10.Bölüm : Kırmızı Bisikletli Çocuk.

456K 27.4K 40.3K
                                    

Selam canımın içleri <3 

Hayatım boyunca yazdığım dokuzu basılmış diğerleri ise yazılıp bırakılmış yirmiden fazla hikayemde yazdığım tüm bölümler boyunca beni en etkileyen bölümlerden birine hoş geldiniz... 

Lafı çok uzatmayayım, mutlaka ama mutlaka yukarıdaki şarkıyı açın. Bu şarkı Efe ve Mine'nin şarkısı <3 Bana bu kitap için ilham veren şarkı... 

İyi okumalar dilerim^^


10

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10.Bölüm : Kırmızı Bisikletli Çocuk.
*Dumanlar benden yükseliyor...*

Yağmur ben buraya taşındığımdan beri hiç durmuyordu. Sanki yanlış bir sokağına girmiştim kaderimin, gitmemem gereken bir yerine ilerliyordum hayatımın. Olmayacak bir hayalin peşine düşmek üzere gibiydim, sanki incinmeye doğru yol alıyordum. Ya da bambaşka bir açıyla bakmalı ve şöyle düşünmeliydim. Yağmur bu zamana kadar geçirdiğim yirmi yılı silip süpürmek için yağıyordu, silip süpürülsün ki yeniden başlayabileyim diye...

"Uyuyor mu?" diye sordum sessizce, Efe'nin misafir odasının kapısında durmuş gözyaşları içinde Efe'nin gözlerine bakıyordum. Başını salladı.

"Uyuyor..."

"Senden korkmadı mı? Nasıl geldi?" diye sorduğumda Efe acı içinde gülümsedi.

"Onu babasından kurtaran kim olursa olsun korkmadan gelirdi... Sen de öyle yapmaz mıydın?" Acı içinde başımı salladım.

"Hadi gel, uzaktan bak ona..." Sonra odanın kapısını sessizce araladı. Korka korka başımı uzattım. Misafir odasının tekli yatağında küçücük kalmış bir kız çocuğu girdi görüş alanıma. Şok içinde baktım yüzüne, vücuduna, kollarındaki morluklara, bacaklarındaki kızarıklıklara, yanağındaki yara izine. Efe çığlık atacağımı anlayıp eliyle ağzımı kapattı.

"Odama gel, sakin ol! Onu korkutamayız Mine, lütfen sakin ol!" Efe beni kolumdan tutup kendi odasına götürdüğü an kendimi dizlerimin üstünde yerde buldum. Efe yere eğilip bana sıkı sıkı sarılırken ağzımı onun omzuna kapatmış bağırmalarımı bastırmaya çalışarak ağlıyordum.

"Sakin ol... Geçti... Sakin ol..." Efe kulağıma melodi gibi gelen sesiyle beni sakinleştirmeye çalışırken yaşadıklarım bir bir gözlerimin önünden geçti. Canımın her bir yanışı, ağlamalarımın her bir duyulmayışı, kendi kendimi teselli edişlerim, yaşadıklarıma anlam veremeyişlerim... Hepsi gözümün önünden geçti. İçim dışıma çıkarcasına ağlayarak geçirdiğim on dakikanın sonunda başımı Efe'nin omzundan kaldırıp gözlerine baktım. Ellerini uzatıp gözyaşlarını sildi.

"Onu kurtardın..." diye mırıldandım gözyaşları içinde. Efe'nin sol gözünden bir damla yaş aktığında öfkesini gözlerinden okuyabiliyordum.

"Ben de bu haldeydim, yara bere içindeydim. Her yanım morluklarla doluydu, küçücük bedenim o kadar yorgundu ki konuşmaya halim yoktu. Çok dua ederdim şu kapıdan biri girse de beni kurtarsa diye. Sen o kapıdan girdin, onu kurtardın." Tir tir titriyordum, ona karşı o kadar büyük bir minnet duygusu hissediyordum ki neredeyse ellerini öpecektim.

No : 26 (İki Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin