3. BÖLÜM

2.3K 106 12
                                    

   " Kayra hadi uyan be. Kış uykusuna mı yattın anlamadım ki." Feride'nin sesiyle zorla gözlerimi açıp " Saat kaç?" diye sordum. Bir yandan da birbirine girmiş saçlarımı bileğimdeki tokayla topuz yapıyordum. " Saat 1.30. Yarım saattir senin uyanmanı bekliyorum. Zehra teyze bize gitti. Kaldık baş başa hadi anlat bakalım." Feride'nin motor takmış gibi konuşmasıyla gözlerimi kısıp " Bi sus be kızım. Daha elimi yüzümü yıkamadım. Bekle biraz." dedim.

   Oflayarak kafasını sallamasıyla banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Üstümü değiştirmeme gerek yoktu. Mutfağa gidip Feride'yle kendime kahve yapmaya başladım. Kahve pişince ikisini de alıp oturma odasına geçip Feride'nin gelmesini bekledim. Odamdan telefonla konuşarak gelince soru sorar şekilde baktım. Telefonu kapattıkdan sonra annesiyle konuştuğunu söyleyip " Meraktan çatlıycam. Anlat hadi." demesiyle derin bir nefes alıp kahvemden büyük bir yudum aldım. Başlıyorduk.

   " Biliyorsun biz Poyrazla sevgiliydik. Sana anlaşamayıp ayrıldığımızı söylemiştim."
   " Pek inanmamıştım. Çünkü kısa süreli bir ilişkiniz yoktu. Baya uzun sevgili kaldınız. Ve birbirinize çok aşıktınız. Hani derler ya dillere destan diye o şekildeydi." Demesiyle gözlerim doldu. Derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim.

   " İstanbul'a gitmeden önce Poyraz beni her zaman oluştuğumuz yere çağırmıştı. Gittiğimde Poyraz o kadar kötü görünüyordu ki. İlk defa onu öyle görmüştüm. Gözleri kıpkırmızı, hareketleri değişikti. Ona sarılacağım sıra beni itip" gözlerimden akan yaşları silip Feride'ye baktım. Onun da gözleri dolmuştu. Derin bir nefes alıp anlatmaya devam ettim. " Benden sıkıldığını, beni hiç bir zaman sevmediğini, sadece eğlence olsun diye benimle sevgili olduğunu söyledi. İnanamadım. Ya da inanmak istemedim bilmiyorum. Gözlerimin içine baka baka ' Seni sevmiyorum, uzak dur benden.' dedi."

   Kendimi daha fazla tutamayıp ağlamaya başladım. Feride de bana sarılmış ağlıyordu. Kimsenin ağlamasına dayanamıyordu. " Ah be kuzum. Neler yaşadın sen böyle. Neden bana söylemedin. Birlikte üstünden kalkardık." demesiyle ona daha çok sarıldım. Göz yaşlarımı silip " İki hafta boyunca o kadar kötüydüm ki Feride. Size hastayım diye yalan söylüyordum, buluşmuyordum ya. İşte günden güne eriyordum. Camı açıyordum onu görüyordum, kapının önüne çıkıyordum onu görüyordum. Dayanamıyordum artık. Ben de o yüzden annemgili ikna edip İstanbul'a gittim." dedim. Feride'nin sinirle " Poyraz'a bak sen. Bir de ne kadar iyi çocuk diyordum. Öldürücem onu. Benim kardeşime neler yapmış. Salak, gerizekalı, aptal." demesiyle acı bir tebessüm döküldü dudaklarımdan.

   " Aşka en yakın olduğun zaman nedir biliyor musun? Kalbini birine koşulsuzca açtığın zamandır. Bazen elin kolun bağlı kalır, sen çabalarsın o durur. Sen usanmadan, bıkmadan çabalamaya devam edersin. Ben gururumu bir kenara atıp onun yanına gittim. ' Poyraz, bırakma beni, gitme.' dedim. Ama beni hiç umursamadan arkasını dönüp gitti." Feride'nin saçımı okşayarak " 11 ay boyunca ondan uzakta, onu görmeden yaşadın. Alışabildin mi peki?" demesiyle kafamı onaylamazca salladım.

   " İnsan her şeye alışır diyorlar ya. Öyle değil aslında. Başka çaren olmadığı için katlanmak zorunda kalıyorsun ama alışamıyorsun."

   1-2 saat daha konuşmuş ve Feride'nin ısrarıyla şuan alışveriş merkezine gidiyorduk. Alışveriş yaparak kafa dağıtacakmışız. Feride'nin kolumu tutup çektirmesiyle bir mağazaya girdik. Feride eline siyah askılı bir elbise almış onu inceliyordu. Ben de ileride gözüme çarpan sarı elbiseyle oraya doğru ilerledim. Kalın askılı, belden oturtmalı güzel bir elbiseydi. Kabine girip üstümü değiştirdim. Gerçekten de güzel olmuştu. Feride ile aynanda kabinden çıkıp birbirimize " Ayy çok güzel olmuşsun." dedik. Gülerek elbiseleri almak için önce kabine ordan da kasaya geçtik. Elbiseleri aldıktan sonra biraz daha dolaşıp eve gitmek için yola çıktık.

   Bizim mahallenin yokuşunu çıkarken Poyraz, Eymen ve Emir abiyi gördük. Feride yanımda olduğunu belirtmek istercesine elimi sıkmıştı. Eymen'in bizi görüp yanımıza gelmesiyle diğerleri de geldi. " Oo mavişim ve Feride. Nasılsınız kızlar?" demesiyle sıcak bir tebessüm edip " İyiyiz, geziyorduk öyle." dedim. Poyraz'ın " Nerden geliyorsunuz?" demesiyle Feride sinirle " Sanane, napacaksın nereden geldiğimizi." dedi.

   Kolunu sakin olması için sıkarken Emir abinin " Kendine gel kızım, düzgün konuş bizimle." demesiyle Feride daha çok sinirlenip " Sen niye oradan atlıyorsun Emir? Ben Poyraz'a dedim. Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma." dedi. Poyraz'a baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Hemen gözlerimi kaçırıp Feride'nin koluna girerek yürümeye başladım.

   Aklıma takılan soruyla Feride'ye döndüm. " Sen niye Emir abiye sadece adıyla seslendin?" Eymenle daha samimi olduğumuz için ona abi demiyorduk. Poyraz da benim eski sevgilim olduğu için abi demiyordum. Ama Emire abi diyordum. Ve önceden Feride de abi diyordu. Ne değişmişti de adıyla hitap eder olmuştu.

   " O an sinirle ne dediğimi biliyor muydum Kayra." Bakışlarını kaçırarak konuşması üzerine " Tamam, inandım sayalım." dedim. Evin önüne geldiğimizde beni öpüp koşar adım binaya girdi. Deli kız.

   Eve varınca anneme haber verip odama çıktım. Karnım aç değildi. Feride'yle bir şeyler yemiştik. Hemen üstümü çıkarıp pijamalarımı giydikten sonra kendimi yatağa attım. Bugünü düşününce iyi ki de Feride'ye anlatmışım diyorum. En azından kendimi daha rahat hissediyorum.

**********

Poyraz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Oy verip yorum atabilir misiniz? 🧚❤️

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin