40. Kurtuluş

1.6K 161 47
                                    

🐉FİNAL BÖLÜMÜ🐉

°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°

Buradaki bilim adamlarının başı olan Gally sinirle yumruğunu masaya vurdu.

  "Kim böyle bir şeye izin verdi! Bir adamımız öldü!"

  Bir masanın etrafına toplanmışlardı ve toplantı yapıyorlardı. Yaklaşık dört saat kadar önce bir cinayet işlenmişti ve suçlusunu bilmiyorlardı.

  "Bunu yapan dışarıdaysa eğer, hepimiz tehlikedeyiz haberiniz var mı sizin!"

  Gally sinirle masaya yumruğunu vurunca beyaz kıyafetli adamların hepsi yerinde sıçradı. Hepsi ayrı bir korkaktı, canavarlara batıracak iğneleri olmasa hepsi birer hiçti.

  "Efendim belki de deney için götürülenlerden birisi halüsinasyon görmüştür..."

  Onlara yaptıkları iğneler aşırı derecede halüsinasyon görmelerine neden olabilirdi, o yüzden bu çok normaldi.

   Amaçları için bunları yapmaları gerekiyordu. Amaçları ise sadece onların hoşuna gidecek türdendi. Canavarları kendileri gibi sıradan insanlara dönüştürmek ve onların özel güçleri kalmasın istiyorlardı. Bir haftalık deney sonuçlarından da yavaş yavaş bu konuda başarılı oldukları belli oluyordu.

  "Efendim onlardan ölenler konusunda da konuşacaktık."

  İçlerinden kısa boylu gözlüklü adam konuştuğunda Gally onu cevapladı.

  "Ölürlerse ölsünler,umrumda bile değil. O kadar dayanıksızlarsa yaşamalarının bir anlamı yok zaten..."

   Gally canavarların asla bulamayacakları odadan çıkmak için zemindeki büyük parkeyi oynattı ve aşağı atladı.

  Burayı bulamazlardı çünkü burası uzun ve karmaşık koridorların tavanındaydı. Tavanına bakmak da kimsenin aklına gelmezdi.

  🐉

  Saatlerce oturduğum yerden kıpırdayamadım, beynim yaşadıklarımı bozuk bir plakmış gibi geri sarıp duruyordu ve bu çok daha berbat hissetmeme neden oluyordu.

   En azından yaklaşık bir saat önce Çağrı bana destek olmuştu. Ona ne olduğunu anlatmasam bile beni sözleriyle rahatlatmıştı ancak şimdi o da yoktu. Gelip onu deney için götürmüşlerdi.

   Gözlerim zindanımdan dışarı bakarken Çağrı'yı sürükleyerek getirdiler ve zindana attılar.

   Anında yere düşen Çağrı yüzünden hızla ayağa kalktım ve çaresizce parmaklıklara tutunarak Çağrı'ya seslenmeye başladım.

  "Çağrı? Çağrı! İyi misin?"

  Sırtı dönük olduğu için yüzünü göremiyordum. Bana dönmeye çalıştı ve dönebildi. Gördüğüm manzara yüzünden yutkundum ve ağlamamaya çalıştım.

   Yüzünde bir şey yoktu, ancak karnını ortadan kesmişlerdi ve içinde parlak kocaman bir demir gözüküyordu. Ona ne yapmışlardı böyle?

  "B-benim gücümü... Ancak b-bu şekilde yok edebilirlermiş..."

  Zar zor konuştuğu kelimeler sayesinde kendime geldim ve parmaklıklara vurarak bağırmaya başladım.

  "Açın şu kapıyı! Açın!"

   Ne kadar süre böyle bağırdım bilmiyorum ancak aklıma önce göğsüme soktuğum, sonra da zindanda taşın altına sakladığım anahtar geldi. Hızla o anahtarı aldım ve etrafta kimin olduğunu bile umursamadan zindanımdan çıktım.

CANAVAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin