İyi Okumalar...
Berk...
Gözlerimi bilgisayarın ekranına kilitlemiş bir çıkış yolu arıyordum. Mert yayınevinin bütün kaynaklarını sonuna kadar tüketmişti. Bana kalsa yayınevini kapatmak akıllıca olurdu. Ama, dostuma çeviremezdim ona gerçekten yardımcı olmak istiyordum. Tülin hanımla az önce konuştuğumuz pürüzlerin üzerinden geçiyordum. Meri, Tülin hanımdan pek hoşlanmamış gibiydi. Tülin hanım onu ürkütüyordu. Doğrusu, Tülin hanım iş konusunda ürkütücü biridir. İş konusunda başarıları ve stratejileri gerçekten çok başarılıydı. Meri'yi kasıtlı olarak asistanı olarak seçmişti, bunu çok iyi biliyordum. Başta benim önerimdi ama amacım Meri'ye iş dünyasını öğretmekti. Tülin hanımla çalışmak onun için büyük bir şans ama Meri, bunu istemiyor. Tülin hanımın yüzüne onunla çalışmak istemediğini açıkça ve cesur bir şekilde dile getirmişti. Edebi yorumlamalarına her zaman hayranlık duydum. Edebi yönü Meri'yi diğer herkesten soyutlayıp ilgi çekici hale getiriyordu. Onda en sevdiğim özellik edebi özgünlüğüydü.
Kapını aniden çalınmasıyla bir an dikkatim dağıldı.
_Gelebilirsiniz.
Kapı yavaşça aralanırken Berra'nın attığı birkaç e_postaya cevap yazdım. Bir an ses gelmeyince gelen kişiye baktım. O benim odamdaydı. Gözleriyle dikkatlice etrafı taradı, sanki bir şey arıyor ya da bir şey bulmaya çalışıyor gibiydi, kapıyı biraz daha aralayıp içeri girdi.
_Bir sorun mu var ?
Kaşlarını çatıp bana döndü ve kızgın ses tonlamasıyla ;
_Tabiki var !
_Dinliyorum.
İki elimi çenemin altına yerleştirdim ve onu izledim. Yüz ifadesinden durumdan pek hoşlanmadığı ve kızgın olduğunu anlayabiliyordum.
_Amacın ne , ne yapmaya çalışıyorsun?
Kaşlarım çatıp ona daha dikkatlice baktım. Aslında odama gelmesi beni mutlu etmişti ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum çünkü şuan cidden çok kızgındı.
_Onun asistanı olmak istemiyorum o çok zor!
Diye aynı ses tonlamasıyla konuştu. Meri'nin Tülin hanımdan pek hoşlanmadığı konusunda haklı çıkmıştım. Dosyanın kapağını kapatıp ayağa kalktım ve dosyayı yerine yerleştirdim.
_Beni dinliyor musun ?
Bu hareketim onu daha çok kızdırmıştı ona doğru dönüp ;
_Dinliyorum.
_Beni o kadından kurtaracaksın, başka birini asistanı olarak ayarla.
Sanki onu canavarın kollarına atmışım gibi tepki veriyordu.
_Kadın seni seçti , ne yapabilirim ?
Diye atağa geçtim.
_Hayır sen beni onun önüne yem gibi attın.
Cümlesi abartıdan başka bir şey değildi. Evet bunu kasıtlı olarak yapmıştım bu doğru ama abarttığı gibi değildi. Kaşları iyice çatılmış cevabımı bekliyordu.
_Meri abartıyorsun, tamam Tülin hanım, biraz zordur ama iki hafta içerisinde ona alışırsın.
Yani öyle umuyordum. Hemen diretti. _Alışmak istemiyorum, Mevsim onun asistanı olmak istiyor , onu asistan yap.
Mevsim ? Bir an çıkaramamıştım galiba Meri'nin yanındaki kızdı.
_Meri bunlara tek başıma karar veremem , Tülin hanım benimde patronum.
Ortağım ve istesem müdahale edebilirim ama etmiycektim. Masanın kenarına oturup , Meri'yi süzdüm. Güzel ve tatlıydı bana göre gençti tam üniverste öğrencisi. Heyecanlı , kıpır kıpır ve sevgi doluydu. Daha çok Dubai'deyken öyleydi ama şimdi daha çok yorgun , kırılgan ve üzgündü. Onun kalbini kırmıştım. Meri ona odaklanmış bakışlarımı farkedip kendini birden toparladı.
_Berk lütfen bu duruma bir çözüm bul. Kadın şeytani zevklerin didaktörü gibi. Beğenmiyor, hoşlanmıyor ,sürekli memnuniyetsiz.
Meri gerçekten de ondan kurtulmak istiyordu hatta o kadar çaresizki benim yanıma gelip talep edecek kadar çaresizdi. Bana gelmesi için hep bir sorun olmasımı gerekiyordu, bana gelme sebebinin sadece beni görmek istemiş olmasını isterdim. Lanet olsun onu geri istiyorum! Meri'nin ,Tülin hanım hakkında kurduğu cümle beni gülümsetmişti , edebi yorumlamaları konuyu can sıkıcılıktan çıkarıp eğlenceli hale getiriyordu. Gülümsememle kaşları iyice çatıldı.
_Neden gülümsüyorsun ?
_Hoşuma gitti.
Sustu ve çatık kaşlarıyla öylece yüzüme baktı.
_Az önceki kurduğun cümle hoşuma gitti, edebi yönün herzaman hoşuma gitti.
_Hangi cümle ?
_Kadın şeytani zevklerin diktatörü dedin ya, çok iyi yorumlamaydı.
Çatık kaşları gevşedi ve biraz durgunlaşır gibi oldu onu biraz da olsa rahatlatacak bir cümle kurmaya çalıştım.
_Sadece biraz zaman ver Meri, merak etme iki haftaya alışacaksın, istediğin zaman ben sana yardımcı olabilirim.
Bu durum onunla daha fazla zaman geçirmek için bana şans sunuyordu , lanet olsun her seferinde benden daha çok kaçıyordu. Ona attığım her adım boşluğa atılan boş bir adım gibiydi. Onu incitmiştim ve o gittikçe benden uzaklaşıyordu. Gözleri bana sadece öylesine bakıyordu, dudakları hep bana gülümserdi. Gözlerim boynuna takılıyor, teninin kokusunu özlemiştim o incecik boynu her an çıtırdayıp kırılacak gibiydi.
_Neden bana öyle bakıyorsun ?
Bakışlarımdan rahatsız olmuş gibi bir hali vardı.
_Nasıl ?
_Böyle işte hep bunu yapıyorsun.
İşaret parmağını bana doğru doğrulttu. Ayağa kalkıp iki elimi cebime atıp ona doğru adımladım.
_Ne yapıyorum ?
Neden bu kadar düz bir yüz ifadesi vardı ? Dubai'deyken yüz ifadesinden ne düşündüğünü ne hissettiğini anlardım ama şuan kendini kontrol ediyor gibiydi. Duygularını saklıyordu. Ona bir adım atmamla eş zamanlı bir adım geriye gitti. Ona doğru bir adım daha attım onu sıkıştırmayı seviyordum. Bir insan ne kadar köntrollü olursa olsun sıkıştığında illaki açık verirdi. Onu anlamak istiyordum , ne hissettiğini bilmek istiyordum. Gerçektende beni basitçe silmişmiydi , bu kade kolay bitirebilmişmiydi beni içinde ? Yoksa kendini benden uzak tutmayamı çalışıyordu ? Ona doğru bir adım attım o da geriye doğru bir adım attı.
_Ne yapmaya çalışıyorsun ?
İşte yakalamıştım , gerilmişti , sesi bir an kaybolmuş gibi çıkmıştı. Onda hâla bir etkim vardı.
_Ne yapmaya çalışıyormuşum , Meri ?
Sorularına soruyla cevap verip onu kızdırıyordum. Ona doğru son bir adım atıp kapıyla kendi aramda sıkıştırmıştım, bunu yapacağımı anladığında aramızdaki küçücük mesefeden kaçmaya çalıştı ve ben onu engellemiştim. Artık kaçış yoktu onu iyice sıkıştırdım. Soluk alıp vermesi sıklaştı iyice gerildiğini anlamıştım.
Sırtının kapıya temas etmesiyle ürkmüştü, titredi. Sanki kor bir ateşe temas etmiş gibiydi.
_Ne yapmaya çalışıyorum Meri, söylesene ?
_Beni sıkıştırıyorsun ve bakışların çok rahatsız edici.
Elini göğsüme yerleştirip beni itmeye çalıştı , temasını beklemiyordum naif tüy gibi dokunuşunu özlemiştim. Kokusu çok ,güzeldi.
_Söylüyceklerim bu kadar , lütfen Tülin hanımla konuş ve başkasını ayarla.
Gözlerimi gözlerine kenetlemiştim, gözlerini kaçırmıyor adeta korkusuzca gözlerime bakıyordu. Yutkundu ve soluk alıp vermesi hızlendı, kesinlikle benden etkileniyordu, hâla bir şeyler vardı demek.
_Elini çeker misin ?
Gözlerini kaçırdı.
_Bana böyle davranma , bana böyle bakma , beni elinin tersiyle itme benden uzaklaşma. Sana attığım her adımda benden kaçma ,Meri.
Nefesimi yavaşça dışarı verip ,
_Buraya... Senin... İçin geldim ! Ne yayınevi ne de başka işler. Sebebi sensin.
Nefesi tenime çarpıp beni yakıp geçmeye başlamıştı. Onu öpmek istiyordum , şimdi hemen burda, soluğumuz kesilene kadar, onu öpmek istiyordum. Beni biraz geriye itti ve ;
_Berk gitmem lazım.
dedi ,lanet olsun o hâla benden kaçıyordu.
_Meri bana bu kadar katı ve zor olma!
İzin ver telafisini yapıyım, hatalrımı düzeltiyim. Bana sürekli kırgın gözlerle bakman beni mahfediyor.
_Gitmeliyim.
Beni geriye doğru itti, lanet olsun o kaçıyor.
_Meriii !
dişlerimi sıktım ve fısıldadım.
_Söylediklerimi umursamıyormuş gibi yapma.
Söylediklerimin onun üzerindeki etkisini görebiliyordum. Onları yok sayması beni deli ediyordu. Aniden odanın içinde yankılanan telefon sesiyle dikkatimiz dağıldı ve ona bu kadar yakın olmanın adranalimiyle oluşan havanın büyüsünü aniden bozdu. Kolumu indirip beni kendinden uzaklaştırıp dışarı çıkmaya hazırlandı, eş zamanlı açılan kapının ona çarpmasıyla aniden kollarımın arasına savruldu. Fırtınanın içinden çıkıp bana doğru savrulmuş gibiydi. Ellerim otomatiken beline yerleştirip onu sıkıca tuttum burnu burnuma temas edip nefesini dudaklarımın üstünden kayıp gitti. Gözleri iyice irileşmiş ve şok olmuş halde bana bakıyordu.
_Ovv pardon kapının arkasında fingirdeşeceğinizi tahmin edememiştim.
Siktir lanet olsun tam zamanıydı, ona uzun zamandır ilk defa bu kadar yakındım. Siktir ! Siktir ! Siktir !
Demir'e siktirip git bakışı atıyordum o da anlamış olmalı ki ;
_Ben daha sonra gelsem iyi olur.
_Kes sesini !
Meri'nin ani verdiği tepkiyle ikimizde affallamıştık. Hızla kolarımın arasından çıkıp kapıyı sertçe çekip açtı, kapı az daha suratıma geliyordu , kafamı refleks bir şekilde geriye gitti. Omzunun üstünden bana bakıp hızla kapıdan çıkıp gitti. Nefesimi sertçe dışarı verip gözlerimi yumdum. Söylediklerimi karşılık vermemişti ve söylenenlerin hiçbir anlamı yokmuşçasına öylece gitmişti. Birkez daha beni ardında bırakıp gitti. Bakışlarım Demir'i buldu, burin kemerini sıkıp gülmesini bastırmaya çalışıyor gibiydi.
_Vay canına çok sinirlendi, az daha kapıyı suratına geçirecekti.
_Siktir git.
Ellerini havaya kaldırıp bana,
_Sakin ol ahbap. Tamam romantizmi bozmuş olabilirim ama kasıtlı değildi.
Ters bakış atıp masama geçtim.
_Ne oldu konuştunuz mu ?
_Hayır pek konuşamıyoruz. O benden kaçıyor gördüğün gibi.
_Olması gerektiği gibi,
diye omuz silkti.
_Olmaması gerektiği gibi. Bu şekilde ona nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum. Ürküp kaçıyor.
Demir alnını sıvazlayıp bana baktı.
_Ne bekliyordun kollarına koşmasını mı ?
_Tabiki hayır ama bu kadarda soğuk olmasını beklemiyordum.
Demir'in gülmesini bastırmaya çalışıp ama başaramamazsı beni daha da sinir ediyordu.
_Sen niye geldin ki ?
_Sen çağırdın , toplantı var diye.
Gözlerimi devirdim. Kapının açılmasıyla ikimizin dikkati kapıya kaydı.
_Hoşgeldiniz, Demir bey.
Demir ayağa kalkıp Mert ile el sıkıştı.
_Hoşbuldum.
_İsterseniz toplantı masasına geçelim ,Tülin hanım birazdan gelir.
Başımla onaylayıp toplantı masasına geçtik. Mert'in asistanı dosyaları önümüze bırakıp Mert'in yanındaki yanındaki boş sandalyeye yerleşti. Tülin hanımın odaya gelmesiyle toplantı hızlı bir şekilde başladı. Tülin hanımı yayınevindeki çalışan sayısını azaltmakta ısrarcıydı. Derginin daha farklı kollarda yayın yapaması için genişletmek istiyordu. Edebiyat, ticaret, ekonomi ,gündemdeki olaylar, moda vs. Bu konular üzerinde araştırma yapıp yazı yazacak nitelikli çalışan almak istiyordu. Öğrencilere verilen deneyim kazanmak için staj proğramını bir süreliğine askıya almak istemişti. Eğer proğram askıya alırsa Mer'de gidrdi , onu yanımda tutmalıydım.
_Tülin hanım söylediklerinize katılıyorum şuan çok fazla çalışan var ve birikim yapmamız için birçok şeyden kısmamız gerekiyor. Ama şuan bir süreliğine yayınevinden kimseyi işten çıkarmak istemiyorum. Kışın ortasında birçok insan mağdur olacak. Birçok insanın burdan başka bir gelir kaynağı bile yok.
_Anlıyorum Berk bey. Peki başka çözüm yolumuz var mı ? Benim aklıma pek bir şey gelmiyor.
_Önce şu dergiyi tamamlayıp basıma verelim , sonrada satışların nasıl gideceğini izliyelim. Derginin reklamı yapılsın. Birçok insan sosyal medya kullanıyor , sosyal medyada reklamları arttıralım.
_Evet reklam işi dergi için iyi bir yankı yaratabilir.
Toplantı yarım saat daha devam etti ve fikirlerimiz tükenince kendi aramızda başka konularda sohbet etmeye başlamıştık. Mert'in asistanı bize kahvelerimizi servis ederken gözüm Demir'e takıldı. Telefonuyla meşguldu ve keyifli bir şekilde sırıtıyordu. Masanın altından bacağımla onu dürttüm. Başını kaldırıp bana ne var dercesine baktı.
_Ne oldu Maya, seni telofona tutsak mı etti ?
_Yok hayır ,sosyal medyada geziniyorum.
_Facebook mu ?
_Ohoo sen bayağı geride kalmışsın.
_Twitter mi ? Bu ikisinden başka sosyal medya bilmiyorum.
_Instagram.
_O ne ?
Bana bakıp ciddi olup olmadığıma baktı.
_Bilmiyorum sosyal medyayla aram yok.
_Aslında senin ilgini çeker diye düşünüyorum. Daha çok fotoğraf paylaşıyorlar. Bir tür fotoğraf sanatı denilebilir ama daha çok sosyal medya.
_Ben fotoğraflarımı komseyle paylaşmam. İsteseydim galeri açardım.
Omuz silkti ve telofonuna bakmaya devam etti.
_Kişisel tercih. Bu arada Meri'nin hesabı şuan sevgilimden daha çok ilgimi çekiyor. Sosyal medyada ki haliyle gerçek hayattaki hali arasında ciddi çizgiler var.
Kaşları çatık halde ona baktım ve ne demek istediğini anlamaya çalıştım.
_Meri'nin hesabı var mı ?
Başıyla onayladı ve telefonu bana doğru çevirdi.
_Al kendin bak.
Iphone'yi elime alıp sayfasına baktım. Meri'nin her hali vardı, sevimli tatlı ve sexsiydi. Gündelik hayatta pek görmediğim hali. Makyajı daha abartılı ve herzamanki kullandığı düz saçlar yerine dalgalı ve daha abartılıydı. Resimlere hızlı bir şekilde göz atarken birden gözüm bir fotoğrafına takıldı. Göğüs dekoltesi cürretkardı ve birkaç bikinili pozu vardı. Dişlermi birbirine sıkıp nefesimi sertçe dışarı verdim. Bu hoşuma gitmemişti ve neyseki birkaç tane vardı.
_Hesabı gizli mi ?
_Yoo , hayır.
Gözlerimi direk Demir'e kitledim.
_Ne demek ,hayır.
_Hesabı açık direk takibe alabiliyorsun.
diye umursamazca onmuz silkti. Yumruğumu iyice sıktım şuan Demir'in suratına geçirmek istiyordum.
_Yani şuan isteyen herkes Meri'nin hesabına bakıp fotoğraflarına kolaylıkla ulaşabiliyor mu ?
_Evet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTA ZİRVE
RomansaZayıf Beden , Güçlü Kalp... O gece hayat onlara tehlikeli ve lanetli bir oyun teklif etmişti. Hemde kartları sonuna kadar açık oynanacak bir oyundu. Hayatın onlara verdiği ikinci şans " Aşk Oyunu " nda kartlarını doğru oynayıp gerçek aşkı yaşayab...