Gecenin bi körü bölüm atan yazarı bence bi yoruma boğarsınız öyle hissediyorum...
BAYRAMINIZ KUTLU OLSUNNN!!
<<<<<<
Eve döndüğümde Bilge ve Ceylin'i sohbet ederken bulmuştum. İyi anlaşmalarına nedensizce sevinmiştim. Üstümü değiştirip yanlarına oturdum.
"Allah senin belanı vermesin iki dakika boş bırakmaya gelmiyorsun be." Ceylin bunları söyledikten sonra ayağa kalkmıştı. Üstüme alında mıydım? Sanki bana gibiydi.
Elinde ilk yardım çantasıyla odaya girdiğinde bana olduğuna emin oldum.
"Patini uzat." dedi ellerime bakarak.
"Hav." diyerek elimi uzattığımda güldü. Üstündeki sıyrıkları temizleyip krem sürdü. Yakmıştı be. Biraz üfleyerek biraz sallayarak acısını geçirmeye çalıştım.
"Ceyliiin." dedim yavru köpek bakışı atarak. Az önce köpek olduğumu anlamıştık, bu konuda tartışmaya gerek olduğunu sanmıyorum.
"Ne istiyorsun?"
"Bana mantar kremalı tavuk yapsana."
Açık ara en sevdiğim yemekti, sebepsiz. Ve Ceylin'in yaptığı tadı hiçbir restoranda bulamıyordum. Hazır bana acıyorken biraz duygu sömürüsü yapayım.
"Evde malzeme var mı bakayım." diyerek mutfağa doğru ilerledi.
"Var tabi ki hiçbiri eksik değil." diye arkasından bağırdım.
"Ceylin'le iletişiminizin daha sağlıklı olduğunu görüntülüyorum." dedi Bilge. Koltuğun arkasına dirseğine koymuş, başını eline yaslamış gülümseyerek bizi izliyordu.
"Öyledir."
"Başka yemek istediğin bir şey var mı? Ceylin'e yardım edeyim." Ayağa kalktı.
"Elinden zehir olsa yerim hiç problem değil." diyerek sırıttığımda,
"Aptal." diyerek gülüp Ceylin'in yanına ilerledi. Üstün yemek becerilerimi bende gösterirdim ama yaralı bir ceylandım şu an.
Bahtiyar da geldiğinde sonunda yemek yiyebilmiştik. Bilge'nin beni bu kadar iştahlı gördüğü ilk seferdi sanırım. O yüzden şaşkınlıkla beni izlemişti.
"Bilge Ceylin'in kaldığı odada kalır, Ceylin de benimle." Geç saate kadar bir şeyler izlemiştik. Şimdi ise yataklara dağılıyorduk.
Ceylin'le uyumayı özlemiştim zaten. O saçlarımı okşarken kısa sürede uykuya dalmıştım.
**
"İyi olacak." dedim yanımda gergin bir şekilde bacaklarını sallayan Bilge'ye.
"Çıkmasak mı Deniz? Sen iyisin değil mi?"
"İyiyim Bilge. Çıkacağız ve kazanacağız."
Güven verici sözlerimden sonra biraz rahatlama belirtisi gösterdi. En azından bacaklarını sallamayı bıraktı bu da bir gelişme. İlk olarak grup yarışmaları sonrasında da çiftler vardı.
Daha da ileri giderek sakinleşmesi için Bilge'nin elini tuttum.
"Hem sen değil miydin öncesinde kaybetsek de olur diyen. Şimdi niye böyle gerginsin?"
"Heyecanlandım sadece."
"Akışına bırak. Ya da vazgeçtim akışına değil bana bırak kendini." diyerek sırıttım. Biraz da yürüyelim. Çok az, ucundan. Yürüme yeteneklerimi kaybedeceğimden korkuyorum.
Gülümsüyor mu o? Mesela tutsam yanaklarından ısırsam, ne yapabilirsin ki? İçimdeki güdüye engel olamadım ve yanaklarını avuçladım. Ne yaptığımın farkına varınca anında geri çektim ama Bilge biraz şaşkın ve kızarmış yanaklarla bakışlarını kaçırınca şaşkınlıkla ona baktım. Bu kız lezbiyendi, üstelik beni de gay olarak biliyordu. Yani bana karşı bir şey hissetmesi imkansızdı değil mi?
Kız olduğumu anladı mı acaba? Anlayamaz ki hiç çaktırmadım. Göğsüme yattığında hormonlarıma engel olamamıştım ve meme uçlarım dikleşmişti. Acaba onu mu hissetti? Sanmıyorum.
Ben de bakışlarımı kaçırmaya başladım. Hafif bir gerginlik oluştuğuna kendime küfrettim. Tam da gergin ortamı dağıtmayı başarmışken yenisini oluşturmuştum.
Bizim takımın isminin anonsundan sonra ayağa kalktım. Yüzümü makyajla kapatmayı başarmıştık. Gerisini de tarz olsun diye yutturmayı düşünüyorduk.
Grup dansınını kazasız belasız idare ettikten sonra Bilge'yle sıramızı beklemeye başladık. Gergin hava dağılmış gibiydi. Terden dolayı makyajın aktığını hissedebiliyordum. Yenilemem gerekiyordu ama erkekler tuvaletinde yapamazdım. Ceylin'i kulise çağırıp ona yaptıracaktım.
Bilge bir sıkıntım olduğunu hissetmiş gibi bana baktı.
"Ne oldu?" diye sordu arkasından.
"Makyajı silip tekrar yapmam lazım. Terden mahvoldu. Ceylin'i çağıracaktım."
"Ben yapabilirim." dediğinde yüzüne baktım. Eh, canıma minnetti.
Çantasından makyaj malzemeleri alıp yanıma geldi. Önce dikkatlice yüzümdeki dağılmış makyajı temizledi, sonra yenisini yapmaya başladı. Sakın titreme Deniz. Kızın biri sana dokundu diye titrediğin nerede görülmüş senin. Sikerim seni sakın titreme. Eli yanağıma değince titredim.
Pu amk kendimin.
Sorun değildi ama keşke fark etmeseydi. Dudağının kenarı hafifçe yukarı kaydı. Yüzü çok yakındı ve yarım bir gülümsemesi vardı. Öpme sakın. Deniz bu sefer harbi sikerim seni.
Dudaklarımı dişleyerek kendime engel olmaya çalıştım. Bilge'nin gözleri dudaklarımı buldu. Yalnız bakışları hiç normal değil bunun he. Öpsene beni bir, bir şey deneyeceğim.
Bitirdiğinde derin bir nefes alıp uzaklaştı. Kalabilirdik öyle, benlik bir sıkıntı yoktu. Bilge eski yerine değil de iki metre uzağıma oturmuştu. Arada birbirimize kaçamak bakışlar atıyorduk.
Sıramız gelene kadar sessizce kuliste oturduk. Diğerleri izlemek için seyirci kalabalığına karışmıştı. Sahneye çıkmadan önce güç vermek istercesine Bilge'nin elini tuttum.
Sahneye çıkıp pozisyon aldık. Artık ritimlerini dahi ezberlediğimiz şarkı çalarken dans etmeye başladık. En çok kortuğum yer gelmişti. Bilge'yi kaldırmam gerekiyordu. İçimden bir 'Ya Hak!' çekip belinden tuttum. Yemin ediyorum bir ayda kas yapmıştım sırf Bilge'yi kaldırabilmek için.
İndirirken küçük bir sorun yaşamıştık ama toparlamıştık. Dönme kısmında Bilge sarıldığı o küçücük bir saniyede boynumu öpmüştü. Dans yüzünden şoka uğramaya bile vaktim yoktu. Hareketlerim duraksamadı ama beynim sanki başka yerdeydi.
Ama ben sana bunun hesabını sorarım.
YOU ARE READING
İddia (GirlxGirl)
Short Story"Bahse varım bizim okulda erkek gibi davransa hiç anlaşılmadan 1 sene geçirebilir. 100 lirasına girerim." "100 lira mı? Yaparım ama onun için uğraşmam. Biraz ucuz değil mi sence de?" "Peki ya 100.000 lira?" "Deniz yapabilirim diyor ama birileri kes...