İçimdeki öküze bir tekme attı iç sesim ve 'git artık mutlu ol'diyordu bana sanki.Jungkook çıkalı 5 dakika olmuştu.
Depar atarak koşmaya başladım ama ağrı çekiyordum.Ama ağrılarımı umursamadım Binadan çıktığım gibi deli gibi park alanına doğru indim.
"Jeon Jungkook!" sesim yankı yapıyordu.
Yukarıya doğru çıkarken burun çekme sesi gelmişti.Park yerinin merdiven kısmında ayaklarını kendine çekmiş ağlıyordu.Yanına oturdum ilk günkü gibi heyecan sarmıştı kalbimi bir anda.Ellerin titreye titrye kendisinin belini sıvazladım..
"Dokunma bana Jae.Ben senin için neyimki ha söylesen peşinde o kadar pervane olmam çok mu hoşuna gitti.Ama sen bunu sapıklık diye dillendirdin." dedi.
Gözyaşları arka arkaya gelirken kendisinin gözlerinin içine baktım.O derin koyu ve bir şeyler anlatmaya çalışan gözlere.
Ellerimi yüzüne doğru konumlandırdım.Ve yaşlarını sildim."Özür dilerim Jungkook ben senden.Senin gururunu kırdığım için beni affetsen olmaz mı?"dedim
Bana serseri bir sırıtış attı."Ben özür dinleyince sen beni affetmişmiydin hm?"dedi.
"Aşk gururdan öteymiş anladım Jungkook ben seni hiç unutamamışım ki sadece intikam almaya çalışmışım.Ama boşuna bak intikam bile bizi bir araya getiriyor." dedim.
Ellerimi tuttu. Ve beni ayağa kaldırdı.
"Git Jae git affetmeyeceğim işte şimdi sıra bende."dedi.Kendisinden ellerimi ayırdım." Pekala sen ne istersen o olsun ama ben pişmanım Jungkook dine kadar yaptığım herşeyin arkasındayım bu doğru ama bugün yaptığım şeylerin arkasında değilim.Bunu bil."dedim.
Ağlamaktan kızarmış burnunu çekti.
"Her gün senin için ağlayan bir erkek var.Kim bilir kaç kız böyle bir erkek istiyor.Ama sen sırf intikam almak için son darbeyi vurdun.Çok sağol pişmansın, bilirim ne demek olduğunu hemde çok iyi.Ama kolay affetmeyeceğim."dedi.
Jae'nin kalbine bu sefer yavru bir öküz oturmuştu.Kalp kırmamalıydı.Ama kırdı hem de kendisinin ki henüz yeni yeni iyileşirken.
Arabama doğru gittim.Çalıştırıp sürmeye başladım. Öylesine dolaşıp yurda geri dönecektim.
Ama beynimdekiler bunu söylemiyordu.
Beynim bir piskopatlık peşindeydi.İçki içip,hızlı araba sürmek gibi mesela.Maalesef beynime uymuştum.Beni arayan telefona baktım.Jimindi bu.Ona haber vermeden gittiğim için sinirli olmalıydı.
"Neredesin sen?" dedi.
"Konya yolundayım." dedim ve sırıttım.
"Alo Jae iyimisin nerdesin kızım?" dedi.
"Yahu arabada gezip hain planlar yapıyorum neden sordun?" dedim.
"Bana bak sakın bir salaklık yapıp içki içmeye kalkma miden dikişli kaynarsa ağrıdan duramazsın." dedi.
"Ay dur bir umruma sorayım.'Umrum sence umrumda mı?'aaa Jimin bak onunda umrunda değilmiş." dedim.Ve telefonu kapattım.
Arabanın arka küçük dolabına iki tane bira attım.Han nehrinin oraya park edip taşlara oturdum.Çok pişmanım çook deyip ağlıyor içiyordum.
Yoldan geçenlere bile ikram ediyordum. Alkol alırmısınız diye..
••
Kaç saattir böyle deli gibiyim bilmiyorum. Telefonum sabahtan beri çalıyordu ama sesi beni rahatsız etmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK••JEON JUNGKOOK #2
FanficBlack••Jeon Jungkook #1'in devamıdır.. Sebebsizce bir yere benden ayrıldın ama gözün hep üzerimde Jungkook, belki beni hala seviyorsun ama gördüm ki nikah masasında sadece beni değil ikimizin kalbini de bırakmışsın pekala sen nasıl istiyorsan!Seni u...