4. BÖLÜM

2.1K 97 21
                                    

   Feride'ye olayı anlatmamın üzerinden 2 hafta geçmişti. Bu 2 hafta boyunca genellikle evde durup annem ve babamla vakit geçirmiştim. Bir kez de Eymen'e hediye almak için dışarı çıkmıştım. Bugün doğum günüydü ve Karanfil Kafe'de doğum gününü kutlayacaktık.

    Duştan yeni çıkmış kafamda havluyla sandrazam gibi oturmuş Feride'yi bekliyordum. Buraya gelip beraber hazırlanacağız. Kapımın birden açılmasıyla " Yuh Feride. Kapının ırzına geçtin. Ya müsait olmasaydım benim akıllı kardeşim?"

   Elini boşver dercesine sallayıp
" Aman görmediğim şey sanki." diyip güldü. " Neyse hadi hazırlanmaya başlayalım. Sen saçını kurut, ben de saçımla makyajımı yapacağım." Onu onaylayarak saçımı kurutmaya başladım. Bir yandan da konuşuyorduk. " Ben geçen aldığım siyah elbiseyi giyeceğim. Sen ne giymeyi düşünüyorsun?" demesiyle dolabımın en köşesinde duran bordo elbiseyi çıkarıp gösterdim. İnce askılı, diz kapağımın üstüne gelen bir elbiseydi. Feride eline elbiseyi alıp
" Ay bu çok güzelmiş. Kızım çok güzel olucaz bugün." demesiyle gülümseyip " Yalnız geç kalmazsak iyi olacak. Hadi çabuk olalım." dedim.

   Feride saçını sıkı bir at kuyruğu yapmış, şuan makyajını yapıyordu. Ben de elbisemi giyip, saçlarımın uçlarını maşa yapıyordum. Feridr elbisesini giymek için başka odaya geçmişti. Ben de onu bekliyordum. Odaya gelmesiyle kıkırdayıp sesimi kalınlaştırarak  " Oo hanım efendi. Çok güzel olmuşsunuz. Bu gece bana eşlik etmek ister misiniz?" diyip bıyığım varmış gibi ucunu kıvırdım. Kahkaha atıp " Tövbe ya. Hadi gel makyajını yapalım." demesiyle kendimi makyaj masasının önünde buldum.

   Gözlerime hafif bir makyaj yapmıştı. Şimdi de ruj için kavga ediyorduk.
" Ya Feride ben bunu sürmem. Çok kırmızı."
" Kayra, bir kere beni dinle ya. Bak sırf bu ruj için göz makyajını hafif tuttum." İstemeye istemeye ruju sürmesine izin verdim. Aynadan kendime baktığımda ufak bir şok geçirdim. Gerçekten de güzel olmuştum. Çalan korna sesiyle Mustafa'nın geldiğini anlamıştık. Hediyeleri almış, kapının önünde ayakkabılarımı giyiyorduk. İkimizde siyah bilekten bağlamalı topuklu ayakkabı tercih etmiştik.

   Tam çıkarken babamın " Dikkatli olun. Mümkün olduğunca da Mustafa'nın yanından ayrılmayın." dedi. Babamı onaylayarak dışarı çıktık. Mustafa arabasının kapısına yaslanmış, bizi bekliyordu. Siyah pantolon üstüne beyaz tişört giyip üstüne siyah ince bir ceket giymiş. Bizi görmesiyle " Kızlar çok güzel olmuşsunuz. Ama bu elbiselerle bir yere gidemezsiniz. Hadi üstünüzü değiştirip gelin." demesiyle Feride
" Hayatta olmaz. Biz bu elbiselere göre saç, makyaj yaptık." dedi. Ben de onu onaylayıp " Mustafa zaten sen yanımızda olacaksın. Hiç bir şey olmaz." dedim. İstemeye istemeye kabul etmesiyle kafeye doğru gitmeye başladık.

   Kafenin olduğu yere gelince arabadan inip kapıya doğru yürümeye başladık. Gerçekten de güzel yerdi. Kafeye girmemle Poyraz'ı görmem bir oldu. Siyah pantolon giymiş, üstüne de siyah gömlek giymiş. Yüzüne baktığımda bana sinirli bir şekilde baktığını gördüm. Umursamadan masaya doğru yürüdüm. İki tane masayı birleştirmişlerdi. Zaten sadece biz ve Eymen'in 2 tane arkadaşı daha vardı.

   Eymen bize hoş geldin dedikten sonra hediyemi verip " İyi ki doğmuşsun. Doğum günün kutlu olsun gözdeşim." dememle kahkaha atıp " Unutmamışsın lakabımızı. Çok teşekkür ederim güzelim." demesiyle sarılıp yerime oturdum. Önceden göz rengimizden dolayı birbirimize öyle sesleniyorduk.

   Sol çaprazımda oturan Poyraz'ın gülümseyerek bana baktığını görünce " Ne bakıyorsun? Dönsene önüne." dedim. Bu sefer daha çok gülmesiyle sinirle sahnede şarkı söyleyenlere baktım. İsteyen çıkıp şarkı söylüyordu.

   O sıra da sahne de söylenen şarkıyla gözlerimin dolmasını zorla engelleyebilmiştim.
     " İnanmıyorum nasıl ayrıldık?
       Kime aldandık.
       Kara sevdaydık.
       Biz seninle dağlara ferman
       Dillere destan, ellere hüsran
       İçime sığmıyor derdim kederim
       Özledim yemin ederim."

   Poyraz'a baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Şarkı boyunca birbirimize bakmıştık. Şarkı bittikten sonra kendime gelip karşımda oturan Feride'ye baktım. Buruk bir şekilde gülümseyip elini elimin üstüne koydu. Ben de zoraki bir şekilde gülümseyip garsonun getirdiği pastaya baktım.

   Şarkı eşliğinde pastasını üfleyip el çırpan Eymen'e gülümseyerek baktım. " Evet canım arkadaşlarım. Doğum günüme geldiğiniz için çok teşekkür ederim. Şimdi size teşekkür amaçlı şarkı söyleyeceğim." Merakla şarkıyı beklerken gelen melodiyle birlikte kahkaha attım. Eymen'in " Evet bu şarkı benden size gelsin." demesiyle kahkaham daha çok arttı. Erkekler homurdanırken biz Feride'yle gülüyorduk.

       " İncinsen de sözün düzünü diyciğem
        İncinsen de sözün düzünü diyciğem
        Acayip hayvanlara benziyirsen
        Acayip hayvanlara benziyirsen"

   Eline aldığı peçeteyle halay çekiyormuş gibi yapıp şarkıya devam etti.

       " Men senin bu emellerine nece dözüm
        Men ne diyim daha sene yoktur sözüm
        Sırf sıfatından su içmeyir sözüm
        Cinlere şeytanlara benziyirsen
        Cinlere şeytanlara benziyirsen
        Acayip hayvanlara benziyirsen"

   Şarkı bitip yanımıza geldiğinde Emir abi ensesine vurup " Lan gerizekalı, diğer insanlara rezil ettin bizi." dedi. Mustafa ve Poyraz da onu onaylayınca " Valla Eymen ben çok beğendim. Özellikle burdaki birine uyan nir şarkıydı zaten. Tam oturdu." dememle Eymen, Feride ve Emir abi kahkaha attı. Eymen " Evet Kayracığım. Şimdi seni alalım sahneye. Bayadır dinlemiyoruz o sesinden bir şarkı." dedi. Herkes onaylayınca gidip adama açması gereken şarkıyı söyledim.

      " Tebrikler, kurtuldun bak bizden,
        Kolay olmadı ama bitti tebrikler
        Tebrikler, kutla yaptığını,
        Çok istedin, çok uğraştın bitti tebrikler."

   Dolu olan gozlerimle Poyraz'a baktığımda onun da gözlerinin dolduğunu gördüm. Senin niye gözlerin doluyor be adam. Her şeyi kendin isteyerek mahvettin. Gözlerine bakarak devam ettim.

      " Ben, yarım aklımla ben.
        Fark etmedim, sesin de biz yoktuk konuşurken
        Ben, yarım aklımla ben,
        Sandım ki güzel biter gerçekse eğer."

   Daha fazla gözlerine bakamayacağımı anlayıp bakışlarımı başka tarafa çevirdim.

      " Yok, çıkmıyor sesin kör kuyunda,
        Benden aldıkların neden benden fazla?
       Yok, yapamam kalamam kör kuyunda
       Benden aldıkların neden benden fazla?"

   Şarkı bittiğinde herkes alkışlıyordu. Gözümden akan yaşla hemen lavobaya gittim. Biraz kendime gelmem lazımdı. Kapının birden açılıp kapanmasıyla gelen kişiye baktım. Onun burda ne işi vardı?

********

    Ve diğer karakterlerimiz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

    Ve diğer karakterlerimiz. Mustafa'ya aşırı düşüyorum. Emir'e de öyle. Eymen'e de öyle. Hepsinee...

Evet arkadaşlar. Yeni bölümle karşınızdayım. İnşallah beğenmişsinizdir.

Lütfen oy verip yorup yapabilir misiniz?❤️🧚
       

   

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin