"Yukarı gelmek istemez misin? Konuşmuş oluruz, mesajla olmuyor çünkü ve cafede de konuşacak şeyler değildi."
"Aslında iyi olur." Deyip peşimden o da çıktı, onun arabasıyla gelmiştim. Heyecan ile çantamda evin anahtarını bulamıyordum, saçlarım yüzüme gelmişti Ege ise saçlarımı biraz arkaya atmaya çalıştı o sıra.
"Bulamadın mı?"
"H-Hı y-yok buldum." Diyerek hemen anahtarı ellerim titreyerek kapıya taktım, ve içimden de kendime bela okuyordum. Niye böyle heyecanlanmıştım ki, arkamda ise bir kalp atışının hızını duyuyordum. Kapıyı daha açamadan Ege'ye döndüm, gözleri hemen kendi vücuduna indi sol tarafına baktıktan sonra gülerek elimi tutup kalbine götürdü.
"Burası sadece senin için böyle atıyor." Bir süre elim onun sol göğsünün üzerindeydi, bakışlarım ise yüz hatlarındaydı. Kendime gelerek elimi çekip hızla kapıyı açtım. İçeri geçerek Ege'ye işaret ettim,
"Geçebilirsin." Odaya geçtiğinde evi izlediğinin farkındaydım.
"Çok sade ve güzel bir evin var, çok beğendim."
"Teşekkür ederim, şey bu arada sen cafede bir şey yiyip içmedin ne istersin?"
"Yok zahmet etme ahsen boşver."
"Ne zahmeti, kahve sever misin? Yapayım mı?" Gülerek "Evlenmeden bir köpüklü kahve içeceğim yani elinden?" Kıpkırmızı kesilmiştim yüzüm ciddileşmişti bir anda,
"Şaka yaptım merak etme." Diyerek ünitedeki resimlerimi inceliyordu. Bende hemen mutfağa geçip kahvesini yapıyordum.Fincanı tepsiye koyarak Egenin oturduğu koltuğa ilerlemeye çalışıyordum ama istemsizce elim ayağım birbirine dolanıyordu ve titriyordu, işte böyle şeyler hissedince ona karşı boş olmadığımı anlamıştım. Ve oda bunları görüyordu,
"Dikkat et." Dediği an ona daha da çok yaklaştıkça ellerimin titreşimi artmıştı, kendime hakim olamayıp tepsiyi Egenin üzerine döktüm ve kaynar olan kahve ile yanmıştı ama tek kelime dahi etmiyordu.
"B-Ben ç-çok özür dilerim." Diyerek hemen sweatshirtini üzerinde çıkarmasına yardımcı oldum, ellerimi kahve dökülen yerlere sürüyordum
"E-Ege yemin ederim yanlışlıkla oldu, uff sakar kafam." Dediğimde hâla ellerim onun vücudunda idi sonra naptığımın farkına varınca ellerimi çektim, kafamı kaldırıp ona baktığımda yakın olmamız beni iyice heyecanlandırmıştı.
"Krem getirecek misin?"
"A-Ah şey aynen, ama istersen soğuk su da tut, uff ne bilim bekle hemen odamdaydı yanık kremi."
Diyerek odadan fırlayıp kendi odama geçtim, Şuan napıyordum hiç bir fikrim yoktu. Kremi kutumdan alıp Egenin yanına gittiğimde kahveden dolayı kıp kırmızı olan vücuduna bakıyordu. Baklavaları ve kasları da ortaya çıkmıştı, Aralık ayında olduğumuz için uzun kollular ile nasıl görebilirsin ki. Mal mal düşüncelere daha da kapılmadan, kremi elimin üstüne sürüp oradan alarak egenin yanan yerlerine sürdüm.
"Ç-Çok acıyor mu?"
"Hayır."
"Bak yalan söyleme ya üzülmeyim diye, nasıl yaktım. Hastaneye mi gitsek." Dediğimde kollarımdan tutup ona bakmamı sağladı,
"İyiyim ben gerçekten sen kremi de sür geçer."
"Geçicek gibi değil ki Ege, napıcam ya." Güldü
"Napmak istersin ki" yüzünü yüzüme yaklaştırdı,
"Benim için endişelenmen bile beni mutlu ediyor biliyor musun? Acımı dahi hissetmiyorum, çünkü ellerin acımı alıyor. Dokunduğun yerler iyileşiyor Ahsen." Diyerek yanağımı öptü, benden uzaklaştıktan sonra balkona doğru ilerledi.
Olayın şokundaydım çünkü Ege beni öpmüştü ilk defa bir erkek beni öptü ve bu ilk ise Ege idi.
Ellerim kremli diye banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım, kendime de gelsem iyi olurdu.
İçeri geçtiğimde çıplak bir şekilde koltukta oturuyordu.
"Şeeey ben üzerine bir şey getireyim." Diyerek odamdan çok sevdiğim ve değer verdiğim oldukça bana büyük olan kamuflajlı sweatshirtü elime alarak içeriye geçip Ege'ye uzattım.
"Tekrardan özür dilerim."
"Dilemeyi bırak, İnan bana hissetmedim bile." Deyip üzerine hemen sweatshirtü geçirdi, o kadar çok yakışmıştı ki sanki onun için alınmış gibi.
"Yakıştı." Dediğim an beni kendine doğru çekerek,
"Ney?"
"Yakıştı diyorum. Senin olsun"
"Sen bunu çok sevmiyor muydun? Nasıl bana verdin?"
"Nerden biliyorsun sevdiğimi." Dediğim de güldü
"Sandığından daha da çok şey biliyorum aslında söylememi ister misin?"
"Yaaa, söyle bakayım." Yüzünü yüzüme iyice yaklaştırarak,
"Seni ilk öpen benim mesela."
Kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim ama kanıtlayamam. Geri çekilmeye çalıştığımda ise belimden kavrayıp iyice yüzlerimiz yakınlaşmıştı, nefeslerimiz birbirine değince kalbim yüksek atış gerçekleştirdi, Ege elini sol göğsümün üzerine koyarak,
"Sadece benim yanımda böyle atan bir kalp, sence de bir şeyler hissetmiyor mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyüzeyken Konuşuruz { TEXTİNG }
Ficção AdolescenteEgenin_kayıbı; "Bilmem kaç yüz kişi içinden Gördüm deli gözlerini birden Belki tanımazdım seni O konsere gelmesen.." 05:34'