CAVE - Break Up
"Burada kalmak istediğine emin misin? Bende de kalabilirsin." diye sabahtan beri söylediğim şeyleri yine tekrar ettim. Gülümseyerek başını iki yana salladı "Eminim Angel, Martha'nın torunları etrafımdayken mutluyum." deyip bakışlarını cama doğru çevirdi.Bahçede birbirlerini kovalayan çocukları izlediğini bildiğim için o tarafa bakmadan yatağın köşesine oturdum "Eğer olurda sıkılırsan, bana haber ver." dediğimde uzanıp elimi tuttu.
"Sen merak etme, işinin başına dön." dedikten sonra yüzü biraz asıldı "O adama hiç güvenmiyorum, dikkatli ol." dediğinde Tony'den bahsettiğini bildiğim için bir şey demedim.
Beni geçtiğimiz üç günde birkaç kez aramıştı ama cevap vermedim. Eğer konuşmaya başlarsa yumuşayacağımı biliyorum çünkü.
"O halde ben gidiyorum." dedikten sonra tuttuğu elimi biraz kaldırıp onun elini öptüm "Kendine dikkat et."
Gülümsediği için gözlerinin yanı kırıştı "Sende, meleğim." donra elimi bıraktı ve arkasına yaslandı. Ayağa kalkıp dün kaldığım misafir odasına ilerledim.
Aynanın önünden geçerken duraklayıp kendime baktım. Martha'nın kızı Helen'in bana verdiği elbise biraz bol olsa da iki gündür giydiğim iş kıyafetlerinden çok daha iyi bir seçenekti.
Elbisenin uzun kollarını dirseklerime çektikten sonra yatağın üzerindeki kirli kıyafetlerimi koyduğum poşeti ve çantamı elime aldım.
Odadan dışarı çıkıp merdivenlerden alt kata indim, bahçede oynayan çocukları izleyen Helen ve Jace'i görünce onların önünde durdum.
"Tanıştığımıza çok memnun oldum." dediğimde Helen hemen ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı "Bende, bende." dedikten sonra omzumu öptü "Sık sık ziyaretimize gel." dediğinde samimiyeti beni şaşırtsa da belli etmeden ondan uzaklaştım.
"Elimden geldikçe gelmeye çalışırım." deyip kardeşi Jace'e döndüm, onunla da vedalaşacaktım ki eliyle bir yeri gösterirken "Ben seni evine bırakacağım." dediğinde başımı iki yana salladım.
"Çok incesiniz ama ben taksiyle giderim." dediğimde "Asla olmaz, Martha olsa bende gelirdim ama çocukları tek bırakamam." derken Helen o kadar hızlı konuşmuştu ki söylediklerini zor anlamıştım.
"Ama-"
"Aması yok, eğer seni bırakmazsam Helen tüm gün söylenir." dediğinde gülümsedim "Peki o zaman, teşekkür ederim." dediğimde Elimdeki poşeti alıp yürümeye başladığında bende arkasından onu takip ettim.
Poşetimi arka koltuğa koyduğu sırada bende ön kapıyı açıp yerleştim, kısa bir süre sonra o da geldi ve arabayı çalıştırdı.
"Adresi gir." deyip eliyle navigasyonu işaret ettiğinde çantamı ayakucuma bırakıp navigasyona ev adresimi girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAVE → Tony Stark
FanfictionTony Stark, 2008 yılında Afganistan'da kaçırıldığında birkaç dil bilen Doktor Angelique'de onunla birlikte esir alınır. Mağarada başlayan bu kader yoldaşlığının evlerine döndüklerinde nasıl bir hal alacağını ikiside bilmiyordu. Emin oldukları tek şe...