Bera'nın cevabını merak ediyordum. Soru karşısında tuhaf olmuştu. Beklemediği bir soru ve beklemediği bir alandı. Burak sorusunu iyi seçmişti. Arada ağzından güzel sözler çıkıyordu.
"Birinin hayatını mahvetmek için başkasıyla yani onun düşmanıyla işbirliği yapar mıyım?"diye düşünürmüş gibi yaptı. Şeytanın gülüşünü takındı.
"Evet, yaparım. Ben kolay kolay bir insandan nefret etmem. Eğer ediyorsam bu nefreti sonunda kadar hak etmiş biridir. O yüzden arkasından çok güzel işler çeviririm, çok fazla dönme dolaplara katkım olur."dedi. Ondan şüphelenmek konusunda haklıydım.
Ben artık haklı olmaktanda yoruldum. Haklı olmak değil mutlu olmak istiyordum.
Bir roman kahramanı olsam beni yazan yazar, duygularımı tam aktaramaz ve kimse tarafından anlaşılmazdım. Kitap karakteri olsam bile anlamazlardı. Ne biçim hayattı bu!
Efdal koluma bakıp "Ne yaptın koluna?"diye sorduğunda dünkü kızın kolumu törpüyle çizdiğini tamamen kafamdan çıkarmıştım. Aslında gözümü ona kapamıştım.
"Önemli bir şey değil. Kedi severken oldu. Bir de salak kedi kafamı duvara vurmamı sağladı."dedim. Kafama taş attıkları için küçük bir kızarıklık vardı onlar sormadan yalanımı anlattım.
İyi bir yalancısın Meftun! Herkesi kandırabiliyorsun ama kardeşini değil. İlyas, bana inanmamıştı. Haklıydı da. Kim bu yalana inanırdı ki? Tabii ki beni tanımayanlar.
Artık bu ortamda bulunmak istemiyordum. Gitmek istiyordum. Kimsenin beni bulamadığı o kapıdan çıkmak ve bir daha geri dönmemek üzere kapıyı kapatmak istiyordum.
İlyas'a "Ben, şişe çevirmeceden sıkıldım. Biraz dolanacağım."dediğimde "Tamam."dedi. Annemlerin yanından kendime çay döktüm ve gezeceğimi söyledim. Tamam dediler.
Yamaç olduğu için yavaş yavaş iniyordum. Elimdeki çaydan bir yudum aldım.
Ben bu kadar güçlü bir kız değildim. Her şeyi tek başıma yenemezdim. Aslında yenerdin yenmesine ama şeytana dönüşüyordum. Bunu istemiyordum. Şeytana ruhumu teslim etmek istemiyordum.
Etrafı tam bilmediğim için dikkatli giderek ilerliyordum. Telefonumu almıştım ama ne olur ne olmaz ailemi kaybetmek istemiyordum.
Kendimi özgür hissettiğim yeri bana yılanın deriyi soktuğu gibi zehir etmişlerdi. İnsanlar böyleydi her güzel şeyi mahveder ve ortada bırakırlardı. Zihnim de susmak bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu Karadeniz Turu
Fiksi RemajaHayallerimi gerçekleştirmek zordu. Özellikle de işin içine vicdanım girince bunu hak etmediğimi sanmıştım. Umutlarımın bir bir, tek tek ve acımasızca öldürdüğümü düşünmüştüm. Ama unuttuğum bir şey vardı. Ben hayallerimi yok edecek ve onları çok basi...