pt.16

13 5 0
                                    

"O benim aslında katilim Britney..."

"Ne ?" dedi. Şaka yaptığımı sanıyor olmalıydı.

"Zamanı gelince hepsini anlatacağım, söz veriyorum."

"Bir katilden bahsediyoruz Alvin ? Saklayacak mıyız ? Hem nasıl katilin oluyor anlamadım. Sen yaşıyorsun. Sen yanımdasın. Sen yanımda olan tek kişisin. Sen buradasın. Benimlesin." dedi anlayamamıştı.

"Buradayım. Seninleyim. Ama saklamak zorundayız. Bir süre daha dayanabilirsin. Bunu söylemek zorunda kaldım. Lütfen kimseye söyleme Britney, olur mu ? Çok önemli benim için. Aynı olayları bir daha yaşamak istemiyorum."

"Bu olayın peşini bırakmayacağım ama!" dedi.

"Tamam!"

"Aynı olayları derken neyi kastettin Alvin ?" dedi. Olayların hiçbirini anlamıyordu.

"Sonra anlatacağım! Söz!"

"Bana güveniyor musun Britney ?"

"Evet." dedi, emin sesiyle.

"Neden peki ? Neden güveniyorsun bana ? Ben yabancı biri değil miyim Britney ? Neden bana güvendin ?"

"Bilmiyorum..." dedi. Sesi titriyordu. Burada bir yabancıyla yalnızdı aslında. O beni tanımıyordu sonuçta değil mi ?

"Sana güvenmeli miyim ?" dedi gözlerimin en derinine bakarak.

"Bilmem."

''Sen gerçekten de yabancısın, Alvin. Bir yabancısın sen.'' dedi. Eline verdiğim kalbimi binlerce parçaya ayırmıştı.

"Şehrin içindeki onca insanın, binlerce insanın arasında tek ben yabancıydım değil mi ?Onun için yabancıydım ben. Yabancı..."

|~Britney'in Bakış Açısı~|

Gerçekten.... Ben neden güvenmiştim bir yabancıya ? Ben Alvin'e neden güvenmiştim ? Ben hangi akılla bir yabancıyla şehirden uzakta yalnız kalıyordum ? Belki de sormamız gereken soru Alvin'in yabancı olup olmadığıydı. Filmlerde olduğu gibi kayıp abim falan çıkarsa şaşırmazdım. Bunca zamandır beni korumuştu. Beni kurtarmıştı. Ben de ona güvenmiştim haklı olarak. Birşey yapacak olsaydı, yapardı herhalde. Ona güveniyordum. İstesem de istemesem de güveniyordum. Kalbim güveniyordu. Kalbim inanıyordu. Aklım inanmasa bile, kalbim vardı. Ben de kalbime güvenmiştim. Alvin bana güven veriyordu. Kalbim de bunu fazlasıyla hissetmişti. Nedenini bilmiyordum.

"Ben tuvalete gidiyorum Britney. Şurada hemen. Sen de ihtiyacın olursa gidersin sonra." dedi.

"Tamam!"

Telefonum titredi. Ama tek titremeydi bu.

Özel Numara

Tekrar ediyorum, Alvin'e pek güvenme bence. Yıllar önce sana en büyük kötülüğü yapmış olabilir değil mi ? İçinde zaten bir kuşku yok muydu ? Bunu söyleyen biri daha var işte. Sadece iç sesin değil! Alvin'i önceden beri tanıyorum. Bana yaptığı kötülüklerin haddi hesabı yok Britney. Canımı çok yaktı. Aynısını sana yapmasını istemem. Kendine dikkat et!

Siz

Onu bu kadar çok tanıyorsan, neden karşıma çıkmıyorsun aptal! Neden beni korumuyorsun ? O beni kurtardı. Senin yaptığın tek yararlı şey, hatta yararlı bile değil, Alvin'i kötülemek. Bir daha bana mesaj atma!

Özel Numara

Kendine dikkat et Britney! Orada seni koruyamam.

