•23•

62 4 23
                                    

Bölüm şarkısı: Merve Özbey~ Yaramızda kalsın

"Bir kere bir sürü kankam oldu benim!" dedim bana asosyalleştiğimi idda eden çocuklara bakıp. Ne yani bir haftadır evden çıkmadan film izlediysem?

"Evet, olmuştur. Samara, Testere, Çığlık? Yoksa Telatabiler mi?" dedi Yusuf. "Kapa çeneni! Sana bir aduket çakarsam görürsün!" dediğimde güldüler.

"Kapatın şu konuyu. Bana dondurma alın." dedi Naz. Sandalyeye iyice yaslandım. "Al para, git kendin al." dedim ve on lira attım önüne doğru. "Nasıl para uzatmak oğlum bu? Dilenciye sadaka mı veriyorsun sen?" dedi parayı alırken. "Beğenmediysen defol." dedim ve parayı çekip aldım elinden. "Yuh ya!" dedi. "Gel canım, ben alırım sana dondurma!" dedi Ersin ayağa kalkarken. "Ay, sağol." dedi Naz.

Ali'den...

Şimdi, tam şu anda canım o kadar sıkıldı ki. "Allahım al beni!" dediğimde Yeşil yavaşça ağzıma vurdu. "Sus be!" dedi sonra.

Kendisiyle İstanbul gezisinde tanıştık. Avm'de oyuncak mağazasında peluş hayvanlara bakıyordum. Yanıma geldi, konuşmaya çalıştığı her halinden belliydi.

Şimdi yanımda oturmuş ona aldığım peluş küçük köpeğin kulaklarıyla oynuyordu.

"Bak, adı Şekercik." dediğinde güldüm. "O ne kız? Valla kendi adın gibi ha, değişik." dedim. Köpeği ensesinden tuttu ve bana doğru salladı. "Bu köpüşü alıp yatağımın başında ki arkadaşlarının yanına koyacağım. Ama adında kararlïım, Şekercik." dedi. "Bence adı... Zeytin olsun." dediğimde yüzünü ekşitti. "O ne be? Mahallede ki köpeğe isim mi koyuyorsun?" dedi. "Tamam, sakin." dedim. "Neyse ya, ben sıkıldım." dedi. "Ben de." dedim.

Ayaklarımı sehpanın üzerine uzattım. Pizza kutusunu kucağıma aldım. Bir dilimi elime aldığımda Yeşil elimi tuttu ve kendisi ısırdı.

"Vay, pizzamıza el de koyarmış?" dediğimde sırıttı. "Tabii, sen daha dur. Pizza ne ki?" dedi. Korktum mu? Evet...

Sinan'dan...

"Şimdi sana da ebenede başlatma lan! Defol git az ötede ağla!" dediğimde hala inatla dibimde ağlıyordu. "Ben sana ne dedim? İlişki sonrası depresyonunu çekemem dedim, değil mi? Şimdi Defne'nin yanına git. O sana taktik verir." dedim kollarımı göğsümde bağlarken.

Ne olduğunu anlatayım, şimdi bizim mal Ceren bu Atlas denen pezevenge aşık olmuş. Bok var sanki. Durun ya, en iyisi zamanda geriye gidelim, ben öyle anlatayım.
3
2
1
1,5 saat önce...

Elimdeki domdurmadan dişim sızlasa dahi bir ısırık aldım.

Yanımıza ek Atlas geldi, sonra yanımıza ilk başta gelmeyi reddeden Ali ve Yeşil çifti.

Bilin bakalım Atlas kim çıktı? Bizim Yeşil'in eski sevgilisi! Ceren'le çıkmasının nedeni Yeşil'e yakın olmakmış. Yeşil gelince anladık.

"Sen mal mısın lan?(!)" diye bağırıp çocuğun yakasına yapışıverdim. "Bana bak, defol git buradan! Bir daha ne Yeşil'e ne de benim biricik kardeşime bulaşacaksın! Anladın mı beni?(!)" diye ekledim. Ellerimi tuttu ve yakasından ittirdi. "Yo, kim dedi?" dedi bir de mal.

Sonra biraz kavga ettik. Evlere dağıldık. Şimdi Ceren oturmuş karşımda ağlıyor!

Şimdiki zaman...

"Bak canım, lan bsn seni uyardım ya beyinsiz!" alçak tonla başlayan konuşma Everest dağına ulaşınca durdum. "Kızım, seni üzen biri olursa dayanamam ben lan!" dedim sonra. "Seni kısıtlıyorum gibine mi geliyor?" dihe sordum. "Seni kısıtlamam ben Ceren! Üzülmeni istemiyorum!" dedim.

Sesim ne sakin ne de sinirliydi. Değişik bir haldeydim şu an. Ceren karşımda oturmuş bir buçuk saattkr ağlıyor, ben onu sakinleştirmeye çalışıyorum. O Atlas denen it gelsin sakinleştirsin!

"Uf tamam, anladım beni koruyorsun ama duygularıma mani olma bari!" dediğinde ayağa kalktım ve ellerimi belime koydum. "Mani olmak?" dedim önce. Sonra bir elimi belimden çektim ve ona doğrulttum. "Lan, ben sen üzülme diye her boku yapayım. Bizimki bana mani olma desin! Ne halin varsa gör! Şimdi kimin dizinde ağlayacaksın bakalım?(!)" dedim ve odama çıktım. Sonra uzandım, uyumuşum...

***

Çok bakma kafa yapar
Ersin: Ben var sıkılmak....
Ali: Ben almak iç sıkıntı? Ben değil hoca!
Tolga: Siz kesmek boşu, yoksa Tolga kesecek boynu!
Tolga: Kafiyeli olmak benim söz!
Ali: Dikkat ol, Ali kesmesin seni!
Damla: Şimdi susmazsanız suyunuza kezzaaapppp atarım. Kezzaaappp
Yusuf: İyice vahşileşmiş bu, Ali evde ne yiyor bu?
Ali: Bilmem.
Damla: Bok yiyorum, bok. Anladın mı?
Yusuf: Ay terbiyesiiiiz !
Damla: Sus, kezzap içireceğim topunuza!
Ersin: Topum oruçluysa?
Damla: Sana içiririm?
Ersin çevrımdışı...
Damla: Korktu gariban..
Berk: Bende korktum.
Damla: Tamam sana kezzap vermem hayatım
Yeşil: Yanlız, ben baya tırstım Damla'dan.
Damla: Korkma canım, kızlara zarar vermem.
Sinan: Hadi, boşu kesin. Ceren hala ağlıyor lan.
Defne: Geleyim mi?
Sinan: Yok ya, boş ver. Bir şekilde alırım gönlünü.
Defne: Peki.

Telefonu yanıma koyduktan sonra bir tomar peçeteyi ziyan etmiş, üç saatir aralıksız bela okuyan kardeşime baktım.

Bazen beyninizin arka fonunda bir müzik çalar ya, benim beynmde çalan müzik İsmail Yk~ Allah belanı versin. Yemin ederim iki gündür bir kız başımda ağlayıp duruyor.

"Bana bak, ben Samara kankam ile konuşacağım. Rahatsız etme, ağlama." dedim bacaklarımı orta sehpaya uzatıp. Burnuna bir peçete götürdü ve sümkürdü, baya bütün sümükleri peçeteyenaktı sandım.

Bu kızı yolda görsem 'Oha ne kadar tatlı, ne kadar güzel.' derim. Ama şu halini görürseniz, bela falan okursunuz yani.

Televizyondan Halka filmini açtım. Çocuk televizyonu açtğında ekranın karıncalaşması bu filmi kaç kez izlersem izleyeyim içimi tırmalar.

"Senin ben evde bulunduracağın kasede de, sanada! Lan sen kim köpek benim Samara bacımı üzüyorsun?(!)" dedim. Kumandayı televizyona doğru salladım. "Senden sıkıldım." dedim ve kanalı değiştirdim.

Elm Sokağında kabus diye bir film çıktı karşıma. Daha önce hiç izlememiştim.

Ben nasıl böyle bir filmi kaçırmışım? Baya güzeldi ya. Hele böyle elinden bıçaklarını çıkarıp boynundan başlayıp adamı deşiyor ya...

***

"Oha ya, sen ne güzel bir şeysin!" dedim kucağımda ki küçük köpeğe bakıp. "Nereden buldun bunu?" dedim Defne'ye bakıp. "Ben zaten uzun zamandır istiyordum. Babam almış." dedi, ağzı kulaklarındaydı, baya sevinmiş anlaşılan.

"Adı?" dedim. "Hoodie olabilir bence, beraber karar verelim istedim." dedi. "Hoş bir isim. Erkek değil mi?"

"Fark etmedin mi Sinan?" ...

***

"Lan, Hoodie halıya işedi!" dedi Ceren. "Ne?(!)" dedim büyük bir şokla. "Çık dışarı pis köpek!" dediğimde Defne bana bağırdı. "Benim kuşuma pis diyemezsin!" dedi ve köpeği kucakladı. Koltuğa oturunca onunla konuşmaya başladı.

"Baba sana bağıramaz, annen seni korur kuzum." dedi ve burnunu öptü. Iy, ben o kızın dudaklarını bir daha öpemeyecek miyim? Yok ya, valla kabul değil.

"Bana bak, ağzını dezanfekte et. Ben öpemem yoksa seni." dediğimde güldü. Sonra dudağımın kenarından öptü. "Niye yaptın?" dedim. "Canım öpmek istedi." dedi omuzlarını silkip. Şirin.

***

İyi okumacıklar ayol!

Bana Kalbimi Geri VerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin