Medya;Çağan ve Çağlar hangisi hangisi seçemedim daha ciröpcmrpcmep
Zaman mübarek günlerde çok hızlı akmıştı.Ramazan'ın sonlarına yaklaşmıştık.İlk iftardan sonra her akşam gelenek olan mahallece iftara devam etmiştik.İlk iftarını dışarda yapan Ömer abimde ikizlerle bir olup diğer iftarlarda dibimden ayrılmadıkları için bir türlü rahat nefes alamamıştım.Sıla ile sahura kadar mahallede sabahlama düşüncemiz de suya düşmüştü haliyle.
Sınavıma az kaldığı için aklı havada hallerimi bir kenara bırakıp sınavıma odaklanmıştım zaten.Çok şükür ki halime acıyan annem ilk gün hariç son birkaç güne kadar beni rahat bırakma kararı almıştı.
Günlerimi huzurlu geçirdiğimden bahsediyordum değil mi?Kendi kendime nazar değdirecek kadar kem gözlü olamazdım.Bunları söylememe sebep olan olaylar annemin akşama misafir var kalk yardım et demesiyle başlamıştı.Ramazan Ramazan ne misafiri desemde kabul etmiştim eve beraber çeki düzen verdikten sonra birkaç tatlı tuzlu bir şeyler hazırlamıştık.
Annem iftarı da evde yapalım dediğinde fazla salak olmasaydım bir şeyleri anlardım çünkü normal bir misafir için asla genel rutinimizi bozmaz iftardan sonra eve geçerdik.Hadi ben sınav ve hazırlık telaşından sorgulamamıştım ama iki abim ne güne duruyordu?
Gerçi onlara yemek olsun yeterdi.Mahalle yansa özellikle Çağlar abim hazır ateş var mangal yapalım derdi.Hiç şaşırtmazdı beni.Bunlar yüzünden kır düğünü hayalimden bile vazgeçmiştim.
Yaklaşık bir sene önce mahalleden tanıdığımız Esma ablanın düğünü göle yakın bir kır düğün salonundaydı.Hazırlanıp ailecek gittiğimizde düğünün ortasında abimden gelen aramayla benden niye böyle bir şey istediğini asla algılayamayıp yemekli olan düğünde verilen ekmekleri çağırdığı yere götürmüştüm.Düğün salonunun çitlerine sınır arabanın bagajından asla çıkarmadıkları mangal setini kurmuş nerden aldığını bilmediğim ve bilmek istemediğim etleri pişiriyordu.O an anlamıştım ki hayallerimin bile önünde abimler vardı.
Bana bu salaklık yetmemiş olacak ki annemin elbise giy gel dediğinde beni hanım hanımcık göstermek istediğini sanmıştım ki bunda fazla yanılmış sayılmazdım sadece eksikti.Bunun yanında annemin bizden gizli benim için kabul ettiği görücülere -ki bu devirde görücü mü kaldı-beni beğendirme arzusu da vardı.
Hâla farketmediğim anlarda çalmıştı kapı.Kapıyı açmaya ailecek tam teşekküllü gitmiştik.İçeri giren orta yaşlı iki adam babamla ve bizle selamlaşıp geçmişken arkadan gelen üç teyze yüzüme maşallahlı tükürüklerini bırakarak onları takip etmişti.Ardından gelen yirmilerin ortasındaki elinde çiçek olan genç adam bana adımlayınca olayı anlayıp dilimi ısırarak anneme kötü bir söz söylememeye çalıştım.Hâla olayı anlamayan abilerimden biri ise "niye çiçekle geldin birader hasta falan mı var" dedi.Hangisi olduğuna dönüp bakamayacak kadar sinirli ve şaşkındım.
Ah salak Duygu bunu nasıl anlamazdın.Oruca vermiştim bu salaklığımı.Adını dahi bilmediğim ve asla öğrenmek istemediğim kişi ise bana bakarak gevşekçe sırıtıp "adettendir" demekle yetinmişti.O zaman olayı anlayan abilerim"hop diyerek" önüme geçselerde içerden seslenen annemle susup adamı da kolundan çekiştirerek yaka paça içeri sürüklemişlerdi.
Dönemin kötü insanlarından dolayı arada görücü usulü mü evlensem tarzında gelen düşüncelerimi ciddiye almış olamazdı annem.Daha yirmi yaşında bile değildim ben Allah aşkına ne sözü ne görücüsü?
Sinirden ağlamak istesemde böyle yaparak annemin ekmeğine yağ sürmekten başka bir şey olmayacağının bilincindeydim.
Annemin bunu neden yaptığını elbette biliyordum.Okula gideceğimi bildiğinden aklınca mahallede mimlenmeden beni biriyle sözlendirmek istiyordu.Bu konuyu bana açtığında katı bir şekilde reddettiğim için cesaret edemez sanmıştım.Yanıldığımı ise hep beraber görüyorduk.
![](https://img.wattpad.com/cover/225153726-288-k324718.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeldeğirmeni Mahallesi
ChickLit"Tam on üç yıl önce bugün kendimden yaşça küçük bir kızın beni öpmesiyle kalbim mühürlendi benim." "Bir kenarda günden güne güzelleşerek serpilerek büyümesini bekledim.O öylece her şeyden habersiz büyürken ben her gün sevdamın altında küçüldüm.Bu aş...