşığım, çok aşığım.
.
Gizemden..
Kahvaltı yaptıktan sonra okula beraber gittik.
Ateş: İyi misin?
Gizem: İyiyim.
Ateş: Psikoloğa seninle gelmemi ister misin?
Gizem: İsterim, kendimi daha güvende hissediyorum.
Hande: Gizem!
Gizem ve Hande yanımıza koşup bana sarıldı.
Hande: Nasılsın?
Gizem: İyiyim.
Demet: Çok korktuk
Gizem: İyiyim kızlar.
Demet: Dersten sonra konuşalım olur mu?
Gizem: Olur.
Demet ve Hande gülümseyip gitti yanımızdan.
Ateş: Kelebek derse girmem gerek, ama istersen kalabilirim.
Gizem: Git K9 iyiyim ben.
Ateş yanağımdan öpüp gülümsedi.
Ateş: Çıkar çıkmaz ararım seni
Gizem: Tamam.
Ateş arkasına baka baka gitti, endişeliydi, hemde çok ama bana belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.
Fırat: Gizem!
Gizem: Hi!
Fırat: Korktum mu?
Gizem: Biraz.
Fırat: Nasılsın?
Gizem: İyiyim, dün beni eve sen getirmişsin.
Fırat: Evet, inan bana neler oldu anlamdım..
Gizem: Ne yaptık biz? Neden buluştuk?
Fırat: Hatırlamıyor musun?
Gizem: Hatırladığım tek şey..
Sustum, deli damgası yemek istemiyorum, basit bir rüya.. Rüya.
Gizem: Boşver
Fırat: Buluştuk, daha doğrusu çağırdın beni ama bir şey konuşmaya kalmadan bayıldın bende seni eve getirdim.
Gizem: O yüzden son hatırladığım şey sensin. Bak Fırat bu aralar iyi değilim, yanlış bir şey yaptıysam özür dilerim.
Fırat: Olur mu? Sorun yok.
Gizem: Teşekkür ederim.
Fırat: Bende, görüşürüz.
.
Fırattan..
Gizemden ayrılır ayrılmaz Tuğçeyi aradım.
Fırat: Her şey yolunda, hatırlamıyor. Hepsini rüya sanıyor.
Tuğçe: Bu çok güzel.
Fırat: Ne zaman duracağız, rahatsız olmaya başladım.
Tuğçe: daha yeni başladık.
.
Özgürden..
Okula gelir gelmez Ateşi aradım, ders saatini öğrenip sınıfın önünde beklemeye başladım.
Sonunda çıkmıştı.
Ateş: Ne işin var senin burda?
Özgür: Konuşmaya geldim, dün olanları düşündüm kızlarlada konuştum, eğer Gizeme iyi gelecekse ben yüzleşmek istiyorum. Gizem beni kötü bilsin istemiyorum, eğer eskisi gibi olacaksa ben buna hazırım.
Ateş gözlerini kaçırıp kafa salladı, bu evet demek oluyordu.
.
Gizemden..
Dersten sonra kantinde tek başıma oturuyordum, Ateş geldi.
Ateş: Kelebek nasılsın?
Gizem: İyi hissediyorum.
Ateş: Biraz konuşalım mı?
Gizem: Konuşalım K9
Ateş: Dün psikoloğun ile konuştuk.
Gizem: Nermin hanım mı? Ne dedi?
Ateş: Korkularının sebebi Özgür olabilir.
Gizem: Özgür mü?
Ateş: Onunla konuşup yüzleşmen gerek, bu tedavin için olumlu olacakmış.
Gizem: Ateş, Özgürün-
Ateş: Gizem biliyorum korkuyorsun, ama gerekirse bende yanında olurum, eğer kabul edersen Özgür seni bekliyor.
Kabul ettim.. Belki de tek sebep bu.. Belki ben Özgürü fazla taktım.. Ne olursa olsun bu konuşma olumlu bitecekti biliyorum.
Ateşin ve benim derslerim bittikten sonra yakınlarda ki bir kafeye geldik, çok geçmeden Özgür de geldi.
Ateş: Hemen arkandayım.
Gizem: Tamam.
Ateş beni öpüp arka masaya geçti.
Özgür: Teşekkür ederim, yani konuşmayı kabul ettiğin için.
Gizem: Dinliyorum..
Özgür: Başına gelenleri biliyorum, geçmişte olanları, şuan ki durumu.. Bunun sebebi olduğum için gerçekten çok özür dilerim Gizem.. İnan bana işlerin bu raddeye geleceğini bilmiyordum, amacım seni bu denli rahatsız etmek değildi yada seni bu hale getirmek.. Bak ben Burak değilim, karakterim onun gibi değil, çok farklıyız.. Ben sana zarar vermem, Ateşe zarar vermem.. Ben öyle biri değilim. Tamam kabul sevdim seni yada sevdiğimi sandım bilmiyorum, bir an için hırs yaptım saçmaladım. Olayların bu noktaya geleceğini düşünmedim. Bak Gizem eğer benden korkuyorsan gitmeye hazırım, eğer sen iyi olacaksan ben gitmeye hazırım.
Gizem: Özgür bak
Özgür: Benden korkma.. Ben kendim dışında hiç kimseye zarar vermem.
Gizem: Korkmuyorum.. Bütün bu olanlar.. Hayatıma sen girdikten sonra oldu ama senden korkmuyorum.. Şimdi bu konuşmanın bana ne kadar iyi geldiğini sana anlatamam.. Daha iyi hissediyorum, artık daha rahatım. Teşekkür ederim.
Özgür: Dinlediğin için ben teşekkür ederim Gizem, hoşça kal..
Özgür gülümseyerek kalktı masadan, o gider gitmez Ateş geldi.
Ateş: İyi misin?
Gizem: artık daha iyiyim.
Ateş: rendevun var, gidelim mi?
Gizem: gidelim..
Nermin hanımla olan seansım da Özgür ile konuştuklarımızı ve neler hissettiğimi konuştuk.
Seans bittikten sonra Ateşle beraber bir çocuk parkına geldik, banka oturup konuşmaya başladık.
Ateş: Daha iyi misin?
Gizem: Evet, hafiflemiş gibiyim, ama korkuyorum
Ateş: Neyden?
Gizem: Bazen neyin gerçek neyin rüya neyin hayal olduğunu anlamıyorum ve bu beni korkutuyor.
Ateş: Sen çok iyi olacaksın.. Merak etme her şey geçecek, ben hep yanımda olacağım.
Gizem: Ateş.. Beni hep böyle çok sev tamam mı?
Ateş: Tamam.. Hem zaten kim sever seni benim sevebildiğim kadar?
Gizem: Kimse, kimse de sevmesin zaten.
Ateşe sarılıp başımı göğsüne koydum.
Gizem: Selim?
Ateş: Onu ben olarak sayabiliriz.
Gizem: Rakip değilsiniz demek
Ateş: Artık değiliz, aramızda kalsın seni unuttu galiba.
Gizem: Hadi ya?
Ateş: Sınıflarında Zeynep diye bir kız varmış, bu aralar ona takığız.
Gizem: Aldatıldım yani.
Ateş: Ben teselli ederim seni, sen merak etme
Gizem: Nasıl bir teselliden bahsediyoruz?
Ateş: Bir çeşit K9 tesellisi
Gizem: Isırmayacaksın demi beni?
Ateş: Söz veremem
Gizem: Pislik.
Başımı kaldırıp Ateşe baktım.
Gizem: Ben merak ettim bu teselli işini
Ateş: Hı?
Ateş etrafa göz gezdirip bana baktı.
Ateş: Daha fazla merak etme o zaman.
Gizem: Olur.
Ateş dudağımdan öpüp gülümsedi.
Ateş: Nası? İşe yaradı mı?
Gizem: Cık! Birazcık daha ihtiyacım var galiba.
Ateş: Hı?
Gizem: hı hı
Ateş: Bana uyar..
Yeniden yakınlaşmaya başlarken parka çocuklar geldi, geri çekilip durumu toparladık.
Ateş: Yanlış bir yer seçtik galiba?
Gizem: Kalk bize gidelim.
Ateş: Oha eve mi atıyorsun beni?
Gizem: Saçmalama Ateş! Karanlık olacak birazdan.
Ateş: Eve atma fikri de gayet güzeldi bence
Gizem: Ateş!
Ateş: Tamam tamam.
.
Leyladan..
Çalışma odama geçip şu Tuğçe denen kızı enine boyuna araştırdım.
Suna: Leyla Hanım Oğuz geldi!
Leyla: Gelsin Suna! Al içeri!
Oğuz kapıyı tıklatıp odaya girdi.
Leyla: İyi haberler bekliyorum.
Oğuz: Fıratın bilgisayar şifresini kırdım.
Leyla: Yani?
Oğuz: Yani, elindeki bilgisayar ile Fıratın bilgisayarına sızabiliriz, bu sayede konuşmaları rahatlıkla okuyabiliriz.
Leyla: Oğuz harikasın!
Bilgisayarı Oğuza çevirdim.
Leyla: o zaman bu iş sende.
Oğuz: Hiç merak etme.
Oğuz bilgisayar ile uğraşırken bende Barışı aradım, her zaman ki gibi açmadı.
"Konuşmamız lazım, aç artık şunu"
"Konuşacak bir şeyimiz olduğunu sanmıyorum"
Leyla: Gıcık!
Oğuz: Efendim?
Leyla: Sana demedim, şey ya bu ne kadar sürer
Oğuz: En fazla bir saat
Leyla: Güzel ben hemen geliyorum.
Evden çıkıp arabama bindim.
Leyla: Sen görürsün şimdi konuşacak bir şeyimiz var mı yok mu.
.
Gizemden..
Akşam olmuştu, yemekten sonra odama çekilip kitap okumaya başladım.
"Eve geldim ben ama çıkacağım birazdan"
"İnşaata mı?"
"Evet"
"Geç yatma bak"
"Tamam anne"
"Serseri!"
Bu gün iyi hissediyorum hemde çok iyi.. Sanki hafiflemiş gibi bir şeyleri unutmuş gibi.
Bitmiş gibi..
.
Barıştan..
Yarım kalan resmi tamamlamaya çalışırken mesaj geldi.
"Kapının önündeyim, eğer çıkmazsan sen çıkana kadar korna çalarım haberin olsun"
Barış: Buda manyak çıktı..
Annemlere çaktırmadan evden çıkıp kapıyı kapattım. Leyla beni görünce arabadan indi.
Barış: Bakıyorum da görmeden yapamıyorsun artık?
Leyla: Yapamıyorum.
Barış: Leyla!
Leyla: Konuşacak bir şeyimiz yok ne demek Barış? Sence de konuşmamız gerekmiyor mu? Bütün bu olanlar normal mi?
Barış: Normal? Ben o kavramı unutalı çok oldu.
Leyla: Bana niye kızıyorsun anlamıyorum, Özgürü tanıyorum diye Fırat benim kuzenim diye bana kızamazsın bu çok saçma! Ben seni kandırmadım.
Barış: Ne Özgür ve nede Fırat umrumda değil! Bak o iki herif hayatımıza girdiğinden beri Gizem iyi değil ve ben kardeşimi ilk kez böyle görüyorum.
Leyla: Anlıyorum ama sende beni anla benim ne suçum var?
Barış: Ya sen niye takıldın bu kadar? Seninle aramız iyi olsa ne olur kötü olsa ne olur?
Leyla: Ben sadece anlamaya çalışıyorum.
Barış: Bence sen sadece bir şeyleri yanlış anlıyorsun, benim için önce ailem gelir sadece ailem, bilmem anlata bildim mi?
Leyla: Ne bu şimdi? Sana aşığım falan mı sanıyorsun?
Barış: umrumda değil, Leyla umrumda değil, bak benim annem hasta yeni yeni iyileşti, Tarık baba sayesinde iyileşti, annem iyileşmişken kardeşimi kaybedemem, onun bu hale gelmesinden sorumlu olan insanlara hoşgörülü yaklaşamam.
Leyla: Sadece senin mi sorunların var sanıyorsun? Ben komple ailemi kaybettim hayatımı kaybettim, kardeşim kardeşim deyip duruyorsun ya Fırat da benim kardeşim! Bana ailemden kalan tek şey! Aynı durumdayız.. Sen kabul etsende etmesende aynı durumdayız ama sen şanslısın Gizem iyileşecek rahatsızlığı psikolojik ama Fırat.. O ne olacak biliyor musun? Ya aşırı dozdan geberip gidecek yada hayatı boyunca tedavi görecek.
Barış: Ne yapacağız? Acılarımızı mı yarıştıracağız?
Leyla: Sadece aynı noktada olduğumuzu gör istiyorum, bana suçlu muamelesi yapamazsın.
Gizem: Abi?
Gizem gelmişti, Leylaya bakıyordu.
Gizem: İyi geceler.
Leyla: İyi geceler.
Gizem: Leyla?
Leyla: Leyla.
Gizem ve Leyla el sıkıştı.
Gizem: Ne yapıyorsunuz ki burda? İçeri geçelim.
Leyla: Abin ile konuşmam gereken bir şeyler vardı, konuştum hallettim size iyi geceler.
Barış: Leyla!
Leyla: Efendim?
Barış: Neyse boşver, iyi geceler
Leyla: İyi geceler.
Leyla arabasına binip gitti.
Gizem: Güzel kızmış..
Barış: İçer küçük hanım, içeri
Gizem: Ama güzel.
Barış: Gizem içeri
Gizemin: Ama çok güzel kız.
Barış: Gizem!
Gizem: Ne? Ne olur şans versen?
Barış: Kim olduğunu biliyor musun?
Gizem: Kim? Başbakan kızı mı?
Barış: Fıratın kuzeni
Gizem: Ne güzel işte, Fırat zararsız.
Barış: Tescil ettin mi?
Gizem: Ettim.
Barış: Yürü hadi yürü, şımarık.
.
Ateşten..
Bizimkilerle inşaattaydık yine.
Halil: Nişan bu ay demek
Salih: Seher teyze nasıl ikna oldu ben hala onu düşünüyorum
Ateş: Tarık baba sağ olsun.
Halil: Gizem bu ara bi tuhaf, ben izin vermez diyordum.
Çetin: Valla ne yalan söyleyeyim bende öyle diyordum.
Ateş: Gizem bu gün iyiydi, farklıydı.
Çetin: Valla mı?
Ateş: Valla, Özgür ile konuştu, galiba onunda etkisi var.
Halil: Özgür pişman sanki ha?
Ateş: Gizem dışında hiçbir şey umrumda değil.
Salih: O zaman iyi haber veriyorum size
Ateş: Gönder.
Salih: Zeynep hoca doğurdu ya
Çetin: ee
Salih: Tuğrullar ziyarete gitmiş
Halil: ee
Salih: Akif hoca özel bir kurumda öğretmenliğe başlamış.
Ateş: Ne?
Halil: Oha
Çetin: Nasıl kabul etmişler ki?
Salih: Zengin bebe okulu, müdür Metin amcanın tanıdığı biriymiş, yani biraz torpil.
Ateş: Torpil morpil ben sevindim valla
Çetim: Bende
Halil: İki gün sonra öğrencileri rehin aldı diye haberlere çıkmasın da
Salih: Diğer habere geleyim Akif hoca tamamen iyileşmiş.
Ateş: Ya Salih, bu akşam senin ağzından bal damlıyor kardeşim.
Salih: Nasıl yani?
Halil: Ağzının kenarını sil demek istiyor.
Salih: Ya! Yürü git.
.
Fırattan..
Özgür uyumak için yukarı çıkar çıkmaz bilgisayarın başına geçtim.
