Ablam. O gelmişti. Hemen gözlerindeki bez parçasının açtım ve odaya göz gezdirdim. İşte orada tam karşımda duruyordu. Koşarak ona sarıldım. Onu gerçekten çok özlemiştim.
"Abla çok güzel bi sürpriz bu."
"Evet öyle."
"Abla seni çok özlemişim."
"Bende seni çok özlemişim."
Ablamdan ayrılıp anneme döndüm. Dolu gözleri ile buraya bakıyordu. Gidip ona da sarıldım.
Anneme de sarıldıktan sonra boş bir koltuğa oturdum. Fatih hemen yanıma oturdu ve ellerimizi birbirine kenetlendi. Annem ve ablam mutfağa gittiler. Ben de Fatih'in eline kentli olan elime bakıyordum.
"Ceylan mutfağa gelir misin?"
"Ya bari doğumgünümde rahat bırakın beni ya. Geldiiiiim."
Babam ve Fatih'in kahkahalarını umursamadan mutfağa yöneldim. Mutfağa girdiğimde ablam direk bana döndü ve yanağımdan kocaman sulu bir şekilde öptü.
"Ya ablaaaaa ben kimsenin beni öpmesinden hoşlanmıyorum unuttun mu?"
"Unutmadım ama sadece merak ettim."
"Neyi?"
"Hiç ya sen geç içeri biz de geliyoruz."
"Abla-"
"İçeri geç Ceyla."
"Ne için çağırdınız bari onu söyleyin."
"Ceyla içeri!"
Bişey demeden içeri geçtim. Gerçekten çok merak etmiştim. Acaba ne diyecekti de söylemekten vazgeçti?
Annem içeri elinde pasta ile girdi. Ama ablam yoktu.
"Anne ablam nerede?"
Beni duymadı mı acaba neden cevap vermiyor?
"Anne?"
"Ceyla hadi pastanın başına geç."
Annem neden böyle yapıyordu? Bu beni hem kırdı hem de üzdü. Ama bişey belli etmeden pastanın başına geçtim. Tam mumlar üfleyecekken annem beni durdurdu.
"Önce dilek tut."
Gözlerimi kapattım ve dilek tuttum.
'Eğer benden bişey gizliyorsanız sevgili aile dostlarım, bunu bana hemen söyleyin.'
Dilek tuttuktan sonra pastamı kestim. Herkes çok mutluydu. Ama ben hala benden ne gizlediklerini düşünüyordum. Artık bir şekilde öğrenmem gerekiyordu.
"Herkes bir dakika bana bakabilir mi?"
Herkes sustu ve bana döndü.
"Evet kızım söyle dinliyoruz"
"Siz benden bişey saklıyorsunuz ve bu beni üzüyor. Ne sakladığınızı öğrenebilir miyim?"
Kimseden cevap gelmeyince anneme baktım. Gözlerinde bir endişe vardı. Sonra ablama baktım. Gözleri korktuğunu belli ediyordu. Sonra babama baktım. Yüzü solmuştu. En son Fatih'e baktım. Pişmanlık içeren bir surat ifadesi vardı.
"Artık cevap vermeyecek misiniz?"
Kimseden ses gelmedi.
"Tamam ben gidiyorum size iyi eğlenceler. Eğer konuşmaya karar verirseniz odamda olucam. Ama kapım kilitli olucak. Onun için odama bodoslama giremeyeceksiniz. İyi günler..."
Hızla odama çıktım ve kapıyı kilitledim. Yatağıma oturup düşünmeye başladım.
Acaba ne olabilir? Ney gizliyorsunuz benden?
Yeniden selam.
Bu bölüm içime pek simdi. Çünkü biraz önce yaşadığım bir kırgınlık satırlarıma yansıdı.
Peki sizce Ceyla'dan ne saklıyorlar?
Sizleri kocaman öpüyorum. Kendinize iyi bakın. Ha bu arada bu bölümü bir 'kankama' ithaf ediyorum. O kendini biliyor...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim (Ceyla'nın öküzü)
Genç Kız EdebiyatıNe yani öküz olduğunu kabul mü ediyorsun? Evet öküzüm. Ama senin öküzünüm. Ne bu? Odunum ama sadece sana yanıyorum gibi bişey mi? Aynen öyle güzelim.