37. BÖLÜM

394 21 4
                                    

    Karşımda gördüğüm adamlarla korkarak Poyraz' baktım. Koluyla beni arkasına çektiğinde elim hemen koluna gitmişti. " Hop birader noluyor?" Emir abinin konuşmasıyla öndeki adam silahını ona doğru yöneltti. " Asıl size noluyor? Kardeşimi nişanından alıp nereye götürüyorsunuz?"
" Ben sizin kardeşiniz değilim Murat. Bunu o kafana sok." Berra'nın dedikleryle birlikte adam daha da sinirlenmişti.

   " Ne diyorsun lan sen?" Murat denen adamın bağırmasıyla korkum daha da artmıştı. Adamların bana bakmadığı bir zaman da telefondan Eymen'e mesaj atıp hemen buraya polis göndermesini söyledim. İnşallah bizim için çok geç olmadan görürdü mesajı.

   Murat'ın silahını Poyraz'a döndürmesiyle hemen Poyraz'ın yanına geçtim.
" Bakın beyefendi, Berra'yı bu adamla evlendiremezsiniz. Kız istemiyor. Üstelik adam babanız yaşında." Ilımlı bir sesle adama dediklerimin sakinleştirmesini beklerken daha çok sinirlenmişti.
" Ne diyorsun sen? Kadın başınla bu işe karışma. Defol git. Elimden bir kaza çıkmasın.
" Sen kime bağırıyorsun lan!"

   Adamın bana bağırmasıyla Poyraz sinirle adamın üstüne yürümeye başladı. " Poyraz dur." Emir abinin sesiyle hemen öne atılıp Poyraz'ın elinden tuttum.
" Lütfen sakin ol. Birazdan polisler gelecek."
" Polis ha?"

   Murat denen gerizekalı herif dediklerimi duyunca silahı bana yöneltmişti. " Murat sakın bir şey yapma!" Berra'nın bağırmasıyla Feride'nin ağzından bir hıçkırık kaçtı. Ağlamamak için zor durduğu belliydi.
" İşte şimdi bittiniz." Patlayan silah sesiyle birlikte istemsizce gözümü kapatmıştım. Vücudumda hiç bir acı hissetmezken Poyraz'ın sesini duydum.

   " Siktir!"

   Bakışlarımı Poyraz'a döndürünce istemsizce çığlık attım. " Poyraz!"
Benim önüme geçmiş ve omzundan vurulmuştu. Gözlerimden yaşlar dökülürken hiçbir şey yapamıyordum.

   " Ambulans çağırın!" Emir abinin bağırmasıyla Feride'nin sesini duydum. " B-ben çağırıyorum."
" Kardeşim iyi misin?" Kesik bir nefes alıp yere çöken Poyrazla hemen ben de yanına çöktüm. " Poyraz nolur konuş benimle. Nolur iyi ol." Ağlayarak konuştuğumda Poyraz zorlukla tebessüm etmişti. " İyiyim güzelim. Sadece omzumdan vuruldum. Sakin ol." Zorla konuşmasıyla birlikte sıkıca elini tuttum.
" Nasıl sakin olayım Poyraz? Vu-vuruldun sen."

   Yavaşça kapanan gözleriyle birlikte bağırmaya başladım. " Nolur gözlerini kapatma. Lütfen sevgilim." Feride ağlayarak yanıma oturduğunda yavaşça omzuma dokundu. " Nerede kaldı bu ambulans!" Emir abinin bağırmasıyla ağlamam daha da şiddetlenmişti. Arkadan gelen polis siren sesiyle ambulansın da sesi duyulmuştu.

   Polislerin arkasından gelen Eymen Poyraz'ı görünce hemen koşmaya başladı. " Poyraz! Noldu Poyraz'a?" Berra Eymen'e bir şeyler anlatırken ben sadece ağlıyor ve Poyraz'a bir şey olmaması için dua ediyordum. Polisler Emir abiyle konuşurken Poyraz'ı ambulansa bindiriyorlardı.
" Hastanın yanında kim gelecek?"
" Ben." Hemen ambulansın arkasına binerken " Hep benim yüzümden." diyen Berra'nın sesini duydum.

   Poyraz'ın elini tuttuğumda titrek bir nefes aldım. " Sevgilim lütfen sana bir şey olmasın. Bizim yaşayacak çok güzel günlerimiz var. Allah'ım nolur ona bir şey olmasın." Ben kendi kendime konuşurken çoktan hastaneye gelmiştik. Hemen ambulanstan indiğimde arkadan Feridegilin geldiğini gördüm. Sedyeyle Poyraz'ı götürürlerken ben de hemen yanı başındaydım.

   " Hanımefendi siz burada kalın. Biraz da sakin olun lütfen." Doktorun dediklerinden sonra Poyraz'ı ameliyathane yazan yere sokmuşlardı. Oradaki sandalyeye oturup ağlarken Eymen'in bana sarılmasıyla ağzımdan bir hıçkırık kaçtı.

   " Oğlum, oğlum nerede?" Nesrin teyzenin sesini duymamla başımı oraya çevirdim. Kim haber vermişti bilmiyorum ama ailemizin hepsi buradaydı. Emir ve Feride onları sakinleştirirken annem yanıma geldi.
" Kızım biliyorum çok üzülüyorsun çok korkuyorsun. Aynı şekilde biz de öyleyiz. Ama lütfen biraz kendini toparla."
" Anne Poyraz'a bir şey olmayacak dimi?" Küçük çocuklar gibi sorduğum soruyla birlikte bana sarıldı.

   " Hayır olmayacak. Poyraz oğlum çok güçlüdür. Unutma o seni çok seviyor. Seni bırakıp gitmez." Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama doktorun çıkmasıyla hemen ayağa fırladım.  Doktor gülümseyerek kolumu sıvazladığında merakla vereceği cevabı bekliyordum.

   Öncelikle geçmiş olsun. Ameliyat gayet başarılı geçti. Sadece önümüzdeki bir kaç hafta kolunu oynatmamasi gerekiyor. O yüzden bir süre kol askılığı ile duracak. Birazdan da normal odaya alacağız. Son kontrolleri de yaptıktan sonra girip görebilirsiniz."

   Derin bir nefes aldığımda tekrardan ağlamaya başladım. Ona bir şey olacak diye çok korkmuştum.
" Allah'ım sana şükürler olsun." Nesrin teyzenin sesiyle gidip ona sarıldığımda o da sıkıca bana sarıldı.
" Oğlum kurtuldu Kayra. Oğlum kurtuldu."

   Poyraz'ın normal odaya alınmasıyla herkes içeri girmişti. Ben hariç. Hâlâ kendimi toparlayamamıştım. Derin bir nefes alıp yavaşça kapıyı açtım. Tüm bakışlar bana döndüğünde ben sadece tek bir kişiye bakıyordum. Poyraz'a...

   Poyraz gülümseyerek bana baktığında hafifçe kaşlarını çattı.
" Biz çıkalım. Çocuklar biraz konuşsunlar." Nesrin teyzenin dedikleriyle herkes odadan çıkmıştı. Sadece Poyraz ve ben kalmıştık. Hastane yatağında yatan Poyraz'ın yanına gidip dudağını öptüm. Anında gülümserken gözyaşım yanağına değmişti.

   " Ne bul halin güzelim? Şuna baksana gözlerin kıpkırmızı olmuş."
" Napabilirim Poyraz. Sana bir şey olacak diye çok korktum." Gülümseyerek elimi tutup ufak bir buse kondurdu.

   " Seninle yaşayacağımız o kadar gün varken, sana doyamadan hiçbir yere gitmem. Merak etme." Elini tuttuğumda odanın kapısının açılmasıyla gelen kişiye baktım. Hasta bakıcı yemek getirmiş masaya koymuştu. " Geçmiş olsun." diyerek odadan çıkmıştı. Masayı önüme çekerek çorbayı hafifçe karıştırmaya başladım.

   " Vayy demek senin ellerinden yemek yemek de varmış." Gülerek söylediği şeyle birlikte gülümseyerek başımı salladım. " Bundan sonra böyle. Senin çok iyi olmanı sağlayacağım."
" Sen yanımda olduğun sürece, o gözlerin benim gözlerime baktığı sürece ben her zaman çok iyiyim."
" Yaa Poyraz." Gülerek yanağını öptüğümde ufak kahkahasını duydum.

   Yemek bittiğinde Poyraz'ın esnemesiyle yavaşça yanından kalktım. "Ben kapının önüne çıkayım sen de rahatça uyu." Kafasını olumsuz bir şekilde sallayarak kolumdan tutup yavaşça yanına çekti. " Seninle uyumak istiyorum.
" Biri görür Poyraz. Ayıp olur. Hem rahat etmezsin." Beni nazikçe tutup yanına çektiği sırada yan yana tama şekline gelmiştik. Sağlam kolunu bana sardığında biraz daha kendine çekti beni.

   " Bu hayatta en sevdiğim şeylerden biri seninle uyumak birtanem." Başımın üstüne koyduğu öpücükle gülümseyerek çenesini öptüm.
" Seni çok seviyorum."
" Seni çok seviyorum."

*********

  Yeni bölümle karşınızdayım arkadaşlar. Umarım beğenirsiniz.

  Rica etsem yorum yapıp köşedeki yıldıza dokunur musunuz? ❤️🧚

 

  

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin