1.Bölüm

93.8K 2.1K 777
                                    

Kitap kapsamlı bir düzenlemeye alınacaktır.Yorum yaparken bunu ve ilk deneyimim olduğunu dahası hiçbir şekilde yazarlık gayesi gütmediğimi dikkate alınız.

Bu kitap tüm güçlü kadınlara ve güzel seven erkeklere armağandır"F



İkizlerin merdivenlerden bağıra çağıra inmeleri sonucu açmıştım gözlerimi.Çift kişilik geniş yatağımda yatarken açtığım gözlerim direkt tavana bakarken orada çocukken büyük bir hevesle yapıştırdığım fosforlu yıldızların izlerini görmem hâla mümkündü.

Çocukluğuma bu mahalle gibi bu oda da şahit olmuştu.Pembe mobilyaların yerini zamanla beyazlar alırken sıra sıra odadaki her bir nesne değişmişti.Bir masallara inanan ben bir de günümüzde artık sadece masallarda kalmış olan bu mahallenin sıcak insanları hâla eskisi gibiydi.

Daha uyanır uyanmaz farkında olduğum susuzluk ile derin bir nefes bıraktım.Her Ramazan ayının ilk günlerinde oruca asla alışamazdım.Tam alıştım derken de Ramazan biterdi.Bu döngü küçükken her yaz Kuran kursuna gidip Elif cüzünü bitirip tam Kuran'a geçtiğim sırada okulların açılması ve benim ertesi yaz tekrar cüzden başlamamla aynıydı.

"Duygu,kalk kızım artık yeter bu kadar yattığın orucu uykuya mı tutturacaksın?"diye söylenerek merdivenlerden yukarı çıkan annemin sesiyle çoktan yataktan çıkmıştım.Ramazanın daha ilk günüydü bugün keşke her sene söylediği bu laf için birkaç günün geçmesini falan bekleseydin be annem el insaf yani.

Kapımı narkotik polis baskını gibi hışımla açıp beni yanlış bir şekilde basmayı beklermiş gibi önce beni sonra odamı hızlıca süzdü.
Sesiyle yeterince uyandıramadığını düşünmüş olacak ki odam da en sevdiğim yer olan terasımın kapısını sabahın bu saatinde sonuna kadar açıp beni şoklamaya niyetlendi.

"Anne Allah aşkına derdin ne,daha saatin dokuz olmadığına bile eminim ne yapacağız bu saatte?"

Bana çok yanlış bir şey demişim gibi kınarcasına baktı.

"Sen güllaç yapmakla başla ben diğerlerini sonra söylerim."

Güllaç kelimesi ile yüzüm istemsizce buruşmuştu.Nimetti tamam ama gerçekten o tatlıyı asla sevmiyordum.Benim en sevmediğim tatlı neden yapılıyordu ve neden ben yapıyordum?

"Anne sen benim güllaç sevmediğimi gayet iyi biliyorsun neden güllaç yapılıyor ve neden ben yapıyorum?"

"Kız o suratını buruşturma nimet o nimet çarpılıp kalacaksın.Sevgi teyzen senin elinden yemek istemiş onun en sevdiği tatlı, o da senin en sevdiğin tatlıyı yapacakmış.Hadi kalk beni lafa tutup yatacaksın değil mi? Yemezler Duygu hanım" diyerek beni ayağıyla dürttü.Evet öz annemdi kendisi.

Sevgi teyze annemin en yakın arkadaşı onların tabiri ile can dostu idi.Kendileri hemen karşımızda bulunan üç katlı müstakil evde oturuyordu.

"Bak Sevgi teyze kendisi yapacakmış.Sen niye bana yaptırıyorsun?Sevgi teyze Sıla'ya yaptırıyor mu hiç?"diyerek topu canım arkadaşıma attım.Beni hiç kâle almayarak kapıya yürüdü ve odamdan çıkarken bilerek kapımı kapatmadı.Kadın ben rahatsız olayım diye elinden geleni yapıyordu.

Koyunlu pijamalarımla odamdaki küçük banyoya girdim.Kıvırcık saçlarımdan dolayı her özel günde bana koyunlu bir şeyler aldıkları için alışmıştım koyunlara.Nitekim aynada gördüğüm kabarmış kıvırcık saçlar üstümdeki koyunları destekler nitelikteydi.

Üstüme annemin gün boyu beni çalıştıracağını bildiğimden rahat bir şeyler geçirip merdivenlerden inerken evde biri var mı diye de seslenmeyi ihmal etmiyordum.Babam emekli olsa da boş durmayı sevmediğinden sürekli dışarlarda kendine oyalanacak işler bulurdu.En büyük abim olan Ömer avukat olduğu için sabah erkenden çıkardı evden.Küçük abilerim -ki kendileri ikizdi-Çağan ve Çağlar ise üniversiteleri hâla tatil vermediği için söylene söylene beni uyandırırken oraya gitmiş olmalılardı.Ben ise tekne kazıntısı olmakla beraber evin en çok beklenilen kız evladıydım.

Yeldeğirmeni MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin