•TANITIM

20.1K 635 437
                                    

''Berin, 3 numaralı masa sende, al götür bunları.''

Ona onaylayan bir bakış attım ve elime hızlıca tepsiyi tutuşturan Merve ablayı es geçerek 3 numaralı masaya doğru gittim. Kafamı tepsiden kaldırmadan tabağı masaya koydum. Tam masadan uzaklaşacakken masadaki adam sertçe bileğimden tuttu. Bileğimi tutan adama doğru döndüm.

''Bir sorun mu var?'' diye sordum tek kaşım havada.

Adam iğrenç bakışlarını üzerimde gezdirip sapıkça bir gülüş attı.

''Evet, büyük bir sorun var. Sen çok güzelsin. Getirdiğin şeyler karnımı doyurur mu bilmem ama güzelliğin beni benden aldı!''

O an sinirden ellerim titredi. Sertçe yutkundum. Adamın söylediklerini idrak etmeye başladıkça sinirlerim kat sayısına çıkıyordu. Çoğu erkek böyleydi değil mi ? Sürekli bir kızın güzelliği üzerindeydi gözleri. Ve her daim düşkün oldukları uçkurları...

Ama bu iğrenç adama gününü göstermem gerekirdi. En azından elimden geldiğince...

Adama doğru döndüm ve ona yaklaşmaya başladım. Aklıma aniden gelen şeyi yapmam daha doğru olurdu sanırım.

Ona doğru yürümeye devam ettim. Ve ardından konuşmaya da.

''Demek çok güzelim!''

''Güzelliğim seni senden de aldı. Ve bunun yüzünden kendine beni rahatsız etmeyi pay biçtin.''

Ona doğru son adımımı da attım.

''Nedir ya biz kadınların çektikleri , neden buna maruz kalıyoruz ? Neden sen kadın görünce lanet olası o çeneni kapatmıyorsun be !''

Dedikten sonra, tüm benliğimle tükürüğümü suratına aktardım.

''Üzgünüm, aciz insan ! Güzel kadınlar da bazen tükürür. Surat konusunda biraz sorun yaşasamda iyi yere isabet etti. Artık diğer yüzüne de başka güzel kadınlar tükürür.''

Elinin tersiyle tükürüklü suratını sildi ve bana öfkeyle baktı. Yavaştan geriye doğru yürümeye başlamıştım ki hızlı adımlarla yanıma gelip kolumu tuttu.

''Sen nasıl bana tükürürsün lan.'' diye bağırıp beni çekiştirmeye başlamıştı ve tüm kafe pür dikkat burayı izliyordu.

''Bırak beni, şerefsizsin sen. Bana iğrenç laflar söyledin, e haliyle hakettin. Hatta daha fazlasını...''

Onun elinden kolumu çektim ve tam gideceğim sıra tekrardan kolumu tuttu.

''Dur bakalım, o tükürüğün hesabını vereceksin.''

Elini kaldırıp tam yüzüme vuracakken, gözlerimi kapattım. Ama yanağımda hiçbir şiddet hissetmemiştim. Gözümü açıp baktığımda, adamın elini bir el tutuyordu.

''Ağır ol aslanım , kadına el kalkmaz. Kalkanı da sike sike götüne geri sokarım.''

Arkamda ki sesi tanımıştım. O Enfaldi. En büyük korkumun da , aşkımın da onda gizli olduğunu bildiğim adam.

Ruh-u Revan | GÜL GÜZELİ |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin