32.Bölüm

32 2 5
                                        

-Ne zaman gideceksiniz ?
-Yarın gideceğiz İpek kızım.
Diyen bitter amca bey ile sıkıntıyla ofladım. Acil alışverişe gitmem gerekiyordu! Kaç gün kalacaksınız demek istiyordum ama süreyi azaltma veya vazgeçirme korkusu yüzünden soramıyordum. Sonuçta ev bana kalmıştı. Vazgeçirecek bir şey yapmak benim için  söz konusu bile değildi.
-İpek'le dolaşsanıza oğlum diyen teyzeciğimle hemen konuşmaya başladım.
-Benim biryere gitmem gerekiyor. Başka zaman gösterir.
-Hayırdır kızım nereye gitmen gerekiyor diyen annem sağ olsun her zamanki gibi yanımdaydı. Evde yemeğim yok markete gitmem lazım diyemeyeceğim için bir bahane aramaya başladım.
-Benim Cansu'yu aramam gerekiyor anne.
-Niye kızım?
Of anne bir kere de meraklı olmasan ne olurdu.
-Çok mutsuzmuş dertleşmek istedi. Bana ihtiyacı varmış.
-Dışarda konuşup gelirsin kızım.
-Özelmiş annecim ve çok uzunmuş anlatacakları o yüzden ben eve gitsem daha iyi olacak.
Bana tuhaf tuhaf bakan aile ve  aile dışı kişilere son kez bakıp sağlıcakla kalın dedim. Masadan kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Evden çıktığımda telefonumu cebime koydum. Marketi görmemle yüzümde gülücükler açmıştı bile. İçeri girdiğimde burnuma dolan mis gibi tatlı yemeklerle gülümsedim köşeden aldığım arabayı önüme doğru çektim. Sevdiğim çikolataları arabaya doğru atmamla gözüm cipslere takıldı. Birazcık cipsten bir şey olmazdı dimi? İki üç tane de cips aldıktan sonra çekirdek de aldım. Biricik aşkım benim. Süt ürünlerinin olduğu yerden de  iki tane danino çilekli süt ve milkshake aldım. Kasaya gelmemle karşımda bulutu görmem bir oldu. Bu taş vücut niye buradaydı ve abur cuburlarımı dikizliyordu? Kendisine vereceğimi sanıyorsa avucunu yalardı çünkü. En iyisi o yokmuş gibi davranmaktı sanırım. Bunu yaptığımı fark ettiğinde dışarı çıktı. Aldıklarımı kasaya koymamla görevli kız okutmaya başladı. Diğer tarafa geçip poşetlemeye başlarken kızda okutmayı bitirdi. Kılıfımın içinden çıkardığım parayla kız konuştu.
-Ücretiniz ödendi.
-Henüz vermedim.
-Beyefendi sizin yerinize ödedi. Yine bekleriz.
Garip bakışlarım ve güzel abur cuburlarım eşliğinde dışarı çıktım .
-Arkadaşının moralini düzeltebildin mi bari?
-Düzelttim tabi.
Yalan. Henüz Cansu'yu yalanımla ilgili bilgilendirmemiştim.
-Bu gereksiz şeyleri alarak mı düzelttin ?
-Sensin gereksiz.
Tövbe et niyet be . Yemeğe, yemeğime gereksiz dedi sonuçta.
-Hem sen neden benim hesabımı ödüyorsun. Aldıklarımı paylaşmam ben.
İçimden işime gelmediği sürece diye de  ekledim.
-Sen arkadaşın yardımına ihtiyaç duyduğu için dışarı çıkarken bende senin benim yardımıma ihtiyaç duyacağın için çıktım.
Ne diyordu bu ya? Benim edebiyatım güzel bir yüzü görmemişti anlama kıtlığım vardı açtım susuzdum           abartma istersen diyen iç sese hak vermedim tabiki.
-Yardıma ihtiyacım yok.
Yalan söylemekten çarpılacaktım vallahi. Şu an bile bileklerim ağrımaya başlamış karnım gurulduyordu. Gerçi yürümek de istemiyordum.
-Peki sen bilirsin lazım olursa diye motorla gelmiştim oysaki.
Motor mu?
-Ama çok ısrar ettin geleyim bari.
Onun oturmasıyla bende arkasına oturdum. Eve gelmemizle inip eve doğru yürümeye başladım . Arkamdan geldiğini hissetmemle ona dönüp dur işareti yaptım.
-Sen gelemezsin.
-Nedenmiş o?
-Çünkü ben iki kişi kalınca grip oluyorum.
Neyin kafasıydı bu?
Gülümsediğini görünce başka yere bakmaya başladım. Gece rüyama girebilirdi.
-Yarın da iki kişi kalacağız bücür. Ama merak etme ben sana bakarım.
Sensin bücür demek isterdim ama çok yalan demiştim çarpılmak istemiyordum. Sustum anahtarı çıkarıp eve girerken o da dönüp kendi evine gitmeye başladı . Hayır tabiki o giderken kıçını kesmedim. Gelen rüzgarla birlikte kapı suratıma çarparak kapandı. Kıymetli popocuğumun üstüne yere kapaklanmamla birlikte ofladım.

Erkek Fatma Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin