19.Bölüm: Uzungöl

276 16 0
                                    

Sabah kahvaltısına indiğimizde kırmızı kargo pantolonumu ve üstüne dünkü aldığım darlandum yazan tişörtü giydim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sabah kahvaltısına indiğimizde kırmızı kargo pantolonumu ve üstüne dünkü aldığım darlandum yazan tişörtü giydim. Ayağıma da beyaz ayakkabımı giydim. Gözüme eyeliner çektim ve  kırmızı dudak parlatıcımı sürdüm. Saçıma at kuyruğu yapıp keşanı bağladım. Ardından iki tutam öne aldım. Aynadaki görüntü hoşuma gitti. Güzel giyinmek ve hazırlanmak bana özgüven veriyordu.

Gezi kulübüyle birlikte kahvaltı yapmaya indik. Bugün onlardan ayrılıyorduk. Bizim son günümüzdü. Onlarda bizden farklı yerleri gezecektik.

Burak "Demek bugün gidiyorsunuz." dediğinde "Evet, ya! Karadeniz'de biraz daha kalmak isterdim."dedim.

"Bende kalmanı isterdim."dedi.

Kahvaltımı yemeye başladım. Efra ile Zeynep konuşmuyorlardı. Efra tavır almıştı, Zeynep de gönlünü almaya çalışmamıştı.

İlyas, Efra'ya "Zeynep'le konuşmuyormusunuz? Dün konuşuyordunuz."diye sordu.

"Hayır, konuşmuyoruz."diye kesin bir dille söyledi. "Mesajda kavga ettik."dedi. Onun arkadaşlarıyla küsmesi için gerçekten büyük bir sebep olması lazımdı. Yoksa öyle basit şeylerden küsmezdi.

"Niye?"diye ben sordum.

"Niye mi? Sence neden olabilir abla!"dedi.

"Ne bileyim ben! Arkadaşınla küsmen şaşırttı."diye içimdekileri söyledim.

"Sen, sana verilen değeri göremeyecek kadar kör müsün?"diye tabağındakilere yöneldi. Benim için ona tavır almasına şaşırmıştım. Efra genelde bana laf söyleyen insanlara karışmazdı.

"Şaşırtıcı ama hoşuma gitti."diye yüzümde tebessüm oluştu.

"Demek hoşuna gidebiliyoruz."diye onunda dudağı yukarı kıvrıldı. "Onun aptal abisine laf etmiyorsam o da benim kraliçe ablama laf edemez."dedi.

"Doğruyu söyle sen kimsin? Benim kardeşime ne yaptın?"diye parmağımı ona gösterdim.

"Ben, Efra'nın içine giren iyilik meleğiyim."dedi. Annem bizi görünce "Hadi, yemeğinizi bitirin."dedi.

Yemeğimize odaklanıp sessiz sessiz yemiştik. Valizlerimizi arabaya taşıdık. Yemin ediyorum bu valiz taşıma işi belimi kopartacaktı.

Aşağıda gezi kulübü vardı. Herkes birbiriyle vedalaştı. Onlardan ayrıldığıma üzülmüyordum ve veda sözleri söylemedim. Aralarında bir tek Burak'la Asya fena değildi.

Doğu Karadeniz TuruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin