"Senin niye moralin bozuk bir kaç gündür? Bir şey mi oldu Ahsen?" Kafamı Ecem'e çevirerek,
"Yoo iyiyim"
"Saçmalama kızım bir şeyin var işte söylesene."
Uzunca bir müddet boş boş etrafı izledim, Ecem koluma dokunarak,
"Anlatsana Ahsen, valla bak merak ediyorum. Ege'yle mi alakalı." Pes ederek,
"4-5 gündür yazmıyor merak ettim."
"Sen niye yazmadın?"
"Bilmem belki önemli işi felan vardır diye."
"4-5 gündür senin etrafın da değil, acaba bir şey mi oldu."
"Bilmiyorum ya,"
"Mesaj at o zaman bakalım cevap vericek mi?" Elime telefonumu alıp instagrama girdim,Ahsenkayaa; Bir kaç gündür yazmadın da, iyi misin?
"Bekle bakalım gelicek mi yanıt." Kafamı salladığımda saate baktım, yarım saat felan oturup beklemiştik. Ecem ise bana bir şeyler anlatıyordu,
"Yazmadı."
"O zaman şey yapalım, Gökhan'ı bulalım."
"Nasıl yani? Ne diyeceğiz çocuğa."
"Sen gel benimle." Diyerek kolumdan tutup Gökhan'ın bölümüne doğru götürdü, çimenlerde oturmuş telefonu ile ilgilenen birini fark ettiğimde,
"Aha bak orda gel yanına gidelim." Gökhan'ın yanına vardığımızda kafasını kaldırıp bize baktı, hiç bir şey demiyerek Ecem yanına oturdu.
"Selam Gökhan, nasılsın?"
"İdare eder sen?"
"Bende iyiyim, bu arada ben Ecem." Kafasını sallamak ile yetindi sadece, sonra bana dönerek
"Otursana Ahsen." Beni tanıyordu,
"Tanıdığını bilmiyordum."
"Egenin hayatında ki herkesi tanırım." Yani ben şimdi egenin hayatında mıydım. Hiç bir şey demeyip ecemin yanına geçip oturdum,
"Niye geldiniz"
"Hı" diye ses çıkarmıştım aptal gibi. Ecem söze girerek,
"Yani, Ahsen Ege'yi merak etti de nerde o?"
"Evde."
"Neden?" Diye ben sormuştum bu sefer,
"Boşver Ahsen, boşver."
"Bir şey mi oldu?" Çimenleri yolmaya başladı sanki sinirlenmiş gibi,
"Bir kaç gün yine gelmez o, haberin olsun."
"Ne olduğunu söyler misin? Endişeleniyorum çünkü."
"İyi değil o."
"Hastalandı mı?"
"Annesi vefat etti." Duyduğum şey ile donakalmıştım, nasıl ya? Egenin annesi mi ölmüştü, kim bilir nasıldı? Hiç yüz yüze gelmediğim insan için oldukça endişelenip, üzüldüm çünkü onun yanında olmak isterdim, illa ki birine ihtiyacı vardı. Ecem direkt,
"Numarasını verir misin?"
"Telefonu kapalıdır ilk gün bana ses kaydı atmıştı, o zaman öğrendim, direkt gittim işte cenaze işleriyle uğraştım ben. Daha Bugün okula geldim egenin yanındaydım, kendine zarar vermesin diye. Çünkü annesine çok bağlıydı, öyle böyle değil, ve annesine benzeyen biri ile karşılaştırdı hayat onu, annesine hep anlatırdı o kızı. Bir gün seninle tanıştıracağım derdi, tanıştıramadan Aynur teyze vefat etti işte.."
"Nasıl öldü Peki?"
"Kanserdi zaten, oldukça yayılmıştı. Evde tedavi görüyordu, Ege de onunla felan ilgilenirdi, bizimle dışarı bile zar zor çıkardı."
"Gökhan senden bir şey rica etsem."
"Tabii söyle."
"Egenin adresini versen, yani yanında olmak isterim."
"Onunla tanışmak istemiyordun, şimdi karşı karşıya olmaya hazır mısın ki?" Nasıl ya Gökhan biliyor muydu? Herşeyi. Hiç bir şey demedim Ecem araya girerek,
"Gökhan sen bana mesaj olarak atarsın konumu." diyerek telefon numarasını uzatıp, elini bana uzattı kalkmam için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyüzeyken Konuşuruz { TEXTİNG }
Teen FictionEgenin_kayıbı; "Bilmem kaç yüz kişi içinden Gördüm deli gözlerini birden Belki tanımazdım seni O konsere gelmesen.." 05:34'