Bir Garip Şiir

44 11 2
                                    

Nasıl bir yoldu bu sonunu bilemeden çıktığım sonunu erdiremeden yitirdiğim.
Çölde çiçek olsaydın gözlerimle sulardim.
Mezarımda çiçek olsan sen açarsın.
Başımı koysam taşa uyumaya kapatsam gözlerimi.
Sanki dizlerin.
Bin dertten kurtulmak için careydi sesin bin kahır çeksem derman sesin.
Mermi girse göğsüme içimde sen, sen göğüs kafesim sen benim koruduğum Vatan.
Sen içimde parcalansa dahi bedenim sen kanım akıtmam seni sen kanım canım vede hayatim.
Bin cefan olsa bir sefaya değişmem bin yara olsan tenimde bir derman aramam.
Bin ay kör kalırım birgün görmek icin.
Bin kez ölürüm birgün görmek için.
Bin kez aklımı veririm bir kez delin olmak için.
Bin kez boğulurum bir kez gözlerine dalmak için.
Bin kelime olurum bir suskunluğuna, bin kez lal olurum diline düşmek icin.
Bin kez başımı veririm bir omzuna hayat için.
Bin parmak kırarım parmaklıklar ardında kırk kere dokunmak için kırık parmaklarımla saclarına.
Bin defa yay olurum ok gibi kirpiklerine ziyan etmem onuda kendime saplarım.
Yanmaz canım, içimde siyah Kadın var ruhum onun yanında var canı ruhumda var.
Bin yıl beklerim bin defa taş olurum, yaş olurum, yas olurum bin sinirin olurum çatılan kaşın olmak icin.
Bin yıl ay olurum bin yıl soğuk olurum istemez karanlık yüzüm güneş, bin yil bir siyahına esir olmak icin.
Bin yıl çöl olurum bin yıl bir damla suya hasret kalırım bir defa senin serapını görmek icin.
Bin yıl cam olurum bir kırık parça olurum bana dokunup beni kırman için.
Bin yıl kalem olurum bir satıra eşlik için bin yıl kağıt olurum üzerime karalanman için.
Ama şuan biraz güneşim siyahina hasret.
Ve,
Bin yıl mezar olurum bin asır bir ölü toprak bir kere mezarımda çiçek açman için...

Mecaz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin