Bölüm şarkısı: Son feci bisiklet~ bikinisinde astronomi
5 gün sonra...
Denizi sevmememin sebepleri;
•Bizim kızların bikini giymesi,
•Azgınların bizimkilere bakması.
Bence gayet yeterli sebepler."Defne, denize girmesek mi?" dediğimde gözlerini devirdi. İşaret parmağımı ona doğrulttum. "Gözlerini oyarım, sakın." diye ekledim. "Aman sevgilim, her sene aynı tantana. Bak Ali'ye, sıkıyor mu Yeşil'i?" dedi. "Sıkıyor." dedim ve denizin ortasında tartışan çifti gösterdim. "Tamam, uf hadi gel beraber gidelim madem." dedi, elini uzattı. Elini tuttuğumda beni çekiştirdi.
"Sakin ol kız! Ayol beraber cumburlok denize gireceğiz ha! Ay dursana! Manyak mısın kızım?(!) Ne istiyorsun benden? Bırak benim peşimi!" diye bağırmaya başladı Yusuf. Ona dönüp baktığımda Naz sırtına atlamaya çalışıyordu. Yusuf bir ileri bir geri giderken denizi boyladılar.
İkisi birden suya düşünce Naz hızla yüzeye çıktı. "İnatçı pislik! Boğuluyordum köpek!" diye söylenmeye başladı. "Aman be, sende atlamaya çalışmasaydın!" dedi Yusuf saçlarını geriye atarken. Sonra Ersin dizlerimize kadar geldiğimiz yere koşarak geldi ve sırtımıza bir darbeyle bizi denize attı. Soğuk su bedenime temas edince, tüm hücrelerimin tek hedefi vardı: Ersin beyinsizi!
"Lan köpek! Lan piç! Seni var ya denizde si-" dediğimde Ali eliyle ağzımı kapattı. "Aman Sinan, yeter." dedikten sonra elini çekti. "Sikerim!" diye eklediğimde Ali kulaklarını tıkadı.
Defne bir yerde oturmuş saçlarını kuruluyor ve Ersin'e sövüyordu.
Üzerimdeki havluyu Ali'nin başını askılık yaptım, kafasına attım.
Azcık yüzdükten sonra geri bizimkilerin yanına döndüm. "Al şunu, kurulan iyice." dedi Defne, üstüme havlu fırlattı.
"Şimdi sıra bende." dedi ve ayağa kalktı. "Nereye? Ben girmeyeceğim." dedim. "Tamam sevgilim, ben gideceğim. Sen kurulan, dudakların morarır falan." dedi ve yürümeye başladı.
Beş on dakika sonra yanına biri gitti. Uzandığım yerde dikleştim ve onları izleme başladım.
Çocuk Defne'yle baya sohbet etti. En son iyice sıkılmaya başladım, kim lan bu?
Oturduğum yerden kalktım ve şortumun belini çekiştirdim. "Ben bir ifade alacağım. Gelirim." dediğimde Ersin bacağımı tuttu. "Polis olmadan ifade almak? Hayırdır komiserim?" dedi. "Anlarsın." dedim ve bacağımı çekip yanlarına yürüdüm.
Su soğuktu ve ben yeni kurulanmıştım. Bacaklarımın hafiften de olsa titrediğini hissedince pek bozuntuya vermeden yürümeye devam ettim.
"Kim bu?" dedim Defne'ye bakıp. "Şey... O... Benim bir önceki okuldan şeyim..." tek tek konuşuyor, bir bana bir ona bakıyordu. "Bak, aklıma kötü kötü şeyler gelmeye başladı, bence hemen açıkla." dediğimde çocuk atladı konuşmaya. "Kayıp abin bu mu kız?" dedi. "Hayır, bulunmuş sevgilisiyim ben." diye karşılık verdiğimde piç sırıtışı kayboldu. "Eski okuldan bir dost." dedi Defne. "Sadece dost mu?" dedi çocuk. "Ne diyor lan bu?" dedim onu gözterip. "Adın ne oğlum senin? Manyak mısın?" diye ekledim. "Şey... Adı, Tarık. Uf, eski okuldan sevgilim. Yani eski sevgilim." dediğinde kollarımı göğsümde birleştirdim. "İyi, eski sevgilin de ben eski sevgililerimle konuşuyor muyum? Hayır." dediğimde o da benim gibi yaptı. "Eski sevgilini gözümün önünde öptün?" dedi. Hay aklıma sıçayım. "Sen de malozun tekiyle sevgili oldun?" eheh elimde koz var, gerisi kolay.
"Uf Sinan!" dedi, bu pes etme şekliydi. "Evet, bende seni seviyorum bir tanem." dedim ve anlından öptüm.
"Yanlız bu çocuğu gözüm tutmadı." dedim bardağa doldurduğum koladan bir yudum alıp. "Benimde." dedi Ali. "Amma büyüttünüz, kız seneler önce ki arkadaşını görmüş. Konuşması yasak mı?" dedi Yeşil sırtını Ali'nin koluna dayarken. "Yasak, sende konuşamazsın. Eski sevgilisiymiş o." dedi Ali. "Ali, çok abartma canım." dedi. "Çok abartma canım!" dedi Ali onu taklit etti.