22. BÖLÜM

755 29 11
                                    

   " Kızım bak inince hemen bizi arıyorsun. Orda da bilmediğiniz yerlere gitmeyin. Tanımadığın kişilerle de konuşma." Sıkkınlıkla oflayıp " Şeker verirlerse de almayayım dimi anne?" dedim. Tam kafasıyla onaylayıp cevap verecekken " Kız sen benimle dalga mı geçiyorsun? Neyse kızmayacağım sana. Sonra aklım sen de kalır." demesiyle gülümseyerek anneme sarıldım. Babam benimle havaalanına gelecekti. O yüzden annemle evde vedaşıyorduk.
 

   Havaalanına vardığımızda bir de babamdan uzun bir nasihat dinlemiştim. En sonunda babamla da vedalaştığım da arkada gördüğüm yüzle kafamı salladım. Tekrar oraya baktığımda kimsenin olmadığını gördüm. Sanırım uykusuzluktan Poyraz'ı görmeye başlamıştım. Allah'ım kafayı yemessem iyidi.

   Uçağa bindiğimde ne kadar kendimi tutmaya çalıştıysam da ağlamaya başlamıştım. Bu salak kafamla o kadar fazla hayal kurmuştum ki. Güya Poyrazla çok mutlu bir hayatımız olacaktı. Hiç bir zaman ayrılmayacaktım. Kendi aptallığıma bu sefer ağlamayı bırakıp gülmeye başladım. Yanımda oturan kız tuhaf bir şekilde bana bakınca " Sorun yok ya. Sadece sevgilimden ayrıldım." diyip tekrar camdan tarafa bakmaya başladım.

   Uçak inişe geçtiğinde yavaşça yerimden kalkıp dışarı çıktım. Gerçekten uçak beni tedirgin ediyordu.

   İlerde beni bekleyen halamgili görmemle gülümseyerek yanlarına ilerledim. Beni gören halamın hızlıca yanıma gelip sarılmasıyla onu gerçekten de özlediğimi anladım.
" Ayy kuzum. Çok özlemişim seni. Dur bakayım. Maşallah ne kadar güzel kız olmuşsun."
" Sen de maşallah hâlâ gencecik duruyorsun halacığım."

   Halam da diğer kadınlar gibi genç göründüğüne dair iltifatlar almaya bayılıyordu. Halama gülümseyerek baktığımda boynuma atlayan Irmakla bir adım gerilemek zorunda kaldım.
" Kuzi çok özlemişim seni ya." Kahkaha atarak ben de ona sarıldım.
" Valla ne yalan söyleyeyim senin deliliklerini bile özledim." Irmak dediğime gülerken eniştemle de sarılıp arabaya bindik.

   Evlerine vardığımızda izin isteyip duşa girdim. Yolculuklar beni mahvediyordu. Banyoda işimi hallettikten sonra üstümü giyinip halamların yanına gittim. " Kayra'm ne hazırlayayım? Acıkmışsındır." Gerçekten şuan canım hiç yemek yemek istemiyordu. " Hiç aç değilim hala. Sabah annem yolda acıkma diye bir sürü şey yedirdi." Halam ısrar etmeye başlayınca zorla ikna edip Irmak'ın odasına çıktık.

   Irmağın odasındayken kendimi Şirinler evinde gibi hissediyordum. Eşyalarından tutun da yatak örtüsüne kadar her şey mavi ve ya mavi tonlarındaydı.

   " Ee anlat bakalım. Ne var ne yok?" Irmağın sorusuyla ona dönüp derin bir nefes aldım. " Aynı şeyler. Pek farklılık yok. Asıl sana sormalı. Batuhanla aran nasıl?" Batuhan Irmağın yaklaşık 3 senedir sevdiği bir çocuktu. O çocuğu bir kaç kez görmüştüm ve hiç sevmemiştim. Fazla şeydi... Laubali...

   " Valla kuzen aynı. Biliyorsun gözü beni hiç görmüyor. Her gün kolunda farklı bir kızla görüyorum." Ah onun hakkında bir şey demeyi unuttum. Fazla kız düşkünüydü. Telefonumun çalmasıyla birlikte annemgili aramayı unuttuğumu fark ettim.
 

    " Anneciğim. Nasılsın?"
    " Kayra, ben sana demedim mi iner inmez beni ara diye."
    " Valla tamamen aklımdan çıkmış anne. Özür dilerim." Ne kadar alttan alsam o kadar iyi olurdu.
    " Neyse tamam. Hadi ben kapatıyorum. Dikkat et kendine. Halangile selam söyle."
    " Aleyküm selam. Sen de selam söyle."

   Annemle konuştuktan sonra Irmağa bir dakika işareti yapıp Feride'yi aradım. " Ben de tam seni arayacaktım. Nasılsın?"
   " İyim. Halamgildeyim. Oturuyoruz öyle. Sen napıyorsun? Özledin mi beni?" diyip güldüğümde onun da güldüğünü işittim.
   " Hem de nasıl. Bu arada Poyraz'ı gördüm. Kendimi tutamayıp bağırmaya başladım. Hiç bir şey demeden yanımdan geçip gitti. Bir de çok kötü görünüyordu."
   " Onun hakkında konuşmak istemiyorum artık. Neyse ben kapatayım. Görüşürüz."
   " Görüşürüz."

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin