Bölüm şarkısı; Beyza Demir|Sev |Huhh sonunda bölüm atabildim demi:) Evet normalde bu kadar arayla bölüm atmıyordum ki normalde fazla bir ara değil ama olsundu. Çok güzel bir bölümle karşınızdayım. Keyifli okumalar.♥️☀️
Vira bismillah önce bir lütfen bir oy verelim, unutmayınız.🖤☀️
Gökyüzünün büyük nimeti güneşin gözlerini kırpmasıyla günüm aydınlanmıştı. Gözlerimi açtığımda gözüme gelen güneşi, elimi gözümün üstüne kapatarak engellemeye çalışmıştım. Ne var ki her yaz sabah yaşadığım uyanma maratonundan bir farkı kalmamıştı. Oysa ki ben bugün izinliydim. Öğlene kadar uyuma hakkım vardı. Ama hayat şartları resmen bunu engelliyordu. İzinli olduğum hâlde sabahın on buçuğunda kalkıp evi temizleyecektim. Tamam şimdi ev temizlemeyi kendim istemiş olabilirdim ama tek gayem Gülsüm teyzeyi yormamaktı. Ve bundan dolayı da temizlik işini ben üstlenmiştim. Neyse ki daha fazla söylenmekten vazgeçip icraata geçmeye karar verip yatağımdan kalkmıştım. Koşarak banyoya gidip yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Ve geceden topladığım dağınık halde duran saçlarımı açıp taradım ve hızlıca sıkı bir topuz yaptım. Daha sonra odama geçip üstüme temizlik yaparken giydiğim, gereksiz kıyafetler adını verdiğim taytımla tişörtümü giydim.
Kendi kişisel işlerimi hallettikten sonra mutfağa geçtim. Gülsüm teyze masanın üzerinde yaprak sarıyordu. Evde geniş çaplı bir hazırlık söz konusuydu. Çünkü bugün önemli bir gündü. Mahallece senede bir kere Hüseyin amca adına yemek düzenlenirdi. Bunu mahalle sakinleri bir gelenek hâline getirmişti. Çok kıymetli, güzel yürekli bir adammış. Herkese yardım edermiş. Vefatından sonra, o yardımlarına, yaptığı şeylere karşılık onun adına her 21 Haziran'da mahalle yemeği düzenlenirdi. Bir nevi Hüseyin amcanın doğum gününde onu anıyorduk. Ve bugün de o günlerden biriydi. Oldukça güzel bir organizasyondu. Mahalledeki herkesin olduğu sıcacık bir ortamda gerçekleşirdi. Ve benim bugün ki görevlerimden biri de evi temizlemekti. Her izin günümde evi dip köşe temizlerdim. Ben işe giderken Gülsüm teyze temizlese de belinde ağrı olduğu için fazla iç temizlik kısmına giremiyordu. Zaten ben de izin vermiyordum ama kendine oturmayı da yedirmiyordu.
Mutfakta daha fazla zaman kaybetmemeye karar vererek kilerden elektrik süpürgesini aldım ve oturma odasına geçtim. İlk olarak ortalığı topladım ve ardından her yeri süpürdüm ve sildim. Oturma odasında işim bittikten sonra Melih'in odasına geçtim. Odası yine dağınıktı! Yatağını topladım ve yerde olan çoraplarını, pantolonlarını alıp kirli sepete attım. Çalışma masasının üstünü toplayıp düzenledim. Toplama işi bittikten sonra süpürüp sildim. Gülsüm teyzenin odasını da süpürüp sildim ve kendi odama geçtim. Hızlıca zaten gayet düzenli olan odamı, süpürüp sildim. Ortalıktaki malzemeleri toplayıp banyoya koydum. Ve tozları aldım. İşleri bitirip mutfağa gittiğimde Gülsüm teyzeyi sardığı sarmalara gururla bakarken gördüm.
"Vay Gülsüm Sultan kalem gibi sarmışsın sarmaları." Dedim. Gururla bakan suratı bana dönmüştü.
"Eski toprağım ben, tabi kalem gibi sararım. Şimdiki gençler kalem gibi sarmayı ne bilir anca göze kalem çekmeyi bilirler!" Dedi çarpık bir gülümseme atarak.
"Gülsüm teyze eski toprakla biz bir olur muyuz? Ama bende güzel sararım şimdi yani." Dedim. Ve bakışlarını sarmadan çekip bana yönlendirdi.
"Yavrum, güzel kızım sen farklısın. Senin elinden her iş gelir. Hamaratlığını bilmeyen yok, dillerdesin de işte..." Dedi. Ve ellerini silip masadan kalktı. "Kızım sana zahmet su böreği yapıver, çok güzel yapıyorsun. Bende Nezahat'a yardıma gideyim. Gerçi o da senin gibi pek bir şeye dokundurmaz ama en azından elim iş görür." Diyerek dış kapıya doğru yöneldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh-u Revan | GÜL GÜZELİ |
Romance| Acılarını , kalbine sevdasıyla birlikte gömmeye çalışan kızla , sevdasına sahip çıkan bir adamın hikayesi. | | MAHALLE HİKAYESİ | Mahalledeki tüm gözler bizim üstümüzdeydi. Karşımdaki bir çift kara göz ise benim her bir hücremi arşınlamak isterces...