Sabah yüzümdeki ince şeylerle uyandığımda kendimi yorgun hissediyordum. Belki de bu yorgunluğumun nedeni beni sahiplenircesine sarmış olan İpek bücürü yüzündendi. Onu nazikçe yana yatırdıktan sonra yüzünü saklayan saçlarına baktım gece saçlarına şekil vermiş olmalıydı çünkü dalgalı saçları garip gelmişti. Çadırdan çıkıp yürümeye başladığımda karşımda gördüğüm kişiyle acaba ben hala uyuyor muyum diye düşündüm . Çünkü karşımda bücür haliyle İpek duruyordu.
-Neden maymunun arkasını görmüş gibi bakıyorsun ?
-Ne?
-Neyin var?
-Sen benim çadırımda değil misin?
-Evet şuanda senin çadırında oturmuş keyif yapıyorum. Sen gerçekten iyi misin ? Kafanı biryere mi vurdun?
Cevap vermeyip yüzüne baktığımda sanki yanlış birşey söylemiş gibi bana baktı.Yanımdan geçmeye çalışırken kolundan tutup durdurmamla hüzün ve öfke birikmiş gözleriyle bana baktı.
- Sen burdaysan çadırdaki kız kim?
-Ne bileyim ben kim olduğunu? Onu sen getirdin.
-Evet sen
-Nasıl?
-Uyuyordum sonra sen dışarı çıktın geri geldiğinde de bu kız vardı işte.
İçimden demek rüya değilmiş diye düşünmeye başladığımda kolunu kurtarmaya çalıştığını gördüm.
- Sen nerede yattın peki?
-Arkadaşımda kaldım şimdi izin verirsen eşyalarımı alacağım.
Cevap vermedim, onu durdurmadım, öylece kalakaldım. İçimden bir ses duygularını incittiğimi söylüyordu ama hormonlarım daha ağır gelmişti. O çadırdan eşyalarını alırken sadece bekledim sonra da yanımdan geçip gitti hızlıca. Aklımdan geçen düşünceleri bir kenara savurdum ve çadıra girdim. İçinde gördüğüm kız çok güzeldi.
- Neden benim çadırımdasın
-Dün beni o halde görünce seni bayıltmak zorunda kaldım. Sanırım fazla sert vurdum. Sonra da seni buraya kadar taşıdım ve yanına uzandım uyuyakalmışım.
Birşey diyemiyordum. Dün gece gerçekti. Suda gördüğüm o güzel melek şimdi önümde ve gerçekti. Ama neden huzursuzdum ?
- Hadi gel dışarı çıkalım
Kafamı salladım ve çıktım. Aklımın her yeri onun güzelliğiyle dolmuştu çoktan. Geride bıraktığım üzüntülerden haberim olmadı tabi .
