Pazar günü gideceğimiz yerler hakkında bilgiler toplamaya başladım. Efra ve İlyas birbirlerine bilgiler veriyorlardı ve araştırma yapıyorlardı. Bende onlarla yapıyordum ama kafam ikisini götürmediği için odama geçip tek başıma araştırma yapmaya başladım.
Değişik hikâyeler okumuş ve gideceğimiz yerler hakkında fazlasıyla bilgi öğrenmiştim. Ne değişik yerdi bu Karadeniz. Sanki yeşile doyumsuz bir diyara gidiyorduk.
Valize kıyafetlerimi koyarken hava durumuna göre koymak istemiştim ama bir süre sonra hava durumuna bakmak sıkınca telefonu yatağa fırlattım. Kıyafetlerimi valize yerleştirmek uzun sürsede sonunda bitmişti.
İlyas "Abla, bana yardım eder misin?" deyince onun odasına geçtik. Aslında çoğu şeyini koymuştu ama bir iki kıyafet arasında kalınca beni çağırma gereği duymuş.
"Bende çok uzun sürecek sanmıştım."dediğimde "Ne uzun sürecek? Valize yerleştirmeyi biliyorum. Bebekmiyim ben?"diye sorduğunda güldüm.
"Sen hâlen daha ablanın bebeğisin."diye gülmeye başladım. Bana tuhaf tuhaf baksada bir şey demedi. Efra da yanımıza geldi. "Bensiz ne yapıyorsunuz bakalım?"dediğinde o da benim gibi İlyas'ın yatağına oturdu. İlyas da karşımızdaki sandalyede oturuyordu.
Efra'ya "Sen hazırlandın mı?"diye sordum.
"Evet evet hazırlandım. Ne sıkıcı ya!"diye söylenmeye başlayacaktı ki onu susturdum.
"Akşama kek yapacağız. Bu arada senin valize koyacak giysilerin var mıydı?"diye sordum.
"Evet, var. Sabah sen uyurken ben bir şeyler almaya gittim."dedi.
İlyas'a "Sen arabayı yarın saat kaçta alacaksın?"diye sordu.
"9'da alacağım. Yarın poğaça yapacaksınız değil mi?"dediğinde kafamı evet anlamında salladım.
"Annem arabaya koyulacak bir ton şey ayarlamış. Anca 10 11 gibi gideriz."deyince ofladım. Direkt yola çıkmak istiyordum. Saatler öyle geçmek bilmiyordu ki sanki kalbime suikastı vardı.
Efra "16 saatlik yolu nasıl gideceğiz? Biraz zor olacak gibi. Ee İlyas da öküz gibi olduğu için anca sığarız, nasıl uyuyacağız?"diye sordu.
"Ben öküz gibi değilim. Susar mısın?"diye onun omzuna vurdu. Efra hafif devrilir gibi oldu ama bana tutunduğu için hiçbir şey olmamıştı. Bu ikisi ne zaman büyüyecekti çok merak ediyorum.
"Valla nasıl gideceğimiz önemli değil ama yorgunluktan öleceğimiz kesin."dedim. Kolumu yatağın baş kısmına attım. "Neyse ki yolculuk yapmayı seviyorum. Yoksa hiç çekilmezdi."dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu Karadeniz Turu
JugendliteraturHayallerimi gerçekleştirmek zordu. Özellikle de işin içine vicdanım girince bunu hak etmediğimi sanmıştım. Umutlarımın bir bir, tek tek ve acımasızca öldürdüğümü düşünmüştüm. Ama unuttuğum bir şey vardı. Ben hayallerimi yok edecek ve onları çok basi...