• 19

2.8K 195 233
                                    

Bölüm şarkısı; | Nazan Öncel, Dillere Düşeceğiz Seninle |

Merhaba baldan tatlı güzel okuyucularımgüzel bir bölümle geldim ben ama sınav haftam dolayısıyla iki haftacik bölüm gelmeyecek gibi, üzgünüm malesef. Diğer bölüm uzun olacağı icin az az vakit bulursam yazmaya çalışacağım.

Neyse vira bismillah diyelim ve oy vermeyi unutmayalım lütfen, yorumlarınızı okumayı çok çok seviyorum.

Keyifli okumalar.

"Emniyet kemerini tak güzelim."

Onaylarcasına başımı salladım. "Hım," Kemerin ucunu klipsine soktım. "Ben tamamım." dedim.

Derin bir nefes sesini işittim. "Ben de tamam olsam keşke,"

Gözlerimi kısarak ona sinirli bakışlar atmaya çalıştım. "Enfal, neden bu kadar dert yaptın, iyi ki bir şey istedik he." dedim.

Tamam, bir şey istememiştim bir şeylerin yerine geçebilecek çok şey olabilecek bir şey istemiştim. İçten içe güldüm. Aklımda hep olan bir şeydi araba sürmeyi öğrenmek, ne yapayım öğretmenimin Enfal olması tamamen ona kısmetti. Geçen akşam ondan böyle bir ricada bulunmuştum. Tabi Enfal ilk başta sevinmiş sonra da konuşma inzivasına çekilmişti. Neden çekindiğini anlamamıştım, ah yani benimle araba sürmek bu kadar zor muydu? Enfal istemezse başkası isterdi canım, aa hiç olmaz öyle şey.

"Dert yapmadım güzelim, gayet iyiyim ben. Seninle yapılacak her şeye varım," Göz kırpıp arkasına yaslandı. "Her şeye dedim ama yani araba sürmekte aklıma gelmemişti."

Omzumu silktim. "Yok öyle her şeye varım deyip buna gelince geri çekilmeler, hem ben bu işi becereceğime inanıyorum." Emin tavırlarla ona baktım. Kadın gücü power moduna girdim daha da yapamayacağına inancı olan varsa lütfen izlemeyin beni. Kıkırdadım.

Başını salladı. "Kontağı çevir bakalım."

"Çevirdim."

"Bak şimdi sol ayağınla depriyaja basıyorsun," diyerek işaret etti. "Ama ful bas çekme ayağını oradan." dedi.

"Bastım mı şimdi?" diye ona sordum.

"Güzelim sol ayağınla basacaksın, bakayım, tamam basmışsın." dedi.

Oldukça heyecanlıydım. Kalbimdeki heyecanı tarif edemezdim.

Şaka gibi kara harelerinin üzerimde olduğunu hissettiğim adam bana araba sürmeyi öğretiyordu. Ve cidden bu durumun vahimliğini anlatamazdım. Umarım kafayı yedirtmeden hallederdim bu işi.

"Berin, şimdi ucu yuvarlak olan şeyin adı vites." dedi, gösterirken.

Göz devirdim. "O kadarını biliyorum."

"Tamam harika işte, şimdi vitesi bire atacaksın." 

"Attım," diyerek ona döndüm.

"Tamam şimdi araba çalışıyor, el frenini indir." dedi.

Onu onayladım ve daha önceden nerde olduğunu(!) bildiğim el frenini indirdim.

Fakat hayal edemediğim bir şey olmuştu. Araba geriye doğru gidiyordu. Resmen gidiyordu, araba, geriye doğru...

Ruh-u Revan | GÜL GÜZELİ |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin