Bölüm şarkısı; |Aliye Mutlu, Hasret |
Merhaba, ben geldim. Gerçekten uzun bir bölümle geldim. Kendimi bayağı aştım bu bölümde. Neyse vira bismillah diyelim, oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Bu bölümle birlikte 40 bin olacağız. Teşekkürler şimdiden ^^
Keyifli okumalar.
"Bir yaraya nasıl dokunacağını bilenler hiç acıtmazlar. Bir de acıtmak için için dokunanlar vardı. Onlar başka."
Tarık Tufan.Bir yara.
Benim yaram.
O, yaraya dokunan, yaramı acıtmayan.
Kalbime baharları hapseden.
O vardı, ruhuma şenlik getiren.
O işte. İçerimde bir dolu yangınlara sebep olan adam. Sussam, gözleriyle bana hükmeden, konuşsam iki satırlık gülüşüyle gönlümde yer edinen. Çocukluğumun kırılmış, örselenmiş yanıydı o. Yara kabuk bağladığı anda yara bandını söküp atardınız ya, öyleydi işte. Ben bir kabuk bağlamış yaraydım, o ise atılan yara bandıydı. Ama her defasında, ihtiyaca binaen yanımda olandı. Göğüs kafesim sıkışıyorsa, onu görünce sıkışıyordu. Kalbimde bir ağrı varsa, onun gülüşünden mütevellit idi.
Çocukluğum eksikti, ağır geçmişti. Daha doğrusu çocukluğumun kalıntısı tüm hayatıma hükmetmişti. Yani geçmemişti, geçmiş gibi yapmıştım. Boşvermek derler ya, madem düzeltemiyorum, o yarayı iz bırakmadan kapatamıyorum dedim, o zaman yokmuş gibi davranayım, geçmiş gibi hissedeyim. Hissettiğim yerlerden kırıldım. Olmadı, o zaman zarfından sonra kabullendim. Yaram vardı. Biliyordum, ancak kapatamazdım. Bunu da biliyordum.
Çocuk parkında kaykaydan kayarken düştüğümde diz kapaklarıma açılan yaralardan bile daha acı vericiydi, anne yarası.Yarayı, hapsettim en derine, en içime.
Sonra, o vardı. O çocuk parkının en sonunda ya da bir mahallenin en ucundan, ücra köşesinden izledi. Bekledi. Yüreğime, kalbinin konmasını bekledi. Belki de en acısı da buydu. Beklemek. Ya beklediğin kişi gelmezse? Beklediğin sokaklar kızmaz mı sana, onun ruhunu akseden parklar ağlatmaz mı seni? Söylesene.
Herkes geldi, ben gelmedim. Çünkü ona ağır gelirdim, en hafif halimle bile fazla ağırdım ben. Keşke gitseydim.
Gelmedim, bekledi.
Sokaklar, caddeler doldu, boşaldı. O hep yürüdüğüm yolun en sonundaydı, uzaktaydı ama oradaydı. Çocuk parkları mesken oldu kalbine, çünkü ben oydum. Ben bir parktım ama eskimiş çocukların dikkatini çekmeyen bir park. O ihtişamsızlıkla bile onun dikkatini çekmiştim.
Ben, anladım ki... Kalbinde, ruhunda, bedeninde, gülüşlerinde, bakışlarında yer edinen adamı veyahut küçük bir çocuğun, karşılık olarak nitelendirdiği sevdasına karşılık vermesende o seni sevmeye devam edebilir. Sever.
Bu da benim hatam olsun. İlk çentiği attım, göğüs kafesimin ortasına.
Nerden bileyim ki, ben birini sevmezsem o da beni sevmez diyerek büyütüldüm. Mesela, annemi sevdim,karşılık bekledim. Beklememem gerekirdi biliyorum ama bekledim işte. Bahar gelsin yüzüme istedim, anne kokusu sarsın bedenimi istedim. Çok şey istedim, biliyorum. Ama yıllarca bunun eksikliğini çektim. Pişmanım, keşke zorla da olsa annemin kokusunu içime çekseydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan | GÜL GÜZELİ |
Romance| Acılarını , kalbine sevdasıyla birlikte gömmeye çalışan kızla , sevdasına sahip çıkan bir adamın hikayesi. | | MAHALLE HİKAYESİ | Mahalledeki tüm gözler bizim üstümüzdeydi. Karşımdaki bir çift kara göz ise benim her bir hücremi arşınlamak isterces...