15. Bölüm ψ Deli

695 45 16
                                    

"Hahahahah."

"...Sen -"

"Neden mi gülüyorum?Nico seni cehennemin dibinde bırakıp gitmemi istiyorsun..."

Annabeth ne gücü olan bilgeliği ne de mantığını kullanabiliyordu. Tek silahı elindeki bir parça camdı. Onu geriye doğru fırlatırken gülmekten gözünden gelen yaşları sildi. O kadar sinirleri bozulmuştu ki gülmekten kendini alamıyordu.

" Sonunda kurtulacağımızı sanıyordum. Ama şimdi içimizden birinin burda kalması gerekiyor."diye mırıldandı.Kaçıp giden kişi olmanın yükünü ikiside kaldırlamazdı.

"Sadece on iki dakika... İkiniz binin. Ne olursa olsun elimi çekmeyeceğim."

Ama paylaşabilirlerdi.

Annabeth çaresizce titana itiraz etmek istedi."Bob...dışarı çıkmalısın...Yıldızları görmek istediğini söylemiştin."

Annabeth bir zamanlar düşmanı olan bir ölümsüze bu kadar çaresizce yalvaracağını düşünemezdi. Ama melezlerin dünyası buydu.Ve Annabeth bu dünyanın içinde yedi yaşından beri vardı.

Bob unutkanlığın verdiği saflıktan arınmış,tamamen ciddi görünüyordu.Annabeth onun geçmişe dair hiçbir şey hatırlamadığını bilse bile bu görüntüden dolayı irkildi.

"Damasen'e yardım edeceğim. Acele edin."

Annabeth gözlerinin yeniden dolduğunu fark ettiğinde onu ele geçiren umutsuzluk adlı duyguya teslim olmuştu. Son bir kez Tartarus'un gücünün sadece binde birinin görüntüsü olan,etrafa güç saçan adama baktı.Orda kalmayı planlıyor gibi görünen Nico'yu kolundan yakaladığı gibi asansöre çekti.

"Dur-Hayır..."

Nico'nun cılız bedeni kesinlikle bir savaçı olan Annabeth 'i hiç zorlamadı.Onu asansöre itti ve ardından girdi.

"Burdan gidiyoruz."

...

Hazel bir süredir tek başına savaşıyordu. Çünkü konu kas gücü değildi. Bu ikisi arasında, büyüyü daha doğrusu sisi kontrol edebilenler arasında bir savaştı.

Bir süredir yarattığı yanıltıcı yansımalarla plan kurana kadar büyücünün etrafında dolaşmayı başarmıştı. Leo'yu da peşinden sürüklüyordu. Diğer arkadaşları bir kapının arkasında kalmıştı.

"Atla!"

...

"Arkanda!"

"Dikkat et!"

"Piper, kime dediğini bilmediğimiz sürece hepimizi tehlikeye atıyorsun."

Piper Percy'nin neyden bahsettiğini anlayınca utanmıştı. Dört erkek önünde savaşırken tek yapabildiği onları uyarmaktı ama görünüşe göre bunu da doğru düzgün yapamıyordu.

Alex homurdanarak kılıcını bir yaratığa saplayıp altın tozuna dönüşmesini izledi.Çok sürmemişti ama şimdiden aşırı yorgun hissediyordu.Yer altında sadece fiziksel becerilerine ve kılıcına güvenebilirdi.

Romalı ve Yunanlı fark etmez, Gökler tanrısının oğlu olmak yer altında işe yaramıyordu. Bu durum denizler tanrısının oğlu olan Percy için de geçerli olmalıydı belki ancak, o zaten senelerdir gücünün farkında bile olmayarak hayatta kalmayı başarmıştı.

Frank ise tamamiyle ayrı meseydi, o kesinlikle aralarındaki en güçlü olandı. Bir iblis gibi savaşıyor, bulunduğu ortama aldırmayarak hayvan yeteneklerini kullanabiliyordu.

Alex ileri atılıp Percy'e arkadan saldıran bir canavarı yok etti. Percy'den nefret etmiyordu. Her halükarda onun yoldaşıydı.

Ve gemiye saldıran canavar olayından beri içini kemeren kötü bir his vardı. Ona haksızlık etmiş gibi hissediyordu.

"Çok düşünüyorsun Alex!"

Percy Alex'e dönmüş bakarken hemen çocuğun arkasındaki Frank'i fark etmişti. Kendinden sayıca fazla yaratıkla savaşıyor, çoğunu bir 'pençe' darbesiyle toza dönüştürüyordu ancak kafasının üstünden gelen darbelere pek hazırlıklı gibi görünmüyordu.

Percy harekete geçmekte geç kalmıştı. Frank'in yaralanması demek, kazanma oranlarının büyük düşüşe geçmesi demek oluyordu.

"Bu iyi değil, daha fazla geliyor!"

Geldikleri yönde daha fazla topraktandoğan (bu duruma uydumu bilmem ama hadi bakalım.) vardı.

"Şuan Hazel'in burda olmasını isterdim!"

Percy şaşkınlıktan irileşmiş gözleriyle canavarlara bakmaya devam ediyordu. Ama yine de" Neden? "diye sorabildi.

" Geçidi kafalarına yıkmak işimizi kolaylaştırırdı. "

" Alex sen bi dahisin! Annabeth'le takılmak işe yarıyor olmalı. "

" Sen-ne? "

Percy sırıtırken,

" Hepiniz kapıya çekilin. Bir fikrim var, "diye bağırmıştı. Arkadaşları hızlı bir şekilde Hazel ve Leo'nun birkaç dakika önce geçtiği kapının önünde toplanmıştı. Ve yer sarsılmaya başlamıştı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Percy Jackson- Poseidon'un OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin