1.7 ✨

3K 345 139
                                    

Sıcaklara karşı beynimi korumaya çalışıyom ama çok zor... Ericek yakında.... Yazamıyom.... Ama yavaştan geri dönmek istiyorum....

Çok yorum olursa düşünürüz bi bölüm daha dshjklfdsşgsfd

<<<<<

Bahtiyar arabanın acısını tabi ki çıkarmıştı. Bir hafta boyunca gerek köle gibi davranarak, gerek babama söylemekle tehdit ederek ki bence ikincisini yapamazdı çünkü yaparsa araba elinden alınırdı. Yani kendi kaza yapsa ve arabayı haşat etse bir sorun yoktu ama arabayı ben bir yere vurursam suçlu Bahtiyar olurdu, arabayı bana verdiği için. Hoş verdiğini inkar ederdi ama ben sonuç olarak benim dediğime ikna olurlardı. Şerefsizlik kazanacak.

"Bahtiyar sağa çek." dedim arabada giderken. Anlamsızca ön aynadan yüzüme baktı.

"Okula kadar yürüyeceğim hava almak istiyorum." diye açıklama yaptım. Sorgulamadan arabayı durdurdu ve inmeme izin verdi.

Ceylin'le ikisi giderken okula doğru yürümeye başladım. Bazen geliyorlardı bana böyle arabanın içindeyken. Birden bunalıyordum o yüzden hiç uzun mesafe yol çekemiyordum.

Kulaklığımı taktım ve kulağımdan gelen müzikle ritim tutarak yürümeye başladım. Gördüğüm kedileri sevdim. Çoğu kaçtı ama olsun, keyfim yerine gelmişti. Oyalanırken tabi ki geç kalmıştım. Telefonuma gelen mesajlar bunun kanıtıydı.

Bilge: Nerdesin

Bilge: Hasta falan mısın

Deniz: Geliyorum yoldayım

Bilge: Gelmeyince merak ettim

Ya şapşik yerim seni.

Tamam geçti.

Deniz: İkinci derse girerim kantinde olacağım

Bilge: Tamam

Telefonu cebime koyup okula girdim. Doğrudan kantine ilerleyip sabah kahvaltısı niyetine yiyecek bir şeyler aldım. Teneffüs ziline kadar telefonda oyalandım. Fark ettim de hiç bir şekilde vakit geçirecek bir şey bulamıyorum.

Bilge elinde tepsiyle masaya oturdu. Çayını höpürtederek içerken bana bakmasıyla sırıttım. O da gülüp çayı bıraktı.

"Niye geç kaldın?"

"Yürümek istedim biraz yolda indim."

"Anladım." diyerek kafasını salladı.

"Heyecanlı mısın?" diyerek konuyu değiştirdi.

Ne konuda dercesine kaşlarımı kaldırıp ona baktım. "Yarınki yarışma."

Omuz silktim. Heyecanlıyım desem yalan olurdu. Daha çok gergindim. Bilge'yi kaldırabilir duruma gelmiştim fakat yarın bir aksilik çıkar da düşürürüm diye korkuyordum. Hala sabit değildik çünkü. Mesela 5 kere kaldırıyorsam, 2 kere düşüyorduk. Öyle bir olasılığımız vardı.

"Bileklerin iyi mi?" diyerek siyah bandajla sarılı bileklerime baktı. Daha iyiye gidiyordu ama hala fazla yük bindirdiğim için ağrısı vardı. Bu yüzden bandajları çıkarmıyordum.

"İyi, iyi. Bugün okuldan sonra çalışalım. Mükemmel olmasa da olasılığı biraz düşürürüz belki."

"Kendine bu kadar yüklenme. Kaybetsek de sorun değil." dedi Bilge gözlerimin içine bakarak. Şaşırdım çünkü bir ay öncesinde bu kız dans yarışmasını birinci önceliğinde tutuyordu.

"Referans mektubunu istediğini sanıyordum."

"Hala istiyorum. Fakat sana herhangi bir zarar verecekse ihtiyacım yok. Sonuçta sen bana lazımsın."

Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzünü süzdüm. Tamamen ciddi görünüyordu. Pekala ne için olduğunu bilsem de önemsemedim, beni en sevdiği şeyin önüne koyması bir miktar gururumu okşamıştı. Ben olmasam tekrar Devran'a dönecek olması gerçeğini o sırada göz ardı ettim.

"Sorun olmayacak en kötü düşersek o anda bir doğaçlama yapmaya çalışırız. Düşmeyi de dansın bir parçası gibi göstererek."

Dediklerime kafasını sallayıp simidinin son parçasını zille beraber yuttu. Ayağa kalktığında peşinden kalktım.

Sınıfa kadar sessizce yürüdük. Bilge arada sırada bana baksa da bakışlarına anlam veremiyordum. Sıramıza oturduğumuz anda kafamı sıraya koydum. Hiç ders dinleyecek enerjim yoktu. Bilge bana bakıp gözlerini devirdikten sonra çıkardığı test kitabından soru çözmeye başladı.

Öğle arasında yemekten sonra diğerlerinin yanına geçtik. Fark ettim ki Bilge'yle çok fazla vakit geçirmeye başlamıştık. Birbirimizi anlamaya başlamıştık. Mesela otururken, "Bilge şeyi uzatsana." dediğimde istediğim şeyin kola olduğunu anlayıp elindeki kolayı uzatmıştı.

Bilge'nin yancıları yani arkadaşları sanki özellikle bizden uzak duruyor gibilerdi. Devran'la beraberken Bilge'nin götünden ayrılmayan kızlar Bilge benimle sevgili olduğunu söylediğinden beri uzak durmaya çalışıyorlardı. En azından biz hep beraber otururken, yani Bahtiyar, Ceylin ve arkadaşları falan varken yanımıza gelmiyorlardı. Onun dışında ben yanında değilsem teneffüslerde falan Bilge'yle görüşüyorlardı.

Dertlerinin ben olduğumu anlamam kısa sürmüştü. Bütün kanıtlar beni gösteriyordu. Anlaşılan Devran'la ayrılıp benimle sevgili olduğu için Bilge'ye tavırlıydılar. Sebebini soramıyordum. Belki de hiç onlara bahsetmediği için kızgındılar. Bilemiyorum. Yoksa benden nefret etmeleri için bir sebep göremiyorum. Cillop gibi kızım aman çocuğum.

Elimdeki kolayı yudumlarken Bahtiyar ve Asya'yı izledim. Galiba flört gibi bir şeylerdi emin değilim. Asya'nın Ceylin'e olan kısacık bakışlarını yakaladığımda ise içtiğim kolayı püskürttüm.

"Ne yapıyorsun amk?" diyen Bahtiyar söylenerek ayağa kalktı. En çok kola ona gelmişti.

"Of Deniz." dedi Ceylin. "Durup dururken ne oldu?"

"Aklıma bir şey geldi de." diyerek geçiştirdim. Yok ya ben yanlış anladım. Kesinlikle yanlış anladım. Yalnız bu Asya Ceylin'e yakınlaşmak için Bahtiyar'ı kullanıyorsa ebesini bellerdim onun.

Bahtiyar'ın ağzını aramayı aklımın bir köşesine yazdım.

Sonra bir süre Asya'ya üzüldüm. Ceylin'cim hetero çünkü. Olmasaydı ben çoktan kapardım.

Dağıldık ama aklımda hala Asya'nın bakışları vardı. Ben biliyorum o bakışları bana platonik olanlar da öyle bakıyordu, ordan tecrübeliyim. Yalnız Bilge bana hiç öyle bakmadı lan. Aklıma gelen gerçekle istemsizce moralim bozulmuştu. Niye bakmıyor diye oturup ağlayacak duruma geldiğimde kendimi sakinleştirdim. Zaten bunu istemiyor muydun mal diyerek iç sesim beni kendime getirdi.

Dans stüdyosuna giderken kolumdan çekildi. Tabi ki korkmuştum birden çekilince. İki tane çocuk beni tutmuş sınıfın birine sokmuştu. Devran karşımda sırıtıyordu. Hiç yalnız gelme zaten amına koduğumun çocuğu böyle kalabalık sıkıştırın tamam mı? 

İddia (GirlxGirl)Where stories live. Discover now