Tony Stark, 2008 yılında Afganistan'da kaçırıldığında birkaç dil bilen Doktor Angelique'de onunla birlikte esir alınır.
Mağarada başlayan bu kader yoldaşlığının evlerine döndüklerinde nasıl bir hal alacağını ikiside bilmiyordu. Emin oldukları tek şe...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saat öğleden sonra üçe geliyordu ama Tony'den hala haber gelmediği için endişeyle salonda dönmeye devam ettim. Kafamı dağıtmak için tüm evi baştan aşağı temizlemiş, kişisel bakımımı halledip banyo yapmıştım ama artık yapacak hiçbir şey kalmadığı için kafam sürekli başına bir şey gelme ihtimaline odaklanıyordu.
Zil sesiyle hemen yönümü değiştirdim ve hızlıca kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda karşımda yine zırhıyla olmasını beklesem de üzerinde siyah bir kapşonlu ve çokta bol olmayan bir eşofman altı vardı.
Elindeki pizza kutusunu biraz havaya kaldırıp "Merhaba." dediğinde gözlerimi devirdim ve elindeki kutuyu alıp "En azından arayabilirdin." deyip kapıyı açık bıraktım ve arkamı dönüp salonumun içindeki mutfağa girdim.
Kutuyu ahşap masamın üzerinde bıraktıktan sonra dönüp buzdolabının kapağını açtım, kendime limonlu soda aldıktan sonra "Ne içersin?" diye seslendiğimde mutfağa çekingen adımlarla girerken "Aslında beklediğim karşılama bu değildi." dediğinde gözlerimi devirip ona da soda çıkarırken "Bu gelişe bu karşılamayı hak ediyorsun." dedim ve kalçamla kapağı ittirip sodaları da masaya bıraktım.
"Aslında eve gidip zırhı çıkarır çıkarmaz gelecektim ama-" dediğinde buzdolabı kapağının üzerinde mıknatısla yapışık duran açacağı alıp ona baktığımda "Çıkarmak beklediğimden uzun sürdü ve Pepper'dan kaçarken telefonu evde unuttum." dediğinde bir şey demeden masaya kuruldum ve sodaların demir kapaklarını açtıktan sonra kapakları ve açacağı kenara doğru ittirdim.
"Pepper zırhını mı yakaladı?" dediğimde gözlerini kıstı "Artık Rhodey ve Pepper'da biliyor." dediğinde omuz silktim ve pizza kutusunun kapağını açarken "Her şeyi hallettin mi?" diye sorduğumda karşıma otururken "Evet, eski dostumuz Abu Bakaar'da oradaydı." dediğinde kaşlarımı çattım "Raza?" diye sorduğumda başını iki yana salladı "Onu görmedim."
"Keşke onu patlatabilseydin." diye mırıldanıp elime aldığım pizzadan bir ısırık aldım "Keşke." deyip benim gibi pizzasını ısırdığında ağzımdakini yuttuktan sonra kaşlarımı çattım "Yani bundan sonra süper kahraman mı olacaksın?" diye sorduğumda derin bir nefes alıp omuz silkti "Bana takılan isimler listesine yeni bir isim daha eklendi." dediğinde gülümseyip sodamdan bir yudum aldım.
Pizzadan üç dilim yedikten sonra daha fazla yiyemeyeceğimden sandalyemde geriye yaslandım, sağ ayağımın topuğunu sandalyeme dayadıktan sonra kolumu da dizime yasladım.
Ellerini birbirine çarptırdıktan sonra üzerindeki kapşonlunun fermuarını açıp çıkarttığında içindeki siyah tişörtün altındaki ark reaktörü belli oluyordu.
"Saçların uzamış." diye mırıldandığımda kaşlarını çattı "Kötü mü görünüyor?" diye sorduğunda başımı iki yana salladım "Hayır sadece saçlarının dalgalı olduğunu bilmiyordum." diye cevapladığım da sodasını yudumlamadan önce "Bilmediğin bir çok şey olduğuna eminim." dedi.
