7. BÖLÜM

1.6K 80 16
                                    

   " Valla amirim bizim bir suçumuz yok. Bu çocuk bana laf attı. Arkadaşım da beni korumak için böyle bir şey yaptı."

   Şuan ne mi yapıyorduk? Karakolda polislere olayı anlatmaya çalışıyorduk. Karşı taraf şikayetçi olmuştu ve Poyraz şuan bir odada ifade veriyordu. Aslında Poyraz umrumda değil ama benim yüzümden ceza almasını istemiyordum.

   Polis Bey Poyraz'ın dövdüğü çocuğu göstererek " Kızım çocuğun haline bak. Nasıl korumak bu. Ağzını burnunu kırmış." dedi. Evet çok haklıydı ama bunu onlara belli etmeye gerek yok.

   Sinirle kaşlarımı çatıp " O zaman ben de bu çocuktan şikayetçiyim. Resmen beni taciz etti." dedim. Çocuk sinirle bana bir adım atarken Mustafa araya girip " Hop hop ağır ol. Bir de ben dövmeyeyim seni." dedi. Polis sinirle " Sakin olun. Karakol burası." diye bağırınca sessizce yerime oturup olacakları bekledim.

   Kapının oraya baktığımda gelenlerle kısık bir küfür ettim. Hepimizin babası sinirli bir şekilde bize doğru yürüyorlardı. Feride'ye baktığımda o da iyice yerine sinmiş benim gibi olacakları bekliyordu. Mustafa'nın babası Lütfü amca " Ne oluyor çocuklar. Ne yaptınız da karakola düştünüz? Hadi sizi anladım da. Kayra ile Feride'nin ne işi var?" dedi. Tam cevap verecekken Poyraz odadan çıkmış yanımıza geliyordu. Babama dönüp " Valla babacığım bizim hiç bir suçumuz yok. Bu çocuk" diyip Poyraz'ın dövdüğü çocuğu işaret ederek " bana laf attı. Poyraz da beni korumak amacıyla onu biraz dövdü. Yani her şeyi o çocuk başlattı." dedim.

   Babam sinirle çocuğun yanına gidip " Ne dedin lan kızıma. Dua et karakoldayız. Yoksa ağzını burnunu bir de ben kırardım." dedi. Ah canım babam nasıl da koruyor kızını.

   Polis Bey amcacığım çocuğa doğru dönerek konuştu. " Kız senden şikayetçi. Ve senin yaptığın daha büyük bir suç. Nezarethanede kal bugün de aklın başına gelsin." Bize dönüp " Siz gidebilirsiniz çocuklar. Haketmiş o. Ama bir daha yapmayın. Sizi bir daha burda görmek istemiyorum." dedi. Gülümseyerek kafamı hızlıca salladım. Aslında kendimizi biraz temize çıkarmak için çocuğun yaptığını biraz abartmıştım ama olsun. Babama baktığımda gülümseyerek Poyraz'ın omzuna vurmuştu. Aferim dermiş gibi.

   Karakoldan çıktığımızda herkes arabalara dağılmıştı. Poyraz'a doğru baktığımda bana göz kırpıp arabaya bindi. Bende binip eve gidince anneme ne diyeceğimi düşünüyordum. Bazen olayları fazla abartıyordu. Eve girdiğimde annem koşarak yanıma geldi.

   " Ah be kızım. Seni karakollardan mı toplayacaktık. Naptınız da karakola düştünüz? Nasıl korktum biliyor musun?"  " Anne bir dur ya. İçeri geçelim her şeyi anlatıcam." Olayları anlattıktan sonra annem ellerini dizlerine vurup " Ah ah. İyi yapmış Poyraz oğlum. Aferin ona. Hep diyorum zaten çok mert bir çocuk o." dedi. Allah aşkına konu ne ara Poyraz'ın mertliğine geldi ya. Annem ve babamdan izin isteyip odama geçtim. Bugün gerçekten çok yorulmuştum. İyi bir uykuya ihtiyacım var.

   Telefonumun çalmasıyla zorla gözlerimi açıp arayan kişiye baktım. Feride arıyordu. Sinirle açıp " Ulan daha kargalar bokunu yemeden beni niye arıyorsun?" dedim. " Oo kızım saat 11. Hadi kalk kahvaltıya gidicez."
Peki benim bundan neden haberim yok. " Daha önce haber verseydiniz ya. Nasıl hazırlanıcam ben?" dedim. Feride " Yeni karar verdik. Emir gilde gelecek. Saat 1 de eskiden gittiğimiz yere gel." " Tamam" diyerek telefonu kapattım

   Eskiden her zaman gittiğimiz bir yer vardı. Gerçekten çok güzeldi. Hemen duşa girmem gerekiyordu. Duşa girip işlerimi hallettikten sonra üzerime pembe bir tişört geçirip açık mavi tulumumu giydim. Saçlarımı maşa yapıp rimel ve ruj ikilisini sürdüm. Telefonumla paramı yanıma alıp anneme haber vererek evden çıktım.

PERESTİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin