32. BÖLÜM

517 21 9
                                    

Gelen seslerle zorlukla gözlerimi açıp komidinimin üzerinde duran saate baktım. Sabahın 04.30' da evimizde ki bu gürültü de neyin nesiydi? Elime telefonumu aldığımda bir sürü cevapsız çağrı görmemle tam kim olduklarına bakacakken birden odamın kapısı açıldı.

Odama giren annemle birlikte bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Ağlamıştı. Derin bir nefes alarak cevabından korktuğum soruyu sordum. " Noldu?" Annem gözünden akan yaşı silip yanıma geldi. " Kızım önce bir sakin ol." Endişeyle ayağa kalkıp bağırmaya başladım. " Anne korkutuyorsun beni. Noldu? Poyraz'a bir şey mi olmuş?"

" Hayır hayır. Poyraz iyi. Emir..." Duraklayıp derin bir nefes aldığın da dolan gözlerimle anneme baktım.
" Emir trafik kazası geçirmiş. Şimdi hastanedeler. Oraya gidiyoruz. Üstüne bir şey al hadi." Hızlıca üstüme bir şeyler geçirip arabada bekleyen babamın yanına gittik.

Ben ağlarken annem de dua ediyordu. Emir abiye bir şey olacak diye çok korkuyordum. Ben şuan bu haldeysem Feride'yi ve Poyraz'ı düşünemiyorum bile.

Hastaneye vardığımızda hızlıca arabadan inip annemgili beklemeden hastaneye girdim. Emir abinin ameliyatta olduğunu öğrenince hemen yerini öğrenip oraya doğru koşmaya başladım.

Koridorun ordan sağa döndüğüm de gördüğüm görüntüyle duraksamak zorunda kaldım. Poyraz yere çökmüş ellerini başının arasına almış bekliyordu. Eymen bir sağa bir sola git gel yapıyordu. Mustafa sırtını duvara yaslamış öylece bekliyordu. Emir abinin annesi Züleyha teyze kolundaki serumla iç çekerek ağlarken babası Zekeriya amca sadece karşı duvara bakıyordu.

Bakışlarım Feride'ye döndüğünde sandalyeye oturmuş ağladığını görünce koşarak yanına gidip Feride'ye sarıldım. " Kayra Emir ameliyatta. Ben..ben çok korkuyorum Kayra. Ona bir şey olacak diye çok korkuyorum. Ona bir şey olmayacak dimi?"

Gözlerimden akan yaşları silerek Feride'ye biraz daha sarıldım. " Hayır tabi ki. Hiç bir şey olmayacak. Hem Emir abi çok güçlü bir tanem. O seni asla yalnız bırakmaz. Tamam mı? Lütfen biraz sakin ol."

Feride bakışlarını bana çevirip zorla tebessüm etti. " Bırakmaz o beni." Biraz daha Feride ile öyle kaldıktan sonra yavaşça bakışlarını bana çevirdi. " Hadi sen Poyraz'ın yanına git. O da benden farksız." Başımı sallayarak Poyraz'ın yanına gittim.

" Poyraz." Poyraz sessiz bir şekilde mırıldanmamla bakışlarını bana çevirip ayağa kalktı. Gözleri kıpkırmızı olmuş, kendisini ağlamamak için zor tuttuğu belliydi.
" İyi misin?" Poyraz'ın birden bana sarılmasıyla ben de ona sıkıca sarıldım.

" Kayra benim kardeşim içerde yatıyor ve ben hiç bir şey yapamıyorum. Ona bir şey olmasın. Lütfen ona bir şey olmasın." Omzumda hissettiğim göz yaşıyla benim de gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ondan ayrılıp ellerimle yüzünü tuttum. " Bana bak sevgilim. Emir abiye hiç bir şey olmayacak. Güven bana. O bizi bırakıp gider mi bir yere?" Kafasını onaylarcasına sallayınca sıkıca ona sarıldım.

Doktorun birden ameliyathaneden çıkmasıyla herkes başına toplanmıştı.
" Hasta çok kan kaybetmiş. A Rh-pozitif kana ihtiyacımız var." Gülümseyerek doktora doğru adımladım. " Benim kanım uyuyor. Nereden kan verebilirim?"
" Hemşire hanım size yardımcı olsun." Hemşireyle birlikte kan vermem gereken yere giderken Poyraz da benimle birlikte geliyordu.

Hemşire kanımı alırken ben sadece Poyraz'a bakıyordum. Gelip alnımdan öpüp " Teşekkür ederim." dedi.
" Teşekkür ederim demek ne demek Poyraz. O benim abim yerinde." Poyraz hafifçe gülümseyerek elimden tutup baş parmağıyla okşamaya başladı.

İşimiz bitmiş bizimkilerin yanına gidiyorduk. " İyi misin maviş?" Eymen'in sorusuyla tebessüm ederek ona sarıldım. " İyiyim. Asıl sen nasılsın?" Sarılışıma karşılık vererek sessizce fısıldadı. " Kötü." Feride gelip bana sarıldığında ben de ona sıkıca sarıldım.

Aradan baya zaman geçmişti ve biz iyi bir haber almak istiyorduk. Ameliyathanenin kapısının açılıp doktorun çıkmasıyla endişe ve korkuyla yanına gittik. " Oğlum nasıl?" Züleyha teyzenin sorusuyla doktor gülümseyerek hepimize baktı. " Oğlunuz çok iyi. Şimdi normal odaya alacağız. Kısa süreli durmayla yanına girebilirsiniz. Geçmiş olsun." Arkasından Emir abi görününce Züleyha teyze ve Feride tekrar ağlamaya başladı. Ben de dolan gözlerimi zorlukla tavana dikip bir kez daha şükrettim.

Emir abi normal odaya alınınca Züleyha teyze ağlayarak bana sarıldı.
" Çok sağol kızım. Emir senin sayende iyi. Çok sağol." Gülümseyerek ben de ona sarıldım. " Ne demek Züleyha teyzem. Ben hiç bir şey yapmadım ki." Gözleri yaşlı bir şekilde benden ayrılıp odaya girdi. Poyraz'a baktığımda gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu. Yanına gittiğimde beni kolunun altına alıp başımın üstünden öptü.

Emir abinin yanına Feride, Züleyha teyze ve Zekeriya amca girmişti. Annemle babam da hemen girip çok yormadan geçmiş olsun diyerek çıkmışlardı. Züleyha teyze ve Zekeriya amcanın da çıkmasıyla bu sefer de biz odaya girdik. Poyraz Emir abiye dikkatla sarılıp " Çok korkuttun be bizi." Emir abi gülümseyerek Poyraz'a bakıyordu. Eymen ve Mustafa da aynı şekilde geçmiş olsun diyip yanda ki koltuğa oturdular.

" Geçmiş olsun Emir abi. Valla hepimizi çok korkuttun." Emir abi gülümseyerek bana bakıyordu. " Sağol maviş ve çok teşekkür ederim. Senin sayende şuan iyiyim." Utanarak başımı eğip " Şöyle şeyler demeyin ya. Naptım sanki ben. Allah Allah." Diyip güldüm. Benim dediklerimle birlikte içerdekiler de gülerken Poyraz'ın yanına geçip oturdum. Biraz daha oturduktan sonra daha fazla yormamak için son bir kez daha geçmiş olsun diyerek odadan çıktık.

Çok şükür bugünü de atlatmıştık.

^^^^^^^^

Aradan 2 hafta geçmiş Emir abi eski sağlıklı haline dönmüştü. Feride de yavaş yavaş eski haline dönmüştü. Gerçekten o gün ki korkusu gözlerinden bile belliydi.

Ben bu süre zarfında işe başlamış bir okulda ana sınıfı öğretmenliği yapıyordum. Her şey yolunda gidiyordu. Ve haftaya çok önemli bir olay vardı.

Nişanım. Evet haftaya nişan günü almış davetiye hazırlayıp herkese dağıtmıştık. Açık havada yapacaktık ve ben şimdiden çok heyecanlıydım.

Şimdi ise nişanım için elbise bakıyorduk ve bir sürü mağaza geçmiştik. Oflayarak bir mağazanın yanından geçerken vitrinden gördüğüm elbiseyle " Buldum." diye bağırdım. Feride yerinde sıçrayarak
" Ne bağırıyorsun kızım?" dedi.
" Feride elbisemi buldum. Kesinlikle bunu alıyorum." Feride gösterdiğim elbiseye baktığında onun da beğendiğini yüz ifadesinden anlamıştım. " Gerçekten çok güzel. Hadi girelim bakalım bedeni var mı?"

Heyecanla mağazaya girip görevli kıza elbiseyi göstererek bedenimi söyledim. Kız gülümseyerek yanıma gelince ben de gülümsedim.
" Şansınıza son bir tane kalmış. O da sizin bedeniniz. Buyrun kabine geçelim." Heyecanla kabine girip elbiseyi giydim. Tahmin ettiğimden de güzel olmuştu. Yavaşça kabinden çıktığımda Feride gülümseyerek bana bakıyordu. " Çok güzel olmuşsun kardeşim. Senin ki bir kez daha aşık olacak sana."

" Teşekkür ederim." Gülümseyerek aynadan kendime bakarken birden Feride'ye döndüm. " Sen elbise almayacak mısın?"
" Oo ben 2 gün önce aldım bile. Sen geç kaldın." Feride'nin dedikleriyle gülümseyerek kabine girip üstümü değiştirdim. Kasaya geçip elbisemin parasını ödeyip gülümseyerek mağazadan çıktık. Gerçekten her şey istediğim gibi oluyordu.

*******

İnşallah beğenirsiniz. Rica etsem oy verip yorum yapabilir misiniz? 🧚❤️

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin