18.Bölüm

25.7K 1.3K 841
                                    


Medya;Duygu ve kolyesi:)

Yorum yapmayı unutmayın.Yorumlarınızı okudukça yazma hevesim artıyor.İyi okumalar🌸

bihterzyagil Bu bölümü sana armağan etmek istedim.Başından beri verdiğin destekler için teşekkür ederim🤍

Delirmek üzereydim.Ahmet abi mahalleden basıp gideli üç gün olmuştu.Gökçe psikolojik olarak hiç iyi durumda değildi.Gidecek yeri olmadığı halde annem abilerimin başı yanmasın diye planlar kurup onu göndermenin derdine düşmüştü.Anneler konu kendi evlatları olunca kesinlikle sağlıklı düşünemiyordu.

"Duygu aynı mahallede olmamıza rağmen birbirimize hasret kaldık be kızım.Bütün bunlar yetmezmiş gibi küçük kızım gibi olan Betül evleniyor.Hâla sindiremedim ben bu mevzuyu."

Çağatay dediklerinde sonuna kadar haklıydı.Okul bittikten sonra herkes kendi telaşına düşmüştü.Onlar işleriyle ben okulumla uğraşmaktan bir araya gelemez olmuştuk ki son olanlarda tuzu biberiydi.

"Betül mevzusunu hiç hatırlatma Çağatay hâla bir şaka olmasını istiyorum."

"Ben de Duygu ama onlar istedikten sonra bize karışmak düşmez."

Haklıydı.İki tarafta istiyordu bu işi sonuçta.
Çağatayların kasap dükkanın önüne gelince kısa bir vedalaşma yaşadıktan sonra ben yoluma tek devam ettim.

Bizim evin önüne geldiğimde açılan Sevgi teyzelerin kapısıyla başım direkt oraya dönmüştü.Sevgi teyze ve Sıla hazırlanmış çıkıyorlardı.

"Duygu kızım okuldan mı geliyorsun?"

"Evet Sevgi teyzem.Bugün pratik sınavımız vardı.Dua ette geçeyim yoksa canıma okunacak!"

Fazla anlamasada 'ederim tabi kızım' diyerek beni geri çevirmemişti.
Yanında öylece dikilen Sıla ile konuşmamamız ortamda soğuk rüzgarlar estiriyordu.Anneler iki gün önce tekrar bizi konuşturmayı denesede Sıla hanım bir fırsatını bulup sıvışmıştı.Ben Emre abi olayından sonra Sılaya bilerek ters bir şey yapmadığımı biliyordum o gün Sıla'nın kaçmasıyla anlamıştım ki bilmeyerekte bir şey yapmamıştım.Sorun Sıla da idi.Çünkü Sıla haklı olunca bağıra çağıra kendini kanıtlamaktan asla çekinmezdi.Bu durum beni daha da üzerken onu konuşturmak için bir şey yapamayacak kadar işim başımdan aşkındı.Sınavlar,Gökçe,annem derken bir de Betül'ün evlenmesi çıkmıştı.Hâla öylece dikildiğimizi farkedince merakla sordum.

"Siz nereye böyle Sevgi teyze?"

"Saatçi dükkanına Fatih'in yanına kızım.Ordan onu da alıp düğün için alışverişe gideceğiz."

"Kolay gelsin teyzem.Daha fazla tutmayayım ben sizi." diyerek vedalaşıp eve girdim.Evde kimsenin olmadığını fark etmem çokta uzun sürmemişti.Gökçe hariç kalanların evde olmamasını anlayabilirdim ama ailesi ve Efe abi ona düşmanken onun dışarıda olması kanımı alevlendirmişti.

Bu hikayeyi biliyordum yaşamıştım.Açmadığım çantamı kaptığım gibi tekrar dışarı attım kendimi.Gökçe'yi sağsalim bulmalıydım.

Yaklaşık iki saattir mahalleyi ve civarını tavaf ettiğim halde ne görmüştüm ne de görene rastlamıştım.Yeşillerim çoktan kızarmış ve sulanmış yağmaya hazır ve nazır beni bekliyordu.Hava da kararmıştı.Annemlerle konuşmuştum.Onlar evde olmadığını gelirlerse direkt beni arayacaklarını söylemişti.

Ömer abim bürodan çıkabilirse benim gidemediğim yerlere bakacağını söylemişti.İkizler ise yine dünya yansa mangal ateşi hazır modunda evdelerdi.

Yeldeğirmeni MahallesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin