12.Bölüm

31.1K 1.2K 138
                                    

Medya;Ömer

Yine bir okul dönüşü yılgın adımlarla eve ilerliyordum.Gerçekten canımız çıkmıştı.Emre abi ki kendisi yıkık asistanımız kötü bir aşk hayatı yaşıyor diye ceremesini biz çekiyorduk.

Biraz daha böyle devam ederse ayrıldığı kızı bulup yalvarmayı planlıyordum.Kaçıncı kez oyduğum alçıyı da çok beyaz diyerek beğenmemişti.Alçının beyaz ve herkese tek renk verilmesi haricinde sorun yoktu.

Kapıyı açan Ömer abim benden de bitik görünüyordu.Bu sıralar bir derdi olduğunun farkındaydım ama kendi dertlerimden bir türlü sıra gelmemişti.Özel hayatı sıfır olan abimin işle ilgili bir şeyi taktığı çok belliydi.Yemekten sonra icabına bakmaya karar verdim.

"Hoşgeldin fıstığım."

"Hoşbulduk abi diğerleri nerede?"

"Annem mutfakta, ikizler depresyonda,babanda zeytin bahçesi almaya gitti."

Annemden sonra dedikleri çok normalmiş gibi içeri geçti.Hadi ikizlere de tamam ama biz ne anlardık zeytin bahçesi bakmaktan baba?Adama emeklilik yaramamıştı.Her gün farklı bir planla eve geliyordu.Bir gün Akdeniz'e inmeyi planlarken diğer gün doğuyu özledim diyerek ev taşımaya kalkıyordu.Bu evreye ise evde her adımımızı takip edip ev ekonomisi adı altında bizi  hayattan bezdirerek gelmişti.

Emekli bir babadan daha kötüsü emekli asker bir babaydı.Her sabah aynı saatte kalkıp tıraşını olup dışarı çıkardı.Hemen hemen her dükkan sahibi arkadaşı olduğu için onların yanında oyalanırdı.Demek artık onlarda yeterli gelmemeye başlamıştı.

Odama geçmeden ikizlere bakmaya karar verdim.Kapılarını çalıp içeri girdiğimde en son göreceğim pozisyondalardı yatakta baş aşağı yatan Çağlar abim ve onun dizlerinde kucağında benim depresyon tahta adamım Rıfkı ile yatan Çağan abim.
Bu tiplerini görünce onlara bulaşmama kararı alıp kendi odama geçtim.Ne zaman böyle delirseler en sonunda hep bana sararlardı.

Annemle beraber sofrayı hazırlayan Ömer abim,masada birbirlerine kafalarını dayamış depresyonda ikizler ve zeytin bahçesini çok ucuza aldığını anlatan babam.

"Baba biz ne anlarız zeytin yetiştirmekten Allah aşkına?Ne yapacağız koskoca bahçeyi?"

"Ama çok ucuzdu kızım yabancıya gitmesin dedim."

"Aldığın adama biz de yabancıyız Uğur!"

Annem tripli bir şekilde son tabağıda koyarak geçmişti yerine.Derdi elbette altın yerine zeytin bahçesi alan babamdı.

"Hatun öyle deme lazım olur dursun bir kenarda."

"Baba boş arsa mı bu?Etrafı bahçelerle çevrili zeytin bahçesi izin verilmez ağaçları kesmene ev dikmene falan çiftçilerden birine biraz kârı ile sat." diyen Ömer abime ben de katılmıştım.

"Kesmeyi düşünmüyorum zaten de oğlum o eskidendi şimdi parası olan gözüne kestirdiği değerli arsayı almak için yok şundan yok bundan diyerek yakıveriyor ağaçları sonra da imara açıveriyorlar.Ben hasat zamanından sonra satarım,zeytin toplamak istiyorum az ona da karışmayın."

Gülerek onu onayladık.Babamın elinden her iş gelse de buna zeytin toplamanın dahil olduğunu düşünmüyordum.

Sofrayı depresyonda olan ikizlere atıp odasına çıkan Ömer abimi sorguya almak için peşinden ben de çıktım.
Kapıyı açtığımda çalışma masasında dalgın dalgın oturuyordu.

Yeldeğirmeni MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin