Şimdi diyeceksiniz ki Lgs bitti bahanen ne?:)Bir bölümü iki kere yazmak zorunda kalmak ne kadar sıkıcı bir durum bilenleriniz vardır.Ben 4 kere yazmak zorunda kaldım.Nasıl oldu sormayın.Bu nedenle geç kaldım.Bayaağı geç kaldım.
Bir de şuan ki kapak resminden hiç memnun değilim.Yardımcı olabilecek biri varr mı:
Reyna sınırlarına gelmişti.Etrafına kısa bir bakış attı ve gördüğü bir ağacın altında dinlenmeye karar verdi.Elini ceketinin cebine atıp oradan parçalanmak üzere olan bir kontrol kumandası çıkardı.Birkaç tuşla oynadı ve fazla beklemesine gerek kalmadan yere yakın bir mesafeden ona doğru uçan heykeli gördü.Yanlış giden bir şey olmadığına karar verdiğinde kafasını ağacın gövdesine yasladı ve gözlerini kapattı.
Ancak uzun bir süre böyle duramadı.Uyuyakalmaktan korkuyordu.Bu nedenle gözlerini açtı ve aklını meşgul etmek için son günlerde olanları düşünmeye başladı.
Yaklaşık iki hafta önce, Percy'le gemiye varmışlar ve heykeli alıp Melez Kampı'na dönmeyi planlamışlardı.Yani Reyna öyle olduğunu sanıyordu.Percy'nin son dakika karar değiştireceğini kim bilebilirdi ki?
Özellikle Tanrı ebevyninin belirlenmesi onu etkilemiş,farklı davranmaya başlamıştı.Reyna'yı bir kenera çekip gördüğü bazı kabuslardan bahsetmişti.Yediler'den biri olduğunu ve görevde bulunması gerektiğini tekrarlayıp durmuştu.Reyna her ne kadar buna oldukça kırılsa da doğru olduğunu biliyordu.
Böylece göreve gidecek tek bir kişi kalıyordu.Diğerleri ölümün kapılarını bulup kapatmalıydılar.
Ama içlerinden birisi bu görevin ne kadar zor olduğunu ve tek bir kişinin altından kalkması için fazla olduğunu fark etmişti.Bu kişi Leo'ydu.Uzun zaman önce bir nedenden yaptığı uçabilen masa Buford'u(emin değilim,ismi yanlış yazmış olabilirim)geliştirmiş ve kaldırabildiği ağırlık sınırını üç katına çıkarmıştı.Ardından masayı kontrol edebilmesi için eline bir kumanda tutuşturmuş ve bunun yeterli olacağını ummuştu.
Ama her şeye,tüm bu desteklere rağmen Reyna çok yorulmuştu .Günlerdir yoldaydı ve yanındaki heykel ona hiç yardımcı olmuyordu.Belli bir yerde uzun süre duramıyordu.Durmak zorunda kaldığında ise etrafı çok geçmeden yaratıklarla sarılıyordu.Altı metrelik heykel yirmi metre çapındaki bütün canavarların radarına giriyordu.
Bunları düşünmek gerçekten etkili olmuştu çünkü Reyna uykusunun uzun bir süre gelmemek üzere onu terk ettiğini anlamıştı.Çünkü sinirliydi.Diğerlerini anlayabilirdi ancak özellikle 'onu korumak için göreve katılan Percy' ve eski meslektaşı ve arkadaşı Jason bile bu göreve çıkmasını istemişti.Elbette reddedebilirdi ama şartlar bunu yapmasına engel oluyordu. "Tabiki göreve çıkmayabilirsin.Ama yapmazsan dünya yok olabilir."gibi.
En sonunda derin bir nefes verdi ve ayağa kalktı. Etrafı daha dikkatli bir şekilde incelediğinde,tam olarak Annabeth'in tarif ettiği yerde olduğunu fark etti.Küçük bir vadideydi ve büyük ihtimalle o bölgedeki en tehlikeli yer olan ormandaydı.Ama bunu umursamadı ve kafasını gökyüzüne kaldırdı.Kampı saklayan bir şeyler,bir büyü olmalıydı.Ve bu tarz şeyler dikkat eden herkes tarafından görülebilecek kusurlar içerirdi.
Tekrar kumandayı eline aldı ve ayağa kalkarken heykelin onu takip etmesi için birkaç tuşla oynadı.
Ve Melez Kampını bulmak için yürüdü.
____
Percy gözlerini açtığında,başının çatlayacak gibi ağrımasıyla tekrar kapattı.Ardından en son yaşadıklarını hatırladı ve nerede olduğuna bakmak için aceleyle doğrulmaya çalıştı.Ancak bir el onu uzandığı yere geri itti.O debelenmeye devam ederken ,Annabeth'in sesini duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Percy Jackson- Poseidon'un Oğlu
Fanfiction[TAMAMLANDI] Henüz güçleri ortaya çıkmamış Percy, kendini yediler kehanetinin bir parçası olarak bulursa ne olur? Γιος του Ποσειδώνα En yüksek sırlama 1#percyjackson