Hayır hayır. O kötü olamazdı. Beni kaç defa kurtarmıştı ? Çok defa kurtarmıştı. Beni korumuştu. Beni koruyan tek kişi oydu. Ona da güvenimi kaybedemezdim. Ama... O yabancıydı. Değil miydi ? Ona gerçekten neden güvenmiştim. Lanet olsun! Güvenmemeliydim. Kesinlikle güvenmemeliydim. Saçma sapan bir özel numara beni düşünmeseydi, neden korumak istesindi ki ? Nasıl hissetmeliydim ? Burada kalmasam belki de yaşıyor olmayacaktım. Alvin değil miydi beni kurtaran ? Kurtardıktan sonra ne yapacaktı bana ?

"Britney ?" dedi şaşırmış gibiydi.

"E-efendim ?"

"Deminden beri tuvaletin kapısına korku dolu gözlerle bakıyorsun. Bana güvenme konusunda bilmem'i şaka anlamında söylemiştim. Ondan mı korktun ? Özür dilerim. Y-yani ben korkutmak istememiştim. Gerçekten. Özür dilerim. E-eğer gitmek istersen, eve götürürüm." dedi.

O kadar mı kötü bakmıştım ya ? Yok herhalde yanlış görmüştür. Ona güvenimi kayıp mı etmiştim yoksa ? Burada daha ne kadar kalacaktık ?

"Ne zamana kadar buradayız Alvin ? Eğer çok değilse kalırım burada."

İçimde ona karşı hala bir şeyler vardı galiba. Yani bilmiyorum, Adel tanıyor olabilir miydi ? Eğer tanıyorsa ve kötü biriyse beni onla yalnız bırakmazdı değil mi ? Yok. Bırakmazdı. Emin değildim ama Adel beni ne kadar uzun süredir tanıyordu. Yani biz onla 'bebeklik' arkadaşıydık. Çocukluk değil. Bebeklik. Beni seviyordu. Galiba. Beni ateşe atmazdı. Ama...

"İstersen git. Seni zorla tutan yok!" dedi. Bozulmuş gibiydi. Şüpheli davranıyordu. Ben ona iyilikle yaklaşırken, durup dururken bana neden kızmıştı ? Ben ona bir şey yapmamıştım. Beni kırmıştı. Kabaydı. Tüm erkekler gibi kabaydı. Zaten en ufak şeye kırılıyordum. Gitmeyecektim. Beni korumasına da ihtiyacım yoktu. Öleceksem ölürdüm. Kaçacaktım. Gitmeyeceğim deyip kaçacaktım. Sonuçta o yabancıydı. Ona güven olmazdı. Birdenbire hayatıma girmişti ve onu tanımıyordum. Onla kalamazdım. Gerçi ondan başka koruyacak biri de yoktu beni ama, o da bir yabancıydı sonuçta.

|~Alvin'in Bakış Açısı~|

Aptal. Etrafındaki herkesi üzüyorsun. Sana yaklaşan herkesi yakıyorsun. Yanan bir ahşap ev gibisin. Yanarken çabucak yanmanın üstüne bir de kolay yanıyorsun. Tek farkın etrafındakileri de yakman. Yaklaşamıyorlar sana. Kendine kızmalısın. Zaten hatırlamıyordu. İyice batırdın. Oldu mu şimdi ? Benden nefret edecek. Hayır. Benden korkuyor. Yaklaşmaktan korkuyor. Onu yakmamdan korkuyor. Haklı değil mi ? Haklı. Onu yakmamalıyım. Benden uzak durmalı. Eskisi gibi. Acı çeken ben olurum ama onun olmasına izin vermem. Onun için kırmızı ateşte yanmaya hazırdım, ben zaten kırmızı ateşte yanıyorum...*

"Britney, ben sana bişey diyemedim. Yani sadece bir gün dinlenebilirdin. Her gece saat üçte..."

"Evet ?" dedi.

"Onun..."

"Hadi artık!" dedi. Gözleri çok sabırsızdı.

"Olağanüstü bir gücü var..."

"Ne ?" dedi. Artık tüm bu olaylar onu aşıyordu. Olayın tamamını bilmiyordu ki. Anlayamazdı.

"Gece saat üçte, uyanıyor..."





*: Şarkının adı Bonsai - Oha.




                                                                                                                                                          808 Kelime

03.00 AMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin