~Alvin'in Anlatımıyla
Aslında hiç uyumamıştım ki. Uyuyamazdım. Britney'in tekrardan kaçırılabileceği hissi içimi yiyor, hatta bitiriyordu. Sadece gözlerimi dinlendirmiştim çünkü yaklaşık bir aydır günlük iki saat anca uyuyordum ve bu beni gerçekten çok ama çok yormuştu. Uyku düzenim bozulmuştu. Yedi senedir hayatımda uyku düzeni yoktu. Lügat'ımda uyku düzeni yoktu. Yorgundum, bitkindim, üstüne üstelik tükenmiştim. Uyumak, sonsuza kadar uyumak istiyordum. Uyku düzenim altüst olmuştu.
Britney ile vakit geçirirken, aklıma eski Britney geliyordu. Britney değişmemişti. Onu değiştirmişlerdi. O istemezdi. Yani istemezdi herhalde. Niyeydi ki ? Niye benim acı çekmemi istiyorlardı ? Ben onlara ne yapmış olabilirdim ki ? En fazla ne yapmışımdır yani ? Hiçbir şey yapmadım. Yapmak da istemem. İnsanlar acı çekince zevk almıyorum. Zevk aldığımı sanıyorlar.Çünkü ben hep acı içindeyim ve bu beni üzüyor. Üzüldüğüm için acı çektiririm sanıyorlar. Ama yanılıyorlar...Kyle neden yada nasıl böyle bir şey yapardı ? O yaşında nasıl yapabilirdi ki ? Düşünmek istemiyordum, düşündükçe kötü oluyordum. Daha doğrusu berbat! Berbat hissediyordum! Tam karşılığı buydu. Vücudum iflas etmişti ve berbat bir haldeydim. Çökmüştüm. Annemin gözü önünde her geçen gün çökmüştüm...
Britney uyumalıydı. İnsanların uyku düzeni bozuksa, mutlaka ama mutlaka bir nedeni vardır diye düşünüyorum. Düşünmek. Genelde düşünmektir uyuyamamalarının sebebi. Onun uyku düzeni bozulmamalıydı. İzin vermemeliydim. Onun bozulmasına izin vermemeliydim. Çok düşünmek her şekilde insana zarar veriyordu. İyi insanların hep kaybettiği sözüne kesinlikle katılmıyorum. Ben galiba iyi bir insan değilim ve kaybettim. Kaybettim. Batağa battım. Çoğu kaybeden kişiden önce batağa battım. 12 yaşımdayken batağa battım. Kimse kurtaramadı. Kimse çekip alamadı beni. Almaya çalışanlar oldu. Annem vardı. Ama olmadı işte. Onları bu çöplüğe batırmamak için istemedim kurtarılmayı. Etrafımdaki herkese acı getirmekten yorulmuştum. O geceyi hatırlıyorum. Adım gibi hem de. İlkokula başladığım günü nasıl hatırlıyorsam, onu da öyle hatırlıyordum.
Hatırlamak... Güzel bir eylem miydi ? Yoksa tamamen saçma sapan bir eylem miydi ? İnsandan insana değişeceğini tahmin ediyorum. Bazı şeyleri hatırlamasak daha iyi olacağından eminim ama. Bazı anlar... Bazı anlar hatırlanmamalı. Ama bazı anlar var ki; onları adın gibi hatırlamak istersin. Kimine göre o anlar yaşama sebebin olur, kimine göre ise ölüm sebebi. Ölümü delicesine istiyordum. Delicesinenin de ötesindeydi belki de. Ne ümit, ne de umut kalmıştı. Belli bir yerden sonra insanın acıyı hissetmemesi doğru değildi. Sadece alışıyordun. Hepimiz alıştık. İnsanlar alışır. Herşeye alışırız. Yeni bir eve, yeni bir okula, yeni bir arkadaşa, hatta yeni bir hayata... Bekleyin, alışacaksınız.
Saat artık sekiz civarı olmuştu. Britney hala uyuyordu. Gerçi uyusundu. Uyumak güzeldi. Düşünmediğin herşey güzeldi. Uyurken, baygınken, ölüyken. Ama yürüyen ölü olmak farklıydı. O zaman düşünebiliyordun. Çünkü sadece fiziksel olarak hayatta olmak bile düşünmene yetiyordu. Saatlerdir düşünen de ben değil miydim ? Bendim. İnsanların hep tedavisi oldum. Ama kendimi tedavi edemedim. Terzi kendini dikemezdi. Her zaman birilerini tedavi ederken, kendi yaramı daha derinden acıtıyordum. İnsanlar mutlu oluyordu. Yeterdi galiba. Evet, evet yeterdi. Nasıl olaa ben alışmıştım değil mi ? Güçlü olmak zorundaydın bu dünyada. Güçlü olmazsan ezerlerdi. Ezilmek güzel değildi, hatta berbattı. O günden sonra kendimi asla ezdirmedim. O gün bana hayatımın dersi olmuştu. Şimdi ben farklıydım. Eski ben değildim. Artık ben bir kahramandım. Sevdiğim insanları ezdirmezdim. Ama Britney'in hatırlamaması içten içe öldürüyordu beni. Artık kalbim acıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
03.00 AM
Mystery / ThrillerHayatımın dönüm noktası: "03.00 AM" "Yaşadıklarını hatırlamayan bir Britney, karşısında ise hatırlaması için çabalayan Alvin. Birbirlerinden hiç ayrı kalamayan iki insanı kendi çıkarı için ayrı bırakan bir insan. 03.00 AM'de bir araya gelirlerse ne...