Ben 16 yaşındayım ve ismim Duygu. Duygu Şaşmaz. Ben başka kızlar gibi büyümedim, ailem ne varlıklı nede yoksul biz aslında tam ortadayız.
Bazen daraldığımız günlerde oluyordu ama annem ve babam bunun üstünden kalkıyorlardı. Hiç unutmam, birgün belliki çok para harcamışız ve annem bizi dışarıda dolaştırmaya çıkarmıştı. Kardeşim illa bir dükkana girmek istemişti. Annemin cebinde fazla parası olmadığı için 'Hayır' demişti ilk önce, ama kardeşimi kırmak istemediği için yinede girdik. Bize yemek yapabilmek için Makarna alacaktı ve gördü ki Paketi biraz açılmış diye fiyatı düşmüş olan bir Makarna Paketi vardı. Canım annem bizi tok tutmak için cebindeki son parayı Makarna paketine verdi. Aslında bizim haberimiz olmasın diye beni ve kardeşimi Marketden dışarı yollamıştı ama ben herşeyin farkındaydım.
Ama o günden sonra bir daha öyle birşey olmadı. Babam yeni bir iş yerine girdi ve güzel, yani bizim ailemize yetecek kadar, iyi bir maaş kazanıyor artık. Şimdi herşey yolunda.
Size Kardeşimden bahsedim biraz. Bir tane kız Kardeşim var, ismi Ela ve benden 5 yaş küçük. Çok tatlı biri ama biraz kilolu olduğu için onunla çok alay ettiler, ama ben biliyorum ki Kardeşim biraz daha büyüsün çok güzel ve incecik bir Kız olacak.
Dönelim bana, bende eskiden biraz tombuldum, aslında birazda değil maşallahım vardı bayağı şişmandım. Birgün kantindeydim ve benden bir kaç yaş büyük bir Kız gelmişti yanıma ve gülüp 'Hahaha hamilemisin? Göbeğe bak' diye alay etmişti benimle. O an utancımdan yerin dibine girmek istemiştim ama sonra düşündüm ki 'Utanmama gerek yok, zayıfla ve herkese ne kadar güçlü olduğunu göster.' Ve bende aynen bunu yaptım. Zayıfladım. Zayıfladım ama bu benim güzel olduğumun anlamına gelmiyor malesef. Ben kendimi çok çirkin buluyorum ama yinede başka kızlar gibi makyaj yapmıyorum, belki de ailemden görmediğim içindir. Aslında biraz da olsa yapsam hiç fena olmazdı yani. Bazen kendime 'Bu tiple nasıl dışa çıkıyorum' diye soruyorum. Ama napalım Allah maalesef herkesi Türkan Şoray gibi yaratmıyor.
*dring dring*
Veee başladık yine her sabah aynı telaş. Saat 6 da uyan hazırlan okula git. Ama bugün o kadar da fena değildi, tabi ki yaz tatilinden sonra okula başlamak berbat birşey ama bugün çok az da olsa seviniyordum. Yeni bir okul, yeni insanlar, yeni öğretmenler hadi hayırlısı artık.
Zilimin çalmasıyla uyandım. On dakika yatağımda boş boş oturdum. Sonra götümü kaldırabildim ve kendimi banyoya attım. Yüzümü yıkadıktan sonra aynaya bakim mi bakmim mi diye düşündüm. 'Aman ne olcak sonuçta herkes görüyor seni' bunu düşünmemle aynaya bakmam bir oldu. 'Bakmasaydım da olurmuş aslında' diye düşündüm, ama napalım buda benim tipim.
Banyodan çıkıp hemen dolabımın karşısına geçtim 'Evet başladık yine şimdi ne giysem? Bunu giysem olmaz bu beni şişman gösterir. Bunu giysem... yok bu da olmaz çok kısa. Ama bu olabilir.' Dolabımdan dar siyah pantolonumu üzerine de beyaz yarım kollu bir bluz çıkardım, daha ağustos ayındayız ama almanyada yaşadığım için havanın nasıl olacağı belli olmuyor malesef. Üstümü giyindikden sonra çantamı hazırladım. 'Off ya okulun ilk günü, şimdi ne alcam ki yanıma? Boşver bir kalem alsam yeter.'
Telefonuma bakıp saatin 7 gösterdiğini, böylece çok fazla oyalandığımı fark ettim. Hemen birşeyler yedikten sonra dişlerimi fırcaladım. Tekrar aynaya baktığımda 'Kendime biraz çeki düzen vermem lazım bu tipne böyle yaa' diyerek saçlarımı taradım iki tarafada toka taktıkdan sonra saçlarım hazırdı. 'Şimdiii napsam? Makyaj yapmayı sevmiyorum ama ilk günden böyle tipsiz okula gitmekde olmaz.' Neyse ki yüzüme biraz renk katacak bir krem sürdüm. Tenim çokta beyaz olmasa yüzüm felaket görünüyor, nereye baksam sivilce görüyorum.
Saate baktım ve tramvayın gelmesine 5 dakika kalmıştı. Hemen ayakkabılarımı giydikten sonra anneme ve kardeşime bir öpücük verdim.
Annem 'Kendine dikkat et kızım. Allah zihin açıklığı versin seni seviyorum' diyerek beni uğurladı.
Durağa gittiğimde arkadaşlarımı gördüm ne kadar da özlemişim onları. Bütün yaz Türkiyede olduğum için görüşemedik.
'Vay vay vay Türkiye sana yaramış' dedi Sevda. Bu arada Sevda benim en yakın arkadaşım. Aslında 'arkadaş' denmez ona o benim diğer yanım.
- 'Tabi tabi ne demezsin.. ' fake smile atarak sağ sol yanağından öptüm.
'Niye öyle diyorsun kiz? Türkiyeden kendine manita yaptın mı haaa? Hadi hadi hemen anlat.'
-'Kızım bir dur Bismillah anlatcam herşeyi ama önce sen anlat bakalım neler oldu?'
Işte en çok sevdiğim huyu da buydu çok açık sözlü ve çok iyi bir insan.
'Amaaaan ne olsun ya bende önemli birşey yok ama sen beni boşver sen anlat bakalım'
- 'Hadi yaa neyse daha genciz boşver.'
'Tamam tamam çok konuşmada anlat neler oldu whatsappden de yazmadın neler olduğunu, merakdan patlicam'
-'Bir sakin ol o kadar da heyecanlancak birşey olmadı. Ve şimdiden söylim manita falan yok.'
'Hadi hadi vardır kesin birşeyler'
-'Hahaha kızım bir nefes al anlatcam.'
'Tamam tamam sustum anlat'..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime yazılan en güzel İsim
RomanceHava soğuktu. Eylül ayı gibi değildi. Rüzgar esiyordu ama yinede güzel di hava. Arada saçlarım yüzüme doğru geliyordu ve gerçekten çok zorluk çekıyordum simidimi yemekte. "Biliyormusun, bazen bir insanı deniz gibi seversin. Her huyu güzeldir, deniz...