CAVE - All I Want
Sabah yine boynuma çarpan sıcak nefesle uyandığımda gözlerimi kırpıştırdım, onu uyandırmamak için gerinmeyip sadece esnedim.Yeterince ayıldığımı hissettiğimde onu uyandırmamaya dikkat edip yataktan kalktım ve etrafa bakındım. Yerdeki siyah iç çamaşırıma uzanıp aldım ve sessizce üzerime giyindim.
Ayağa kalkıp biraz ilerideki sütyenime ilerledim, eğilip onu alacağım sıra ani hareketimden ötürü kasıklarımda bir sızı hissettiğimde kısık bir sesle inledikten sonra yavaşça doğruldum.
Sütyenimi de giyindikten sonra dün ki kıyafetlerimi giyinecekim ki onun gömleğini görünce gülümseyip onu aldım ve üzerime geçirdim. Bu yüzyılın klişesini yapmasam olmaz.
Kalçamı kapatsa da fazla uzun olmamıştı ama dün yaptığımız şeyden sonra onun beni bununla görmesi pek önemli sayılmazdı.
Saçımı toplarken sessiz adımlarla ilerleyip buzdolabını açtığımda farklı peynirler ve paket halinde birkaç malzeme vardı. Onları alıp masanın üzerine bıraktım. Gidip dolaptan vişneli meyve suyu çıkardım ve bardağa doldurmaya başladım.
"Angel?"
Tony'nin sesiyle omzumun üstünden ona baktım, yatakta gözlerini kısmış bana bakıyordu "Günaydın."
"Sana da." deyip kafasını yastığa geri koyduğunda gülümseyip bugün bulutlu olan dışarıya döndüm ve bir yudum aldım.
Yıllarca bekaretin önemli olduğunu ve bunun özel olması gerektiğini düşünmüştüm. Bunun en büyük sebebi tartışmasız teyzemin takıntılı bir katolik olmasıydı. Uzun bir süre onun öğretileriyle hayatıma devam etsem de yaşım ilerledikçe bunu esnetip erkek arkadaşım Dave ile birkaç kez sevişmiştik.
Ancak daha ilerisine bir türlü gitmemiştim. Bilmiyorum, sebebi belki benim romantik düşüncelerim belki de karşımdakinden istediğimi bulamamaktı.
Ama artık bunun bir önemi kalmadı, sonuç olarak olmuş bitmişti. Bunca yıl boşuna beklemişim gibi hissediyordum, çünkü hiç farklı hissetmiyordum.
Ayak sesleriyle tekrar Tony'e doğru döndüm, üzerine bol bir yarım kollu ve rahat bir eşofman giyinmişti.
"Nasılsın?" sorusuna omuz silktim "İyiyim, sen?" diye cevapladım şüpheyle, kötü mü görünüyordum?
"Bana neden söylemedin?" diye yeniden soru sorduğunda kaşlarımı çattım "Ne?"
"Daha önce birinin olmadığını, neden söylemedin?" diye açıkladığında kaşlarımı çattım "Bu önemli bir detay mıydı?"
"Elbette önemliydi, Angel. Bilsem daha narin davranırdım." dediğinde gülümsedim ve elimi ensesine yerleştirdim "Karşılaştıracak bir deneyimim yok ama olabileceklerin en iyisiydi." dediğimde bunu sesli dile getirdiğim için utanıp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAVE → Tony Stark
FanfictionTony Stark, 2008 yılında Afganistan'da kaçırıldığında birkaç dil bilen Doktor Angelique'de onunla birlikte esir alınır. Mağarada başlayan bu kader yoldaşlığının evlerine döndüklerinde nasıl bir hal alacağını ikiside bilmiyordu. Emin oldukları tek şe...