Bugün erkenden kalkmadığımız için Allah'a şükürler ettim. Kaç gündür erken kalkıyoruz. Gözlerim ağrımaya başlamıştı.
Gezeceğimiz yerler, kısıtlıydı. Daha çok kafa dinlemek için kullanacaktık bugünü. Hopa denizine gideceğimiz için mayolarımızı giyindik. Yüzesim yoktu ama denizin önünde kitap okumak için sabırsızlanıyordum. Üstüme yumuşak tuşeli V yaka düz tişörtümü, altıma da diz kapağımın hafif altında biten siyah pileli eteğimi giydim. Boynum boş kalmasın diye gümüş ay yıldız kolyemi taktım. Ama denize girersem çıkatırdım.
Efra benim aksime buz mavi diz kapağında biten gipeli ebisesini giymişti. Mayosu gözükmediği için rahattı.
Saat 9 gibi yola koyulduk. Birkaç saat yüzüp orada kıyafetlerimiz değiştirip bir iki yere daha uğrayacaktık.
Babam, Berkan abiye "Önce Orta Hopa Camisine gitseydik. Denizden sonra sıkıntı olmasın."dediğinde Berkan abi bunu onayladı. Hiç kimsenin kıyafeti camiye gitmek için absürt kalmıyordu.
Arabaya bindiğimiz de Efra konuşmaya başladı. "Abla, akşama barlar açık oluyormuş. Gidebiliriz aslında." dediğinde bir şey demedim.
"Bir şey söylesene."dediğinde annem "Hayır, gidemezsiniz."diyerek beni kurtardı. Aslında Efra ve İlyas'la tek olacağımı bilsem giderim ama tanımadığım insanlarla gitmek istemiyordum.
"Ya, anne!"diye kedi gibi mırıltı sesi çıkardı. Babamda "Tanımadığımız etmediğimiz yerlerde gidemezsiniz küçük hanım!"dedi.
"Küçük çocukmuyum ben? 18 yaşına geldim. Kendi kararlarımı kendim verebilirim."diye posta koydu. Allah'ım sen bize sabır ona da akıl ver yarabbim!
Babam "Hayır hâlen daha bizim himayemiz altındasın. Her istediğini yapıyoruz zaten. Sadece burada kafanıza göre gidemezsiniz. Eğer çok istersen Mersin'de ablanda olmak kaydıyla gidebilirsin."dedi.
Efra, küçük çocuk gibi davranıyordu. Burada sırf o aptal Emre'nin kafasına uyayacam diye annemle babamla kavga ediyordu. Bu benim tanıdığım Efra değildi. Eğer annemle babam bir şeye yok diyorsa üstelemezdi. Normalde annemle babam bizim her istediğimizi yapıyorlardı, arada bir izin vermedikleri oluyordu o da bence normaldi.
İlyas Efra'nın kulağına eğilip "Sırf o aptal çocuk için yapıyorsun değil mi?"diye sadece arka koltuğun duyacağı şekilde konuştu. Annemle babam kendi dertlerine dalmış bizi duymuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğu Karadeniz Turu
Teen FictionHayallerimi gerçekleştirmek zordu. Özellikle de işin içine vicdanım girince bunu hak etmediğimi sanmıştım. Umutlarımın bir bir, tek tek ve acımasızca öldürdüğümü düşünmüştüm. Ama unuttuğum bir şey vardı. Ben hayallerimi yok edecek ve onları çok basi...