Ege uyanmadan aşağı inip yiyecek bir şeyler hazırlamıştım, hazırladıklarımı yukarıya çıkararak masasına koydum, onu uyandırmak için yanına gittiğimde saçları hep yüzüne gelmişti ona doğru eğilerek elimle saçlarını düzelttiğimde birden gözlerini kısarak bana baktı,
"Şey yemek getirdim, hadi kalk elini yüzünü yıka da yemeğini ye. Kaç gündür açsın"
"Değilim" oldukça yakındık ve nefeslerimiz birbirine değdiği an kalp atışlarım yerinden fırlayacak gibi atıyordu, kendime gelince direkt düzeldim ve masaya doğru ilerleyip tepsiyi yatağa doğru götürdüm. Ege doğrulunca kucağına tepsiyi koyduğumda bana baktı,
"Sen mi hazırladın?"
"Hıhı." Diyip, barjere ilerleyip oturdum
"Hadi yesene, bakalım elimin lezzetini beğenecek misin." Tebessüm ettiğimde gözlerimin içine bakıyordu. Hiç bir şey demiyerek az az yemeğe başladı.
"Daha yemeyeceğim, teşekkür ederim çok güzel olmuşlar."
"Afiyet olsun." Dediğim de tepsiyi alarak komidinin üzerine koydum,
"Senden bir şey isteyebilir miyim Ahsen?"
"Tabii, söyle" elimden tutup yatağa doğru çekince ne yapacağımı şaşırdım. Beni oturtturup yatak başlığına yaslandırdı, kendisi ise kafasını dizlerime koydu ve konuşmaya başladı," Annemi de hep böyle oturtturup, bu pozisyonda dururdum o ise saçlarımla oynardı, hafif kıvırcık diye çok hoşuna giderdi. Ben anlatırdım o ise hep susardı, gerektiği yerde cevap verip kendi görüşlerini söylerdi. Sen saçıma dokununca aklıma düştü, o anlar gözümün önünden geçti.."
Ellerimi hemen onun saçlarına götürdüm, uzun zamandır taranmamış gibiydi, sebebi ise bir kaç gündür kendine hiç bakmaması. Onun aklına annesini getirmiştim acaba annesine neler anlatırdı, o anları düşünmeye başladığımda konuşmaya devam etti."Sen çok benziyorsun anneme, hep derdim ona da. Benzemek deyince bedensel anlama, davranışlarınız, nerede ne yapılmasını, nasıl davranılmasını çok iyi biliyordun aynı annem gibi. Belki o yüzden seni sevdim, bilmiyorum. Bunu ilk defa sana söylüyorum,"
Dediği an yüzünü bana çevirdi,
"Ben seni seviyorum Ahsen, doğru bir zman da bunu sana diyemedim ama, yanımda olduğun için o kadar şanslıyım ki, ve sen iyi ki varsın." Deyip doğrularak bana sarıldı, sarılmasına karşılık vererek,
"Teşekkür ederim, elimden geldiğince yanında olmaya çalışırım." Sonra birbirimizden ayrılınca aklıma daha yeni geldi beni sevdiğini söylemesi,
Yataktan kalkarak
"Şey, artık ben gideyim. Hava da karardı zaten Melisa'nın numarasını ver istersen, bir bakayım ne zman gelicek"
"Burada kalmak istemez misin?" Sorduğu soru ile afalladım, yarın haftasonuydu ama burada kalamazdım,
"Yok, gitsem iyi olur. Sende kendine dikkat et, üzme ve üzülme, istediğin vakit konuşabiliriz."
"Bu saatte seni eve tek yollayamam, ben bırakırım."
"Saçmalama, sen iyi değilsin bir duş alıp kendine gel. Ve mutlu ol.. hakediyorsun." Dediğim sıra dış kapının zili çaldığında aşağı inip kapıyı açtığmda karşımda Gökhan'ı gördüm,
"Hoşgeldin Ahsen."
"Sende hoş geldin." Dediğim sıra içeri geçti
"Ege odasında mı?" Kafamı salladığımda merdivenlere ilerledi, bende peşinden gittim. İçeri girdiğinde
"Olum, kolunun hali ne?
Ahsen noldu?"
"Şey"
"Ney Ahsen ney?" diye bağırdığında ürküldüm, Ege ise
"Sesini yükseltme sakın." Yorgundu sesi, Gökhan ise yanına gidip
"Naptın sen kardeşim" Ege ise hiç bir şey demiyordu, ortam sessiz olunca ben bozdum
"Ege ben gideyim, Gökhan zaten yanında benim durmama artık bir sebep yok. Kendine. İyi. Bak."
Diyerek kapıdan çıktım onun ise sesini duydum,
"A-ahsen."
Kolumdan tutarak durmamı sağladı,
"Gökhan bıraksın seni."
"Arabam aşağıda, gerek yok. Hem o senin yanında kalsın, sonra kendine zarar verirsin." Dediğimde kollarına baktım,
"Bir anlık hataydı zaten, lütfen tek gitme."
"Ben iyiyim, ama seni de iyi görmek istiyorum. Şimdi eve gideceğim sende dinlenip kendine geliceksin. Hafta sonu konuşuruz zaten." Diyerek dış kapıya ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyüzeyken Konuşuruz { TEXTİNG }
Roman pour AdolescentsEgenin_kayıbı; "Bilmem kaç yüz kişi içinden Gördüm deli gözlerini birden Belki tanımazdım seni O konsere gelmesen.." 05:34'