Demet ben okula başladıktan iki hafta sonra okulu bırakmıştı. Evi yolumun üzerindeydi. Her gün onlara uğrayıp olanları anlatıyordum. Yavuz'u ilk gördüğüm gün yine okuldan çıkar çıkmaz soluğu Demet'in yanında almıştım. Yaşadığım hisleri büyük bir heyecanla ona anlatmaya başladım. Demet beni ilk defa böyle görüyor ve çok şaşırıyordu. "Feyza seni asla bu halde düşünemezdim, beni de heyecanlandırıyorsun." dediğinde birbirimize bakıp gülüştük. Kendimi her ne kadar geri çekmeye çalışsam da bir erkeğe asla bir şey hissetmeyeceğimi tekrarlasam da mümkün olmuyordu. Sonunda serbest bıraktım kendimi, bu duyguyu bir kere tatmak benim de hakkımdı.
Sınıfta Yavuz'la arkadaş olan herkes beni çevremden dolayı uyarıyor, onun böyle şeyleri sevmediğini söylüyordu. Yavuz asla böyle çevresi olan bir kızla bir ilişki yaşamaz lafları tekrarlanıyordu. Yavuz'un görebileceği yerlerde erkek arkadaşlarımla konuşmuyor, uzak duruyordum. Hepsini tek tek uyarıyordum sınıfa uğramamaları için ama ne mümkün, mutlaka gelen oluyordu. Facebook'tan da sık sık Yavuz'la görüşmeye başlamıştım. Fakat telefonum olmadığı için geceleri yazamıyordum. Bu durum beni çok huzursuz ediyordu. Sanki akşamları konuşamayınca aklına hiç gelmeyeceğim ve beni hiç değerli kılmayacak gibi bir düşünceye sahiptim. Annemle babamın tepesine bindim telefon almaları için. Hafta sonu olunca annemin iş çıkışı yanına gidip yalvar yakar ona telefon aldırmıştım. O kadar sevindim ki, benim de yüzümün gülebileceğine artık inanıyordum. Canımı yakanın da yüzümü güldürenin de aynı cins olması hayli ilginç, benim için tabii. Artık geceleri de Yavuz'la konuşabiliyordum. Şey bu arada gece dediğim saat 10-11'e kadar falan. Aramızdaki samimiyet artıyordu. Bir gülüşü, bir kokusu beni deli divane etmişti. Sanırım aşık oluyordum. Teneffüslerde dışarı çıkmayıp sınıfta oturup konuşuyorduk. İkimiz de utanıyorduk ve bu durum daha ilgi çekici hale geliyordu. Yine bir teneffüs dışarı çıkmamıştık. Yavuz tam yanıma gelecekken sınıfa okuldan üç erkek arkadaşım geldi ve Yavuz kıpırdamadan onları izledi. Yanıma yaklaştılar. Bir tanesi "Feyza sen nerelerdesin? " derken kolunu omzuma attı. Gözümü o an kapattım rüya olması ümidiyle ama açtığımda başımdan aşağı doğru bir lav dökülmüş gibiydi. Kafamı Yavuz'a çevirdim, ters ters bir bana bir arkadaşıma bakarken çıktı sınıftan. Önce arkadaşımı uyardım bir daha gelmemesi için sonra çıkıp düştüm Yavuz'un peşine. Çok fazla dil döktüm ama haklıydı onlara zamanında ben o şansı vermiştim. Bu şekilde beni istemediğini söyledi. Kafamdan kurşun yesem daha iyiydi galiba. Haklıydı ama benim de zamanında almam gereken bir intikamım vardı, bu yüzdendi her şey, bilmiyordu. Günlerce dil döktüm, söz verdim arayı tamamen açacağıma dair, nihayet ikna edebilmiştim de aramız düzelmişti. İntikam hırsımı bir kenara bırakıp onun istediği gibi bir insan olmak için çabalamaya başlamıştım. Feyza yeniden doğuyor.
İçimdeki heyecan hiç dinmiyordu. Sevgili tabirinden ziyade daha samimi bir dostluk içinde görüşmeye başlamıştık. Seviyordum sanırım. O kadar düzgün ve doğru kişi olarak hissettiriyordu ki bana burnu aksa hayranlıkla izliyordum. Hayatımda gördüğüm en düzgün erkekti Yavuz. Kendimi çok iyi hissediyor, ilk defa ilginin tadını alıyor ve en önemlisi bir erkeği sevmeyi başarmanın gururunu yaşıyordum. Yavuz'la günden güne bir adım daha ileri gidiyorduk. Kızlarla da biraz aramız açılmış, öğle teneffüsünde görüşebiliyordum artık sadece. Bana kızsalar da kopmuyorduk. Yavuz dışındaki erkeklerin hepsiyle arama mesafe koymuştum, amacım olan şeylerden vazgeçmiş bunca iğrençliğin içinde güzel bir şeylerinde olacağına inanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elveda Çocuk
Non-FictionBurada anlatılanlar tamamen hayatımı anlatmaktadır, kurgu yoktur. Çocuklukta maruz kalınan psikolojik olarak etki yaratacak olayları içermektedir. Sizin için ağır olduğunu, etkileneceğinizi düşünüyorsanız okumamalısınız. Son olarak ''Hayat h...