CAVE - World Peace And You
Birkaç saniye olduğum yerde dona kalırken, hareket ettiğimde Jace'in üzerine mi atlasam yoksa direkt çıkıp gitsem mi diye düşündüğüm sırada tehditkar bir şekilde işaret parmağımı ona doğrulttum.
"Bir daha benimle ilgili hiçbir konuda gözlem ve yorum yapma!"
"Gözlem yapıp yapmayacağımı sana soracak değilim, yorum konusuna gelirsek; sen ısrar etmeseydin yorum da yapmayacaktım." diye son derece rahat bir tavırla cevap verdiğinde sinirle ona doğru birkaç adım attım ve sertçe masaya bir tane vurdum "Bizi bir daha sakın onlarla karşılaştırma! Anladın mı?"
"Yalan ya da yanlış bir şey söylediysem, düzelt beni. Sen de biliyorsun ki genelde söylenen şey gerçek olduğu için insanı sinirlendirir."
Ses tonuma hakim olamadığımdan "Söylediğin şey gerçek falan değil!" yeniden bağırdığımda derin bir nefes aldıktan sonra başını aşağı yukarı salladı "Peki, sen öyle diyorsan öyle olsun."
Ani tavır değişikliği birkaç saniyeliğine afallamama sebep olsa da, göğsüne elimin tersiyle vurup "Beni geçiştirme, bu konuda çok ciddiyim Jace." diye tısladım ve geri çekildim.
"Sonuçlar çıkınca beni bilgilendir, eğer burada kalırsam kendimi tutamayıp sana saldırabilirim."
Ya da duyduklarım beni etkilemeye başlayabilir.
Cevap vermesine fırsat vermeden hızlıca odadan çıktıktan sonra dişlerimi birbirine bastırdım ve otoparka varana dek ağlamamak için kendimi sıktım.
Arabanın içine girdikten sonra kapıyı kapatır kapatmaz direksiyona kapandım ve ağlamaya başladım.
Bu tarz bir yakıştırma cidden beni hem kırdı hem de fazlasıyla sinirlendirdi.
Bana nasıl böyle bir şey diyebilir cidden aklım almıyor!
Babam ve annemin olayı tamamen farklıydı bir kere. Babam keyfine düşkün, hayatı anlık yaşayan, anneme olan aşkına rağmen sorumluluktan korktuğu için beni bırakıp giden biriydi. Tabii annemde beni doğurduktan kısa bir süre sonra o çöp herifin peşinden gitmişti.
Tony ise keyfine düşkün, bir çok noktada hayatı anlık yaşayan ama sorumluluktan korkan bir adam asla değildi. Dünya Barışı'nı özelleştiren bir adama kimse sorumsuz diyemez değil mi?
Çocuk meselesine ise sadece hazır değildi o kadar, yani babamdan çok önemli bir noktada ayrılıyordu.
Tony çocuğu istemiyorsa aldırırım olur biter, elbette onun hazır olduğu bir zaman gelecektir.
Peki ya ben ne istiyorum?
Alnımı sertçe direksiyona iki kere vurduktan sonra arkama yaslandım.
Düşünmek için birkaç saniye yetti işte! Lanet olsun ki ben Tony ile çocuğum olsun istiyorum! Babası gibi sıcak gözleri olan bir oğlan çocuğu ya da dalgalı uzun kahve saçları olan bir kız çocuğunu nasıl istemem?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAVE → Tony Stark
FanfictionTony Stark, 2008 yılında Afganistan'da kaçırıldığında birkaç dil bilen Doktor Angelique'de onunla birlikte esir alınır. Mağarada başlayan bu kader yoldaşlığının evlerine döndüklerinde nasıl bir hal alacağını ikiside bilmiyordu. Emin oldukları tek şe...