Bölüm şarkısı: Umut kaya| Gül Güzeli|
Vira bismillah.
Geldim, onca şeye rağmen gelebildim. Umarım bu bölümü keyifle okursunuz. ARTIK BAŞLIYORUZ. Enber çifti geliyor diyelim;)
Çok uzun bir bölüm, bakın uzun diyorum;)
Keyifli okumalar♥️
*Biz aynı kaldırımların
Aynı sokak lambalarının,
Aynı unutulmuşluğun kol gezdiği
Küçük bir şehirdik, seninle.İsterdim bu yağmurdan ardakalan koku şu şarkıya sığsın.
Şimdi sana tutuşturduğun, kalbime külleri dökülen sigarana sığınarak soruyorum nasılsın?Ruhumda tekrar eden acının mırıldanışını duyuyor gibiydim. Acıyı hissetmem hep bakiydi fakat onu her gördüğümde tekrar eden bir kalp sancısı, sadece o varken kendini belli ediyordu. Öylece bakıyordum. Dümdüz. Kemikli, sert elleri her sigarayı ateşe vermeye kalkıştığında, yüreğimin derinlerinde olan sızı tekrardan var olmaya başlıyordu. Dilim lâl olmuş, ona odaklanmıştım. Onu arabaya yaslanmış sigarasını içerken gördüğümden beri daha bir garipti her şey. Düşüncelerimi onun üzerinde tutmamaya dikkat etmeye çalışsamda, her iç çekişimin sonunda kendimi ona bakıyorken buluyordum. O ise. Enfal ise bana bakmamaya çalışıyor gibiydi. Ona olan bakışlarımı hissetmiyor olamazdı.
Enfal, Selim, Yavuz ve Alper abi ile birlikte sahile doğru inmiştik. Tabi ki bunda Feris'in payı yüksekti. Cadı arkadaşım, yapmıştı yine yapacağını. Selim abi, söylediğine göre Feris'i görmeye gelmişti ama arkadaşları da -özellikle Enfal olan arkadaşı- yanında olunca onlar da gelmiş bulundu. Feris'de hep birlikte sahile gitme fikrini ortaya atmıştı. Arabayla sahile gitmiştik. Ama ben Selim abinin arabasına binmiştim. Zaten Enfal'in arabasına binme teklifi sunan biri de olmamıştı. Aman banane! Çok umrumda değil, onun arabası. Öylece sahile gelmiştik. Selim abi ile Feris 'müstakbel evlilikcilik' oynuyorlardı. Ve ben üçüncü kişi olarak arabada olduğum için kusmaktan kusmak hastalığına yakalanacaktım. Göz devire devire bir hal alan yolun sonunda arabadan inince derin bir oh çekmiştim. Eh bi zahmet!
Şu an ise sahildeki denize kıyı olan oturma taşlarına oturmuş gece vaktinde denizi seyrediyordum. Az ötemde Selim abi ve Feris sarmaş dolaş oturuyordu. Onların yanında Yavuz abi, benim yanımda ise Alper abi oturuyordu. Sadece o bizden uzakta oturmayı tercih etmişti. Çok fazla mesafe olmasada vardı işte. Ne düşünüyordu, ne hissediyordu o kadar bilmek istiyordum ki... Alper abinin kahkahasıyla gözlerim onun yeşil gözlerini hapsi altına aldı. Alper abi çok gülen, çok eğlenceli biri olduğu için genelde onların ortamında neşe kaynağı onun olduğunu düşünürdüm. Öyle olmalıydı. Alper abi bu defa sol yanındaki Yavuz abiyi dirseğiyle dürtmüş, diğer eliyle de saçlarını karıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan | GÜL GÜZELİ |
Romance| Acılarını , kalbine sevdasıyla birlikte gömmeye çalışan kızla , sevdasına sahip çıkan bir adamın hikayesi. | | MAHALLE HİKAYESİ | Mahalledeki tüm gözler bizim üstümüzdeydi. Karşımdaki bir çift kara göz ise benim her bir hücremi arşınlamak isterces...