Tuğçe: Vermedin değil mi bu gün?
Fırat: Hayır.
Tuğçe: Güzel.
Fırat: İyileşir mi?
Tuğçe: İlaçları tamamen kes artık, bu kadarı ona yeter de artar bile.
Fırat: Anlamıyorum Tuğçe
Tuğçe: Aniden bırakılan her ilaç tehlikelidir.
Fırat: Ne olacak ona?
Tuğçe: İzleyip göreceğiz, ben biliyorum.
Fırat: Bende bilmek istiyorum.
.
Ateşten..
Sabaha sabah annemin sesi ile uyandım.
Emine: Tamam Seher hanım tamam!
Ateş: Anne?
Emine: İllallah ettim bu kadından!
Odadan çıkıp içeri geçtim.
Ateş: Noluyor sabah sabah
Emine: Ben bu kadınla nasıl dünür olacağım Ateş? Acaba Gizem bu kadından değil mi?
Ateş: Annem saçmalama sabah sabah
Emine: Çok kalabalık olmayalım, öyle herkes gelmesin, basit bir nişan, iki çalgı yeter, ay sabahtan beri delirtti beni
Ateş: Seher teyzeye hak verdiğime inanamıyorum ama haklı, abartmaya gerek yok.
Emine: Bende abartmak istemiyorum tabiki, ama bu kadın deli ediyor beni, sanki birtek o düşünüyor bunları onun haklı çalışıyor.
Ateş: Annem aman diyeyim, Gizemin yanında dikkat et sözlerine.
Emine: Aman aman yok, gelinimi üzmem ben
Ateş: Gelinim.. Sevdim bunu
Emine: Eşek sıpası seni! Git değiş üstünü!
Ateş: Anne üniversite okuyorum ben!
Emine: Nolmuş? Büyüdün mü?
Ateş: Damat olacağım ben
Emine: Ne diye böyle hızlı hızlı büyüyorsunuz anlamıyorum.
.
Gizemden..
Kahvaltı yapıp çıktım evden..
Burak: her şeyi biliyorum her şeyi biliyorum.. Sen hafızanı kaybettin.. Unutturdular beni sana.
Gizem: Burak..
Gözümün kararması ile birlikte duvara tutundum.
Burak: sen beni seviyorsun Melek.. Beni.
Gizem: Burak?
Burak: sen Meleksin ve beni seviyorsun.
Gizem: Melek..
Burak: bırakmam, sana kavuştum ben bırakmam artık.
Olduğum yere bırakıverdim kendimi.
Gizem: Melek.. Melek miyim ben?
Etrafıma baktım, arabalar vardı, sürekli gelip geçiyorlardı.
Yüzümü gökyüzüne çevirdim.
Gizem: Kimim ben..
Yoldan gelip geçen insanlardan biri durdu.
X: İyi misin kızım?
Gizem: İyiyim.
X: Başın mı döndü? Su ister misin?
Gizem: Hayır, hayır iyiyim.
Duvardan destek alıp ayağa kalktım.
X: Yakının falan var mı arayalım? Adın ne senin?
Gizem: Benim adım.. Benim adım Melek.
.
Ateşten..
Okula gelir gelmez kantine indim, bizimkiler masayı kurmuş sohbetin dibine vurmuşlardı.
Ateş: Günaydın gençler!
Hande: Oo enişte bey günaydın.
Mevsim: hayrola Ateş çok mutlusun.
Ateş: Mutluyum valla, Gizem kendine gelmeye başladı, nişan tarihi belli oldu, işler yolun girdi.
Demet: Maşallah de!
Selin: Maşallah maşallah
Nil: Maşallah..
Salih: e Gizem nerde?
Ateş: Çıkmadan konuştuk, geliyorum dedi, yoldadır.
Halil: Mutluluğa bak sanki milli piyango vurdu.
Ateş: Valla kardeşim ben Gizemin gülüşünü o milli piyangoya değişmem.
Hande: Ooo
Mevsim: Adamın içinden neler neler çıktı, bize anca öküzler kaldı.
Selin: Ay hakketten, Ateş odunluğunu size mi devretti.
Halil: Gömmeyin bizi ya
Salih: Aşk olsun ya!
.
Leyladan..
İş yerine gelir gelmez Oğuzu aradım.
Leyla: Özür dilerim, müsait olamadım, ama eve gider gitmez bakacağım bilgisayara
Oğuz: Tamam, merak etme her şey hazır, ne zaman müsait olursan bakarsın.
Leyla: Teşekkür ederim Oğuz.
Telefonu kapatıp ajandamı çıkardım.
Barış: Günaydın!
Leyla: Barış?
Barış: Yok öyle lafı koyup koyup gitmek.
Leyla: Neden geldin? Söyleyeceklerin bitmedi mi? Biraz daha mı üste çıkacaksın?
Barış: Tam olarak onu yapacağım.
Ayağa kalkıp Barışın yanına gittim.
Leyla: Ne yapacaksın?
Barış hiç beklemediğim bir anda dudağımdan öpmeye başladı beni, şaşkındım sinirlendim geri çekilip Barışa baktım.
Leyla: Ne yapıyorsun sen?
Barış: Gereksiz cümleleri aradan kaldırıyorum.
Leyla: Pişman olacak mıyım?
Barış: İkimiz de olacağız.
Leyla: Pişman olmaya hazırım o zaman.
Dudaklarımız yeniden buluştu ama bu sefer karşılıklı..
.
Gizemden..
Bir banka oturmuş öylece etrafıma bakıyordum. Nereye gideceğim? Nereden gideceğim? Nasıl gideceğim? Bilmiyorum.. Nerede olduğumu bile bilmiyorum.. Kim olduğumu bilmiyorum..
Kulağı hoş gelen bir melodi.. Çantamdan geliyordu bu ses, çantamı açıp çalan telefonuma baktım "K9 Arıyor.."
Bu ne? Bu kim?
Gizem: Efendim?
Ateş: Kelebek nerdesin? Merak ediyorum seni.
Gizem: Ben.. Kelebek?
Ateş: Otobüste misin? Duymuyor musun beni?
Gizem: Ben, duyuyorum.
Ateş: Gelmiyor musun?
Gizem: Nasıl geleceğimi bilmiyorum.
Ateş: Nasıl? Gizem iyi misin?
Gizem.. Gizem kim? Gizem.. Kelebek.. K9..
Gizem: İyiyim evet
Ateş: Bekliyorum, okula gelir gelmez ara beni.
Gizem: Tamam..
Telefonu çantamı koyup oturmaya devam ettim.
Gizem.. K9 ne demek oluyor? Bu çocuk kimdi? Kayıp mı oldum ben? Burak nerde?
Başım.. Başım neden bu kadar ağrıyor..
.
Ateşten..
Gizemle konuştuktan sonra bizimkilerin yanına geri geldim.
Selin: Geliyor mu? Derse girmeden görelim.
Ateş: Geliyor.
Hande: Ne oldu? Az önceki enerjin söndü?
Ateş: Sesi bi tuhaf geliyordu, merak ettim ya.
Demet: Hemen nazar değdi işte
Mevsim: Otobüs ile geliyorsa sesinin tuhaf gelmesi çok normal, merak etme.
Çetin: Korkma be oğlum, gelir şimdi rahatlarsın.
Ateş: Daraldım ben ya, içimde böyle tuhaf bir his oluştu, hava alacağım.
Salih: gelelim mi?
Ateş: Hayır hayır.
Kendimi nasıl bahçeye attım bilmiyorum, içimde tuhaf bir his vardı ve bu beni çok rahatsız ediyordu, sanırım bu his Gizemi görmeden geçmeyecekti.
Fırat: Ateş!
Ateş: Günaydın.
Fırat: Günaydın, nasılsın?
Ateş: İyi sen?
Fırat: İyi, Gizemi merak ettim, o gün olanlardan sonra.. Nasıl iyi mi?
Ateş: Bilmiyorum Fırat ya! İçimde saçma sapan bir his var Gizemi görmem lazım, sesini hiç beğenmedim.
Fırat: Ters bir durum mu var yoksa?
Ateş: Yok, önemli bir şey değil, hadi eyvallah.
.
Fırattan..
Ateş sırtımı sıvazlayıp gitti.
Tuğçeyi aradım.
Fırat: Bu kadar hızlı olduğunu söylemedin
Tuğçe: Oldu mu?
Fırat: Bilmiyorum, ama hoşuma gitmedi.
Tuğçe: Emin olmak için ne yapman gerektiğini biliyorsun, Fırat bu son tur, bitiyor güven bana
Fırat: Tamam..
Telefonu kapatıp Gizemi aradım.
Fırat: Melek?
Gizem: Efendim?
Fırat: Çok acil konuşmamız lazım nerdesin?
Gizem: Ben, bilmiyorum.
Fırat: Konum atabilir misin bana? Hemen geleyim.
Gizem: Tamam..
.
Gizemden..
Fırat..
Gizem: Neden biri Gizem biri Melek diyor? Kimim ben, neden hatırlamıyorum..
Çok geçmeden önümde bir araba durdu, içeriden bir adam inip yanıma geldi.
Fırat: Melek?
Gizem: Sen kimsin?
Fırat: Olamaz yine mi?
Gizem: Anlamadım?
Fırat: Fırat ben.
Fırat yanıma oturup elimi tuttu.
Fırat: Yaşadıkların için çok üzgünüm..
Gizem: Ne yaşadım ki ben? Kimim ben?
Fırat: Melek.. Burak öldükten sonra hiç eskisi gibi olmadın, aklın sürekli gidip geliyor.
Gizem: Burak..
Fırat: Senin sevgilindi.
Fırat beni arabayla mezarlığa getirdi, Burakın mezarlığına..
Fırat: Bak burda.
Mezar taşını okuyup Fırata baktım.
Fırat: Siz birbirinize çok aşıktınız Melek..
Gizem: Neden öldü o?
Fırat: Ateş.. Ateşle kavga ederken uçurumdan düştü.
Burak: Melek! Melek kurtar beni!
Gizem: Burak..
Gizem: Burak.. Hatırlıyorum..
Elimdeki alyansa baktım.
Gizem: Bu ne?
Fırat: Ateşle sözlendin, intikam için.. Ama o çok güçlü ve sen ondan nefret ediyorsun.
Gizem: Saçmalık bu.. Ben neden hiçbir şey hatırlamıyorum? Neden Burak dışında zihnimde hiçbir şey yok?
Fırat: Çünkü onu çok sevdin, ölümü seni çok sarstı, ilaçlar kullanmaya başladın, sonra bir kaza oldu ve sen o kazada hafızanı kaybettin.
Gizem: Gizem.. Gizem kim?
Fırat: Birde o mesele var tabi, Gizem Ateşin eski sevgilisi, oda tıpkı Burak gibi öldü.
Gizem: K9.. Telefonumda bu isimde biri var.
Fırat: Ateş.. K9 Ateş, Melek.. O çok tehlikeli olduğu için onu bu şekilde kaydettin, Ateş seni Gizem sanıyor bu yüzden sana çok aşık.
Olduğum yere çöküp başımı tuttum.
Gizem: Saçmalık bu.. Saçmalık.. Hatırlamak istiyorum.. Hatırlamak istiyorum..
Fırat: Merak etme hatırlayacaksın.
Gizem: Hatırlamak istiyorum.. Kimim ben.. Kimim ben.. Kimim.
Fırat: Melek.. Adın gibi bir meleksin.
Fırat: İlaç aniden kesilirse ne olur?
Tuğçe: Hafıza kaybı, hemde en hızlısından.
Fırat: Ne zaman kendine gelecek peki?
Tuğçe: Artık çok geç.
Fırat: Yapmak istemiyorum.
Tuğçe: Onun içinde çok geç, o artık Melek.

Ateşin Kelebeği. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin